24 Kasım 2024 Pazar

Ziya Ulusoy yazdı | İşgalle de diktatörlükle de mücadele

Afganistan işçileri, köylüleri, kadınları ve devrimci hareketi dün de ağır koşullar altındaydı, Taliban diktatörlüğü altında çok zor koşullarda mücadele edecek.

Taliban 15 Ağustos'ta Kabil'i de alarak iktidarı ele geçirdi.

ABD emperyalizmi 20 yıllık işgalci savaşta yenilgi aldı.

Bilindiği gibi ABD 11 Eylül saldırısından sonra NATO ülkelerini arkasına alarak ve rakip Rusya ve Çin'i ses çıkaramaz pozisyona iterek Afganistan işgalini başlatmıştı.

Ardından Irak işgali. Sonrasında Suriye ve Libya iç savaşları ve Yemen savaşı... Devasa savaş makinasını kullanarak, ABD'ci dünya düzenini herkese dayatmak istedi.

20 yıl önce iktidarı direnmeden bırakarak kırsal alana kaçan Taliban karşısında, ABD şimdi tek şartla, 'ABD ve müttefiklerine karşı eylem yapacak politik islamcı güçlere Afganistan'da üs imkanı ve destek vermemek' şartıyla anlaşma yaparak, himayeci sömürgeciliğe son vermek zorunda kaldı.

Kendi dünya tekellerinin çıkarı için savaşan ve ülkelerin egemenlik hakkını tanımayan hiçbir emperyalist gücün, militarist savaş makinasına güvenerek dünyaya hükümdar kalamayacağını bir kez daha kanıtladı.

Afganistan'da ABD'nin himayeci sömürgeciliği altındaki iktidar ve ordusu direnmeden dağıldı ve kaçtı. Bunda Gani (ve öncesi Karzai) iktidarının sefahat, yağma ve halka şiddete dayanması temel bir nedendi. Fakat politik islamcıların dillendirmediği Peştun milliyetçiliği de diğer temel faktör oldu.

Karzai ve Gani, Peştun milliyetçiliğinin temsilcileri olarak, yine Peştun milliyetçiliğini İslami niteliğinin yanında barındıran Taliban'la yokedici bir çatışmaya girmedi. Adeta "Afganistan'ı 300 yıldır Peştunlar yönetiyor, bu devam etsin" demeye getirdiler, klik çıkarlarını Peştun hakimiyeti için geri plana attılar.

Geçmiş Kuzey İttifakı'nın savaş ağaları, bu nitelikleriyle savaşamadılar ama aynı zamanda merkezi iktidardan dışlandıkları için Peştun merkezi iktidar kliği için savaşmadılar da.

ABD-NATO yenilgisi elbette bu emperyalist kliğin kapitalist dünya hakimiyetindeki varolan gerilemesini hızlandıracak. Dahası rakip Çin ve Rus emperyalistlerine cesaret verecek. Çin zaten Pakistan aracılığıyla Taliban'a silah ve lojistik desteği veriyordu. Ayrıca değişik bölgelerde güçlü burjuva devletler de özgün gerici çıkarları için daha özerkçe askeri güç kullanımına, yayılmacı maceralara başvurmaya çalışacak.

Afganistan'da 40 yılı aşkındır süren işgaller ve gerici iç savaş, ABD emperyalist işgaline karşı ulusal ve emekçi devrimci bir direniş imkanını da yok etmişti. Geçmişte dikkate değer gücü olan Maocu devrimci parti ve örgütler, işgalcilerin ve islamcı gericilerin yokedici saldırıları kaşısında güç kaybettiler, şimdi bir odak olma durumunda değiller.

Bu koşullarda Taliban gerici diktatörlüğünü kurmaktan asla kaçınmayacak. Ilımlılık deklerasyonuyla, emperyalist güçlerle uzlaşma ve işbirliği elini uzatırken, şeriata göre rejim uygulayacağı deklerasyonuyla halklara, işçi sınıfı ve ezilenlere demir yumruk uygulayacağını gösteriyor.

Taliban bilindiği gibi Pakistan burjuva devleti himayesinde kuruldu ve Sovyetler Birliği işgali bitiminde ve Necibullah iktidarı yıkıldıktan sonra, iktidarı alan Mücahit kliklerinin iç çatışmasının yarattığı kaosa karşı Pakistan ve ABD tarafından öne geçirilen tercih olarak 1996'da iktidarı aldı. İktidarı döneminde işçilere de, kadınlara da, ezilen uluslara da hiçbir demokratik hak tanımadı, en ağır teokratik diktatörlüğü ve zulmü uyguladı. Aşiret ve toprak ağaları ile burjuvaziye o da dayandı. Mücahitlerin değişik ulusların burjuva feodal egemen sınıflarına dayanıyor olmalarından farkı esasen Peştun egemenlerine dayanıyor olması ve iç klik dalaşını vermemesiydi.

Şimdi de aynı teokratik diktatörlüğü uygulayacağını deklare ediyor. Diğer ulusların egemenlerini, uzlaşsa da, iktidarın dışında tutacağı görülüyor. İşçilere, köylülere, kadınlara, ezilen uluslara katı bir diktatörlük uygulayacağı, yeniden ilan ettiği Emirliğinin şeriat uygulayacağını deklare etmesiyle açıkça gösteriyor.

Afganistan işçileri, köylüleri, kadınları ve devrimci hareketi dün de ağır koşullar altındaydı, Taliban diktatörlüğü altında çok zor koşullarda mücadele edecek.

Devrimci hareket olarak umudumuz, şimdi zayıf kalmış olsa da Afganistan devrimci hareketinin işçi ve ezilelerin ağır koşullardaki mücadelesiyle birleşerek onu geliştirebilmesinde olmalı. Enternasyonalist desteğimiz de onlara olmalı.