22 Kasım 2024 Cuma

Ziya Ulusoy yazdı | Emperyalist rekabet ve Ukrayna savaşı

Erdoğan faşizmi, emperyalist rekabetten bu kez de NATO'cu kesilerek yararlanmaya; Rojava ve Kuzey Suriye'de işgallerini genişletmek için fırsat kollamaya çalışıyor.

2004'ten bu yana süregelen Ukrayna krizi, darbeler ve iç savaştan sonra 24 Şubat'ta savaşa dönüştü.

ABD-İngiltere ve savaş örgütü NATO, Rusya'ya karşı emperyalist rekabetini, Yunanistan'dan Baltık'a uzanan askeri üsler kurup, nükleer silahlanmayı tırmandırarak, Rusya'yı kuşatma stratejisiyle, Ukrayna'da iç darbelerle iktidarı işbirlikçilerinin eline alma operasyonuyla şiddetlendirdi.

2014'de faşist Maidan darbesi ve iç savaş bu stratejinin felaketli bir parçasıydı.

Biden yönetimiyle birlikte ABD ve İngiltere, Çin ve Rusya'ya karşı emperyalist rekabeti şiddetlendirirken AB emperyalistlerini yeniden arkasına bağladı ve savaş örgütü NATO'yu yeniden güçlendirdi.

Ukrayna'yı Maidan darbecilerinin marifetiyle NATO savaş örgütü içine almaya girişti. Minsk anlaşmalarını uygulamamasını, Donbass bölgesi özyönetimlerine ve halkına karşı savaşı kışkırttı.

Oysa Meydan faşist darbecilerinin katliamcılığına ve şovenist diktatörlüğüne karşı Donbass bölgesi halkının özyönetimlerini kurması demokratik hakkıydı.

Rusya ekonomik-askeri gücünü artırdıktan sonra emperyalist rekabetten geri durmadı. Ukrayna'daki Maidan darbecilerinin faşist iç savaş saldırılarını bahane ederek 2014'te Kırım'ı ilhak etti.

Putin yönetimi, Maidan darbecilerinin Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleri halkına karşı vahşi katliamcılığını, kendi emperyalist himayeci savaşının bahanesi olarak kullanıyor.

Batılı emperyalist güçlerin ve Ukrayna faşizan yönetiminin saldırıları karşısında bu bölge özyönetimlerinin yozlaşıp gerileyerek Rusya himayesine mecbur kalmalarına yol açtıktan sonra, şimdi himayeci sömürgeciliği altına almak için savaş gücünü kullanıyor. Dahası Ukrayna yönetimini savaşla zayıflatıp değiştirmek istiyor.

Sovyetler Birliği'nin, Ukrayna dahil, halkları özgürce sosyalist cumhuriyetler birliğinde birleştirirken ayrılma hakkını koruma ilkesine, bu emperyalist amaçla ideolojik saldırılar yapıyor.

ABD ve İngiltere, Rusya'yı savaş ve ambargolarla zayıflatmak için Ukrayna'yı yem olarak kullanıyor; gelişkin silahlar ve üslerle donatıyor, olabilirse doğrudan askeri güç vererek savaşı uzatmayı planlıyor. Güneydoğu Asya'da AUKUS ve QUAD askeri paktlarıyla Çin'e karşı savaş hazırlıyor.

Şiddetlenen emperyalist rekabet, öncü savaş sarsıntılarıyla, mevzi/bölgesel paylaşım savaşlarıyla yeni bir emperyalist dünya savaşının yolunu döşüyor.

SAVAŞA KARŞI HALKLARIN BARIŞI
İşçi sınıfı ve halklar, emperyalist rekabetin savaş sunağında kurban edilmelerine karşı durmalı; savaşa çıkarları için yol açan emperyalist ve gerici burjuva yönetimlerini, savaş kışkırtıcılarının iktidarlarını alaşağı etmek için mücadele etmeli.

Rusya'nın savaşa son vermesi, Ukrayna faşist yönetiminin Donbass bölge halkına şoven katliamcılığına son vermesi, faşist rejimini püskürtmek için, her iki ülke işçi sınıfı ve halkları mücadele etmeli.

Erdoğan faşizmi, emperyalist rekabetten bu kez de NATO'cu kesilerek yararlanmaya; Rojava ve Kuzey Suriye'de işgallerini genişletmek için fırsat kollamaya çalışıyor.

İşçi sınıfı ve ezilenler, savaş karşıtı güçler; Erdoğan faşizminin yayılmacı savaş fırsatçılığına karşı çıkmalı, faşizmi yenilgiye uğratma mücadelesini geliştirmeli.

Ukrayna savaşı, Erdoğan faşizminin işgallerinin ve yayılmacı naralarının tehlikesini bir kez daha gösterdi. Putin'in Ukrayna işgaline karşı çıkanlar, başta burjuva muhalefet olmak üzere, ikiyüzlü tutumla Erdoğan'ın Rojava-Kuzey Suriye işgallerini, "Mavi vatan", Libya gerici iç savaşı, Azerbeycan-Ermenistan savaşına karışma yayılmacılığını destekliyorlar. Afrika'ya uzanan askeri üs yayılmacılığıyla uzlaşıyorlar.

İşçi sınıfı ve halklarımız, savaşa karşı mücadeleyi Erdoğan faşizmine karşı mücadeleyle birleştirebildiği, faşizmi yenme ve demokratik halkçı iktidar kurma amacına bağladığı ölçüde halklar arasında barışı güvenceye alabilir.

Ukrayna savaşına da, emperyalist rekabetin yol açtığı savaşlara ve yol açacağı dünya çapındaki savaşa karşı da, Erdoğan faşizmine ve işgalci savaşlarına karşı da, tek kurtuluşçu yolun işçi sınıfının ve halkların sosyalizm ve özgürlük güçlerini geliştirmek olduğu Ukrayna'daki savaş felaketiyle bir kez daha kanıtlanıyor…