Ziya Ulusoy yazdı | Masa'nın anayasa vaadi: Durun bizimle yetinin
Masa'nın önerdiği "durun" aldatmacasını artık bir kenara itmeli, faşizmin saldırılarına karşı ve hakları için kitlesel mücadelesini yükselterek örgütlü devrimci saflarını büyütmeli. Masa, Erdoğan faşizminden kurtuluşun halkçı devrimci iktidar sonucuna yol açmaması için "güçlendirilmiş parlamenter rejim"i önerdi, işçi sınıfı ve ezilenlere ise "uslu durun mücadele etmeyin" dedi.
Altılı Masa, anayasa değişikliği önerisini sundu.
Değişiklik önerisinin esasını parlamenter rejim oluşturuyor. Fakat parlamenter rejimin ne kadar demokratik olması gerektiğinin ölçütü Masa'ya göre burjuva partilere seçimlerde halkı arkasına alanın yürütmeyi devralması. Burjuva partilerin hükümete gelme hakkındaki eşitliği demokrasinin esası sayıyor.
Erdoğan faşizminin işçi sınıfı ve halklarımıza yaşattığı bu zulüm sürecinden sonra demokrasi ve sosyal haklar alanında kısır vaatte bulunmayı yeterli görüyor.
Anayasa ve yasalar, sınıf mücadelesi ve güç ilişkileri sonuçlarının hukuki düzeye çıkarılarak sürdürülmelerinin ifadesidir. Erdoğan faşizminin ağır zulmüne, iç ve dış savaş kudurganlığına karşı yürütülen mücadelelerin sonucu Masa'nın kısır vaadi olamaz, olmamalı.
İşçi sınıfı ve ezilenler açısından Erdoğan faşizminden kurtuluş, emekçi halkın iktidarı tarafından güvencelenen halk demokrasisiyle gerçekleşir. İşçi sınıfı bu sayede ve bu iktidar altında toplumsal mülkiyete dayanan sosyalizm mücadelesinin zafer yolunu açabilir.
Halk demokrasisi rejimiyle diğer ezilen sınıf, ulus ve inançlar da halkçı demokratik çözümleri elde edebilirler.
Masa, Erdoğan faşizminden kurtuluşun halkçı devrimci iktidar sonucuna yol açmaması için "güçlendirilmiş parlamenter rejim"i önerdi, işçi sınıfı ve ezilenlere ise "uslu durun mücadele etmeyin" dedi. Önerdiği burjuvazinin gerici parlamentarizmine ek küçük bir-iki reformla bunun sonucunu almak istiyor.
Vaat ettiği demokrasi reformları çok sınırlı.
İşçi sınıfına hak, dayanışma, siyasi grev özgürlüğü vaat etmiyor. İşyerlerinde özgürce sendikal örgülenme hakkı öngörmüyor.
Kürt ulusuna ne bölgesel özerklik, ne ulusal dilde eğitim vadediyor! Ne de iç ve dış savaşa karşı barış ve reformlar çözümü öneriyor. İşgalci savaşlara son verme vaadini bile vermiyor.
Alevi halkın talebi olan Diyanetin tasfiyesi, din derslerinin kaldırılması, inançlarının resmi kabulüne ilişkin hiçbir vaadi gerekli görmüyor. Emekçi köylülere Masa partilerinin borç erteleme ve faiz indirimi dışında herhangi bir sözü duyulmadı.
Kadın özgürleşmesiyle ilgili İstanbul Sözleşmesi dışında başka vaatleri gereksiz görüyor.
Gençliğe parasız, anadilde, demokratik ve bilimsel eğitim vaadinde bulunmadığı gibi, belki yurtları artırma dışında üniversite eğitimini güvenceleyecek ekonomik haklar da vaat etmiyor.
Erdoğan faşizminin vurucu gücü sayesinde Türkiye kapitalizmi, işçi ve emekçi kesimi sefalet ve açlığa mahkum etti. Masa, halkın durumunda anlamlı iyileşmeler sağlayacak ekonomik-sosyal haklar vaadine yanaşmıyor.
Adeta biraz söz özgürlüğü, biraz üniversite özerkliği, parti kapatmanın biraz zorlaştırılması yeter. Fazlasını istemeyin mücadele de etmeyin, bizim iktidarımızla yetinin demek istiyor.
Dahası, Erdoğan faşizminden gerici parlamenter rejime, burjuvaziyi ve düzeni bunalımsız biçimde geçirmenin karşılığı olarak kırıntı vaatler veriyor.
Öyle ki Erdoğan diktatörlüğünün işlediği iç ve dış savaş suçlarının, katliamlarının, vurgunlarının kısaca suçlarının hesabını sormayı bile vaat etmiyor.
Erdoğan faşizminin silahlı bürokrasisini, AKP-MHP ve kısmen Ergenekoncu asker-polis mekanizmasının faşizmden arındırılma sözü bile vermiyor. Yine aynı nitelikteki yargıyı faşizmden arındırmaya gerek görmeksizin "yargı kararlarını esas alma"yı ulvileştirerek deklere edebiliyor.
İşçi sınıfı ve halklarımız, bu kırıntılarla ne sessiz kalıp durabilmeli ve ne de burjuvazinin gerici parlamenter rejimini güvencelemesine izin vermeli.
Fedakarca yürüttüğü ve ağır bedeller ödediği mücadelesini daha çok haklar elde etmesi ve elde ettiği hakları halkçı iktidar, halk demokrasisi, devrimci çözümler hedefinde büyütülmesi çizgisinde yükseltmeli.
Masa'nın önerdiği "durun" aldatmacasını artık bir kenara itmeli, faşizmin saldırılarına karşı ve hakları için kitlesel mücadelesini yükselterek örgütlü devrimci saflarını büyütmeli.
İşçi sınıfı ve ezilenler, ancak bu devrimci mücadele yoluyla daha fazla demokrasi ve haklar elde edebilir, kendi sınıf iktidarına yürüyebilir.