22 Kasım 2024 Cuma

Ziya Ulusoy yazdı | Savaş felaketine karşı mücadele

1 yılı aşkın bir zamandan beri Erdoğan'ın Medya Savunma Alanları'nda yoğun kimyasal silah kullandığı savaşına, Irak Başbakanı Kazımi de destek vermişti. "Ödül"ü halkına katliam oldu. Şimdi ezilen kitleleri güncel mücadelelere seferber etmeyi yoğunlaştırmanın ve bu yolla faşizme ve savaş felaketine karşı mücadeleyi geliştirmenin zamanı.

Erdoğan faşizminin bilinçli gerçekleştirdiği Perex katliamı, Arap devletleri başta gelmek üzere, devletler ilişkisi alanında da bir hayli tepki topladı.

1 yılı aşkın bir zamandan beri Erdoğan'ın Medya Savunma Alanları'nda yoğun kimyasal silah kullandığı savaşına, Irak Başbakanı Kazımi destek vermişti. "Ödül"ü halkına katliam oldu.

Başta Kazımi olmak üzere Arap devlet yöneticileri, Erdoğan ve devletinin işgalci savaşı karşısında halkın tepkisi nedeniyle, bu tavır değişikliğini gösterdiler. Nitekim Kazımi sorunu BM'ye götürdü. Ve muhtemelen göstermelikten biraz farklı inceleme yapılacak.

Barzani Kürt halkının yanı sıra Arap halkından gördüğü hoşnutsuzluk karşısında sözle de olsa tavır değişikliğine gitmek zorunda kaldı.

Bu durum sonuç olarak Erdoğan'ın kimyasal savaşı yoğunlaştırmasını ve Kuzey Suriye'de yeniden işgali genişletmesini zayıflatıcı faktör olacak.

Fakat bölge ve emperyalist dünya devletleri, burjuva çıkarları için son tahlilde Erdoğan faşizmini kınama(lar) ötesine geçmez. Şii gruplardan ise belki işgalci Başika askeri üssüne füze atışı gibi örnekler ara sıra yaşanabilir, o kadar.

İşgalci faşizme asıl darbe savaşın yaktığı halklar ile sömürgecilerin kendilerine destek yaptıkları ezen ulus halkı tarafından vurulmalıdır.

Bu bakımdan Irak halkının Türkiye faşizminin Irak elçiliğini protesto eylemleri, Kürt halkının Rojava ve Kuzey'deki eylemleri çok değerliydi. Güney'de de bu eylemlerin geliştirilmesi yalnızca işgalcilere karşı mücadele açısından değil Barzani hanedanının Güney'i Erdoğan faşizminin askeri ve himayeci boyunduruğuna sokan işbirlikçiliğine karşı da önemli rol oynayacak.

Erdoğan faşizmi, bölge karşıdevriminin mızrak ucudur. Mızrağın elinde öldürücü militarist güç birikimi ve yüz bini aşkın katil çete var. Rojava ve Kuzey Suriye ile Başûr Kürdistan'da sömürgeci işgali, askeri üsleri var.

İşgalini genişletmek, işgalci üslerini yaymak, Kürt ulusal özgürlük hareketini imha etmek için durmaksızın savaş yürütüyor. Olası devrimci halk hareketlerine karşı da Kürtlere yaptığını yapacak. Bölgede birleşik karşıdevrimin ağası, burjuva emperyalist devletler arasındaki rekabet savaşlarının da vazgeçilmez savaş makinası işlevini görecek.

Kürt halkının ve Irak halkının Perex katliamını protesto eylemlerini, bölge halklarının bu savaş ağasına karşı mücadele ırmağına adım adım dönüştürmek, savaşa, işgale ve emperyalizme karşı mücadelenin yükseltilmesine hizmet eder.

Halkların ve ezilenlerin "kendi" burjuva devletleri, klikleri ve emperyalist devletlerin çıkarları yolunda heder edilmelerine karşı, halkların kurtuluşunun birleşik mücadelesini inşa eder.

Fakat bu görev yalnızca savaşta en ağır acıyı yaşayan Kürt halkının direnişiyle sınırlanmamalı. Ya da yine savaş yangınının yaktığı Irak, Suriye halklarıyla sınırlanamaz.

Savaş ağası Erdoğan faşizmine, Kürt düşmanlığı, yeni Osmanlıcılık, büyük devlet şovenizmi ve Türkçülük yanılgısıyla şimdilik destek veren Türk halkı ve ezilenlerinin de savaşa karşı mücadeleye seferber edilmesi şarttır.

Bu iki biçimde mümkün.

İşgalci savaşa karşı barış mücadelesini, işgalci savaşın her zulüm örneğine karşı duruş ve mücadele geliştirme yolu bunun birinci yoludur. Şovenizmin kesifliğini aralar, halkı artan kitleler halinde savaşa karşı barışın yanına çeker.

İkincisi, direniş ve ezilenlerin mücadelesidir. Direnişi ve güncel mücadeleleri özellikle bu dönemde yoğunlaştırmak. Bu, faşizmin o uğursuz amacına ulaşmasını engeller. Demokratik ve sosyalist güçlerin faşizmden kurtuluş umudunu ayakta tutar. Güncel mücadelelere katılan kitlelerin nesnel olarak faşizme ve savaşa karşı rol oynamasını sağlar. Bu bilince erişmelerinin koşullarını hazırlar.

Örgütlü güç birikimine elverişli ortamı yaratır.

Kürt özgürlük hareketi ve birlikte direnen komünist-devrimci hareket, bu görevini kahramanca gerçekleştiriyorken, bütün demokratik ve sosyalist güçlerin direniş propagandasını ve teşvikini kararlıca yerine getirmesi gerekir.

Ama asıl eksik olan güncel taleplerle işçi sınıfı ve ezilenleri mücadeleye seferber etmedeki eksikliktir. Buna yoğunluk vermek Erdoğan faşizminin savaş kundakçılığının altındaki halıyı çekecektir.

Şimdi ezilen kitleleri güncel mücadelelere seferber etmeyi yoğunlaştırmanın ve bu yolla faşizme ve savaş felaketine karşı mücadeleyi geliştirmenin zamanı.