22 Kasım 2024 Cuma

Ziya Ulusoy yazdı | İran halkları yeniden ayakta

İran halkları aralıklarla geniş çaplı protesto ve ayaklanmalarla öfkesini, mücadele isteğini dile getirebiliyor. Yaşananların yeni bir ayaklanma için daha geniş kitlelerin harekete geçmesi yönünde birikim yaratacağı şüphesizdir. Alanlara çıkan kadın hareketi kıvılcım çakıyor. Fakat emekçi sol hareket ya sessiz ya da bir bölümüyle 'emperyalizm kışkırtıyor olabilir' ulusalcı zehirlenmesiyle ayaklanan halkların devrimci kahramanlığına karşıt konumda yeralıyor. İran halkları, ayaklanma deneyimleri içinde öğrenerek İran molla faşizmini sonunda mutlaka yıkacak, 1979 İran devrimini gasp eden ve 40 yıldır tarifsiz acılar yaşatan mollalardan rövanşı alarak özgürlüğü de halk iktidarını da mutlaka kuracak!

Her ayaklanma sonrakine esin kaynağı oluyor, adeta nefes aldırmaz İslami faşizme karşı "başarabiliriz" özgüvenini biriktiriyor, büyütüyor.

3 yıl aradan sonra İran halkları yeniden ayağa kalktı.

Bu kez islamcı paramiliter İrşad polisinin genç bir Kürt kadınını işkencede öldürmesine karşı halk öfkesi ayaklanmaya dönüştü.

Ayaklanma Kürt kentlerinden başladı. Ancak İran'ın birçok kentine yayıldı. İran halklarının birleşik ayaklanmasına yükseldi.

Ayaklanma bir haftadır polis ve Besic saldırılarına ve onlarca şehit verilmesine rağmen sürüyor.

Ayaklananların yükselttikleri sloganların başında "Jin jîyan azadî" ve "Diktatöre ölüm" geliyor.

Kürt kadınları "Jin jîyan azadî"yi İran ve Türkiye halklarına armağan etti. Halklar ve kadın hareketi mücadeleleri yükselttikçe Kürdistan kadın devriminin bu temel sloganını benimsiyor.

"Diktatöre ölüm" şiarı ise teokratik faşist rejimi yıkma, halkların ve ezilenlerin özgürlüğünü gerçekleştirme isteğinin çok cesurca dile getirilmesi. Çok cesurca çünkü kurşuna karşı çıplak elleriyle ayaklanmaya katılanlar ölümü de, hapse girmeyi de göze alarak İslami faşist rejimin yıkılmasını isteyen bu şiarı yükseltiyorlar.

İslami rejim, siyasi çalışma yapan kadroları bile idam ediyor. Çok sayıda Kürt siyasiyi idam etti. Grev yapan sendikacıyı hapse atıyor. İnsan hakları savunucularını hapislerde süründürüyor.

Rejim, ilk yıllarında ve Irak'la savaşında onbinlerce devrimciyi idamlarla kurşunla katletti. Onlarca yıl işçi sınıfı ve halkın her düzeydeki örgütlenmesini ezdi. Komünist ve devrimci örgütlenmeleri ezmekle kalmadı, adeta yeşerecekleri toprakta köklerini kuruttu.

Ulusal özgürlük mücadelesi içindeki Kürt örgütleri de ancak idamı ve kurşunu göze alarak ayakta kalabiliyor, fakat hızlı büyüme imkanı zayıf kalıyor.

İran halkları ancak aralıklarla geniş çaplı protesto ve ayaklanmalarla öfkesini, mücadele isteğini dile getirebiliyor.

Her ayaklanma sonrakine esin kaynağı oluyor, adeta nefes aldırmaz İslami faşizme karşı "başarabiliriz" özgüvenini biriktiriyor, büyütüyor. Ama halk kitleleri devrimci ve kitle örgütleri içinde örgütlü olamadığı için aralığı kısalan kahramanca ayaklanmaları rejimi yıkacak devrime dönüştüremiyor.

Özgürlük ayaklanmalarına bir önceki defa yoksulluğa karşı 2019 ayaklanması eklenmişti. Ayaklanma Meşhed ve Kum gibi rejimin kitle dayanağının sembolü olan kentlerde başlamış ve yayılmıştı. Bugünkü özgürlük ayaklanmasına bu nedenle Meşhed halkı ve kadınları da katılıyor. Meşhed gibi İslami inancın çok güçlü olduğu yerde dahi kadınlar çarşafı ateşe atabiliyor. Diğer bir ifadeyle rejimin kitle desteği olmuş halk da özgürlük ayaklanmalarına katılmaya başlıyor.

Esnaf bazı kentlerde kepenk kapatarak destek vermeye başladı.

Ülke dışından İranlı ünlü futbolcu orduya (doğal olarak Pasdaran'a değil ordunun diğer bölümüne) halkın yanına geçmesi yönünde çağrı yapabiliyor.

Bu, sık aralıklarla ayaklanmaların yarattığı özgüven birikimi. Liberalinden dindarına geniş kitleler teokratik faşizme karşı mücadeleye birlikte katılıyor, bu da rejimin kitle desteğinin zayıfladığını gösteriyor.

Ayrıca rejim içinden reformcuların, ekonomik alanda Batı kapitalizmiyle kaynaşma dışında siyasi rejim bakımından ciddi değişiklik yaratmadığını kitleler kendi deneyimleriyle gördüler. Özellikle 2019 ayaklanmasında hükümet reformcu tabir edilen bu kanadın elindeydi. Bu kanat, Hamaney'le birlikte Pasdaran'ı (devrim muhafızları) ağır silahlarla sahaya sürerek ve kan dökerek 2019 ayaklanmasını bastırdı.

Bu kez de, Hamaney ve Reisi, Pasdaran'ı ağır silahlarla sahaya sürerek ayaklananları geri çekilmek zorunda bırakabilir.

Fakat yaşananların yeni bir ayaklanma için daha geniş kitlelerin harekete geçmesi yönünde birikim yaratacağı şüphesizdir.

Türkiye emekçi sol hareketinin İran halklarının bu ayaklanmasını var gücüyle desteklemesi gerekir. Alanlara çıkan kadın hareketi kıvılcım çakıyor. Fakat emekçi sol hareket ya sessiz ya da bir bölümüyle 'emperyalizm kışkırtıyor olabilir' ulusalcı zehirlenmesiyle ayaklanan halkların devrimci kahramanlığına karşıt konumda yeralıyor.

Tarihin ve emperyalizme karşı mücadelenin motoru "üçüncü dünya" devletleri değil sınıf mücadelesidir!

İran halkları, ayaklanma deneyimleri içinde öğrenerek İran molla faşizmini sonunda mutlaka yıkacak, 1979 İran devrimini gasp eden ve 40 yıldır tarifsiz acılar yaşatan mollalardan rövanşı alarak özgürlüğü de halk iktidarını da mutlaka kuracak!