Ziya Ulusoy yazdı | ŞİÖ toplantısı neye işaret
Diktatör Erdoğan, Putin'in özel davetiyle Semerkant'ta boy gösterdi. Bu durumu ABD bloku nezdinde önemini artırmada şantaj aracı olarak kullanmak istiyor. Daha önemlisi de Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye işgalini genişletmek ve Kürt direnişini ezmede yeni politikaya geçiş imkanı için kullanmaya çalışıyor.
Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ), Ukrayna savaşından sonra ilk kez toplanıyor. Yazıyı yazdığımda Semerkant toplantısının sonuçları henüz açıklanmamıştı.
Fakat toplantının gerçekleşmesi bile, ABD blokunun Rusya'ya ekonomik ambargo ve siyasi tecrit dayatmasının Çin açısından sökmediğini açıkça gösteriyor.
Toplantıda asil üyelik başvurusu kabul edilen İran açısından da bu geçerli.
Ukrayna savaşı ve Tayvan gerginliği koşullarında Rusya-Çin bir kez daha müttefikliğini ŞİÖ Semerkant toplantısıyla deklare ediyorlar. Yeniden ABD hakimiyetinde emperyalist dünya projesine bir nevi meydan okuyorlar.
ABD yöneticilerinin Tayvan ziyaretleri, "Tayvan'ı koruyacağız" açıklamaları ve savaş gemilerini Tayvan Boğazı'ndan geçirmesi sorunu ciddi olarak kaşıdığını göstermiş, Çin'in savaş uçakları gösterisiyle karşılanmıştı. Ukrayna savaşının başlangıcında temkinli olmayı tercih eden Çin'in şimdi Rusya ile ilişkisini daha fazla geliştirmeye yöneldiği görülüyor.
ŞİÖ, Çin ve Rusya'nın ittifakı olarak başladı, Orta Asya ülkelerini nüfuz alanına çekmeyi hedefledi. Sonrasında Çin'in Kuşak-Yol ekonomik projesiyle birlikte daha kalıcı hale geldi. Çin-Rusya dışında İran'ın önemli bir aktör olacağı Pakistan dahil diğerlerinin Çin-Rusya eksenine bağımlılık altına gireceğini belirtmek gerekir.
Bölgesel yayılmacı politikaya sahip Hindistan'ın Rusya ile geçmişten gelen silahlanmada işbirliği ve yeni durumda Rusya'dan indirimli petrol alma dışında ŞİÖ'yle kalıcı bağ içinde olmayacağını, ABD blokunun Çin'i çevreleme aracı olan QUAD askeri antlaşması içinde yer aldığını da belirtmekte fayda var. Ayrıca Çin'le bölgesel yayılmacı nedenlerden dolayı da özellikle Modi yönetimi altındaki Hindistan'ın ABD blokuna daha fazla yanaşacağı açık.
Diğer bazı gelişmeler de iki eksenli emperyalist rekabetin tırmanacağına işaret ediyor.
Birincisi, ABD blokunun ambargosuna karşılık Çin başlangıçtaki zarar görmeme temkinliliğini bir yana bıraktı. Çok sayıda ülke ise ekonomik olarak yaratacağı güçlükler nedeniyle katılmamak zorunda kalacaklarını açıklamışlardı. ŞİÖ'ye dahil ülkelerin Rusya petrol ve gazını indirimli fiyattan yararlanarak ithalatı artırdıkları basında yeralıyor. Bunun ambargoyu Rusya açısından önemli ölçüde araladığını belirtmek gerekir. Bu da ABD'nin hazırlandığı ambargoya uymayan ülkelere ikincil yaptırım kararlarının etkili olmayacağının işareti.
İkincisi ikili mali-ticari ilişkilerde, başta Yuan gelmek üzere görece istikrarlı ulusal para birimlerinin kısmen kullanılması kararları alındı ve uygulanıyor. Bunun dolar hakimiyetini gerileteceğini, Rusya'ya ambargo karşısında daha fazla nefes aldıracağını, Çin'e ise dolar cinsi rezervlerini azaltma imkanı vererek rekabette avantaj sağlayacağı söylenebilir.
Bu gelişmeler ŞİÖ'nün emperyalist rekabet ekseninde daha kalıcı olmasını garantiliyor.
ABD blokunun çevreleme saldırganlığı karşısında, Çin'in dünya rekabetinde başlıca güç odağı olma hedefinde kararlılığı yeniden tazelenirken, Rusya ambargo karşısında nefes borularını artırma ve siyasi-askeri iddiasını sürdürme imkanı buluyor.
Diktatör Erdoğan, Putin'in özel davetiyle Semerkant'ta boy gösterdi. Bu durumu ABD bloku nezdinde önemini artırmada şantaj aracı olarak kullanmak istiyor. Daha önemlisi de Rojava- Kuzey ve Doğu Suriye işgalini genişletmek ve Kürt direnişini ezmede yeni politikaya geçiş imkanı için kullanmaya çalışıyor.
Erdoğan'ın 'Kürtleri birlikte ezelim ve çetelerim Suriye'nin siyasi rejiminde yeralsın' önerisine, Esad'ın Semerkant'taki görüşmeye gelmediğine göre sıcak bakmadığı anlaşılıyor. İşgali sona ermedikçe Türkiye'nin tekliflerinin kabul görmeyeceği anlaşılıyor.
Diktatörün ABD-Rusya çelişkisinden yararlanmak için kısa aralıklarla çizdiği zikzaklarının, ekonomik fayda çıkarma amaçlı olduğu, Rusya'dan kısmen yararlanacağı ama ŞİÖ'den fazlaca kazanımlar sağlayamayacağı görülüyor.
Emperyalist rekabet silahlanma ve savaş tehlikesini tırmandırırken halkların savaş karşıtı mücadeleler etrafında toplanması ihtiyacı daha acil hale geliyor.
Diktatörün emperyalist rekabetten yararlanarak bölgede işgalciliği veya birleşik karşıdevrimci saldırganlığı tırmandırmasına, bölge halkları ve ezilenlerin savaş ve saldırganlık karşıtı birleşik mücadele ihtiyacı artıyor.