Ziya Ulusoy yazdı | Hüseyin Narlı'ya
Yetenekli, çok çalışkan, hızlı fikir geliştirebilen, kendi kuşağından farklı olarak hızlı konuşan bir yoldaştı. Kürdistan devriminin gelişmesine emeği ve yetenekleriyle katkıda bulunurken, Türkiye'de devrimci hareketin geliştirilmesine duyarlı davrandı.
Hüseyin yoldaşın adını 70'li yılların ortalarında köylülerinden duydum. Köylüleri övgüyle sözediyorlardı. Tabii ki Ökkeş Ünlübayır olarak.
Hüseyin yoldaşı yıllar sonra doğrudan tanıma imkanı buldum. Tanıyınca köylülerinin övgüsünü fazlasıyla hakettiğini daha yakından kavradım.
1960-80 arası yükselen devrim dalgası, öğrenci gençliğin en iyi kesimlerini işçi sınıfı ve halkların kurtuluşu mücadelesine yöneltti.
Devrimci öğrenciler, devrim dalgasının hem oluşturucu temel unsurlarından biri hem de öne çıkan kadroları oldular.
Mücadelenin uzun sürecinde yorulanlar ve geriye çekilenler olmasına rağmen, sonuna değin mücadeleyi omuzlayan, devrimci öncü örgütleri kurup bugünlere taşıyanların önemli bölümü de bu devrimci öğrencilerden gelenler oldu. Hüseyin yoldaş bunların içinde yeraldı.
Devrim dalgası yeni sömürge ülkelerin hemen tümünü kapsıyordu. Mücadelenin öne çıkardığı ve devrimci öncü parti, örgüt ve askeri örgütleri kuranlar marksizm leninizmi benimsemeye yöneliyor veya ideolojik olarak etkileniyorlardı.
Türkiye ve Kürdistan'da ise doğrudan marksizm leninizmi benimseme tam baskındı.
Hüseyin yoldaş başından itibaren marksizm leninizmi benimsedi. Aramızdan ayrılıncaya değin bağlı kaldı.
Komünist ve devrimci hareket enternasyonalistti ve dünyadaki bölünmelerden etkilendi. Hüseyin yoldaşla farklı ekoller içinde yeralıyorduk.
Hüseyin'in liderleri içinde yeraldığı Türkiye Komünist Partisi (Birlik) adını Sultanahmet askeri zindanında yoldaşlarından öğrendim.
TSİP'ten farklı olarak devrimde iddia sahibiydiler. Nitekim 12 Eylül sürecinde Bekaa'da konumlandılar, zindanlara atıldılar. Daha sonra Türkiye Devrim Partisi ve Kuzey Kürdistan Komünist Örgütü olarak örgütlendiler. Hüseyin Kuzey Kürdistan Komünist Örgütü'nün genel sekreteri olarak görev yaptı.
90'lı yıllarda çok sayıda yoldaşını dağlarda gerilla mücadelesinde yitirdi. Bazı yoldaşları ölüm orucu gazisi oldular.
1980 öncesinin enternasyonal alandaki ayrılıklarından daha çok, komünist ve devrimci mücadeledeki yerine göre parti ve örgütleri değerlendirmenin isabetli olacağını pratik deneyim gösterdi.
Hüseyin yoldaşın partisi ve kendisi, enternasyonal alandaki şekillenmeye göre hareket etmiyor, bağımsız inisiyatifiyle yolunu çizip fikir geliştiriyordu.
Farklı ekollerde yeralmanın şartlandırdığı sekterlik ve yolaçtığı zararlardan Hüseyin ve yoldaşları kendilerini bizim cenahtakilerden çok daha erken kurtardılar. İlk çıkışta Kıvılcımcı olmalarına rağmen, Kıvılcımlı'nın Sovyet revizyonizmini eleştiriden sakınan dogmatizmine sahip değillerdi. Sonrasında revizyonizme daha kararlılıkla karşı çıktıkları gibi, özellikle Hüseyin yoldaş SBKP'nin çizgisine de dünyada devrimleri ve komünist hareketi geliştirilip geliştirilmemesi bakış açısına göre değerlendirme yapan özelliğe sahipti. Devrimci eleştirelliği buradan temelleniyordu.
Sekter şartlanmanın zararlarının bilinci de erken oluşmuştu.
Hüseyin ve yoldaşları berrak su sadeliğindeki içtenlikleriyle eskiden gerginlik yaşadıkları bizim cenahtan devrimcileri sevdiler ve değer verdiler. Kendilerine geçmişte yöneltilmiş kaba davranışların muhtemel incinmesinin izini bile bırakmayan devrimci duygularla konuştular ve yaklaştılar. Zindanda da dışarıdaki mücadele alanlarında da.
Hüseyin yoldaş sonraki süreçlerde Kürt özgürlük hareketi içinde yeralırken, komünizm ve marksizm leninizm inancını sürdürdü. Kürdistan devriminin gelişmesine emeği ve yetenekleriyle katkıda bulunurken, Türkiye'de devrimci hareketin geliştirilmesine duyarlı davrandı. Devrimci eleştirelliği ve bağımsız fikir oluşturma özelliğini, değerlendirme, öneri, eleştiri ve konuşmalarında kuvvetli tarzda gösterdi. Gezi ayaklanmasına ilişkin HDP'yi eleştirirken "Deniz olsaydı Gezi ayaklanmasını devrime dönüştürürdü" değerlendirmesi birleşik devrimi geliştirme kararlılığının ifadesiydi.
Bağımsız fikir oluşturma özelliğini katıldığı panel ve tartışmalarda mutlaka gösterirdi. Bu özelliği elbette komünist ve devrimci hareketin geliştirilmesi isteğinin yüksekliğinden geliyordu.
Yetenekli, çok çalışkan, hızlı fikir geliştirebilen, kendi kuşağından farklı olarak hızlı konuşan bir yoldaştı. Çok okuyan özelliğini bu alanlarda değerlendirirken, daha çok pratik devrimciliğe önem verdi. Devrimci teoriye yoğunlaşsaydı verimli olurdu, yoğunlaşmayı tercih etmedi.
Güle güle Hüseyin yoldaş! Bağlı kaldığın komünizm ve birleşik devrim mücadelesinde anın, emeğin ve niteliğinle her zaman yaşayacaksın!