22 Kasım 2024 Cuma

Zamanı dizginlerinden tutan direnişe selam olsun

Güven?in eylemi 30?lu günlerde. Eylemin önem ve anlamı git gide belirginleşen biçimde kendini gösteriyor ve herkesi duruşunu, pozisyonunu belirlemeye zorluyor. Güven?in eylemi önce Ortadoğu?nun tarihsel simge kadın direnişçilerini, Filistin direnişinin kadın simgesi Leyla Halit?i ille de Kürdistan direnişinin tarihsel kadın simgesi Leyla Qasım?ı çağrıştırıyor. Ortadoğu?nun öncü kadınları Leyla adını direnişe, direnişçi öncü kadına dönüştürüyor.
HDP Milletvekili ve TDK Eşbaşkanı Leyla Güven direnişinin talebini şöyle açıkladı: “Bugün Sayın Öcalan üzerindeki sadece bir kişiye değil, bir halka uygulanıyor. Tecrit bir insanlık suçudur. Ben de bu halkın bir parçası olarak, Sayın Öcalan üzerindeki tecridi protesto etmek amacıyla süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemine başlıyorum. Bundan sonra mahkemeye hiç bir savunma yapmayacağım. Yargı hukuksuz kararlarına son verene kadar ve tecrit kaldırılana kadar eylemime devam edeceğim. Gerekirse eylemimi ölüm orucuna da dönüştüreceğim.”
 
Güven 7 Kasım’da mendilini kaldırdı ve halaya durdu. Direnişi, sömürgeciliğe ve faşist diktatörlüğe "Kürt halkının iradesinin teslim alamazsınız" mesajını daha başlangıçta kesin ve net bir kararlılıkla verdi. Eylemin vakur duruşlu tok sesli çağrısı Kürdistan ve Türkiye’deki öncü direnişçi güçlerin saflarında ağır ağır yankılandı. Güven’in devrimci eyleminin daha derin mesajı direnenlere ve halklarımıza seslenmekte, tam da an’a yanıt olmakta yetersiz direnişçiliği sorguladığı için öncü saflarda dip dalgalanmaları mayalamaktadır.
 
Güven’in sonraki açıklama, mektup ya da sözlü mesajları büyük bir özgüven ve kararlılık yüklüdür.
 
13 Kas 2018: Sonuç olarak ben Amed Zindanı'ndan, direnişin kalesinden fedakar halkımızın duygularına bir nebze de olsa tercüman olmak istedim"... “Elbette Kürt sorunu gibi devasa bir sorunu, tecrit gibi ağır bir uygulamayı tek başıma çözmem mümkün değil. Ancak ben Diyarbakır Zindanı'nın verdiği maneviyatla, Hz. İbrahim için su taşıyan karınca misali bir duygu içindeyim. Bu zindanda gerçekleştirilen eylemler, Kürt tarihinin akışını değiştirmiştir. O kahramanlara olan saygımla bu eylemimi başlattım. Tecrit karşısında sessiz kalmak, onaylamak ve bu suça ortak olmaktır. Herkes üzerine düşen insani ve ahlaki görevleri yerine getirmelidir. Toplumsal barışı bu topraklara kendi öz gücümüzle getirebiliriz.
 
23 Kasım 2018: Umutluyum, güçlüyüm, iradeliyim çünkü haklıyım.
 
28 Kasım 2018: Ölçümüz nerede olursak olalım faşizme karşı direnmektir. Bu cezaevinde yaşanan kahramanca direnişler bana büyük güç veriyor. Her parçadaki Kürt halkının benimle aynı duygu ve düşünceler içinde olduğunu gönül rahatlığıyla belirtebilirim. Hepsi; 'Eyleminin talebi bizim de talebimizdir' diyordu. Tabii önemli olan bu eylemin kamuoyunda yankı bulması ve doğru sahiplenilmesi. Bu sağlandığı müddetçe toplumsal muhalefet kayıtsız kalmayacaktır.
 
1 Aralık 2018: Eylemime cevap almadığım sürece de devam edeceğim. Haklı bir mücadele olduğunu biliyorum ve kazanacağız.
 
Güven’in eylemi 30’lu günlerde. Eylemin önem ve anlamı git gide belirginleşen biçimde kendini gösteriyor ve herkesi duruşunu, pozisyonunu belirlemeye zorluyor. Güven’in eylemi önce Ortadoğu’nun tarihsel simge kadın direnişçilerini, Filistin direnişinin kadın simgesi Leyla Halit’i ille de Kürdistan direnişinin tarihsel kadın simgesi Leyla Qasım’ı çağrıştırıyor. Ortadoğu’nun öncü kadınları Leyla adını direnişe, direnişçi öncü kadına dönüştürüyor.  
 
Leyla Güven’in eylemi, Mazlum Doğan'ın direnişi soyundan. Mazlum, Amed zindanında teslimiyet ve ihanete karşı harekete geçmişti, Leyla ise başka tarihsel ve siyasal koşullar altında yetersiz direnişçiliğe, teslimiyeti besleyen sessiz kalarak suç ortağı olmaya karşı harekete geçti! Güven’in direnişi kendi başına tecridi kıracak değil elbette, ama bu direniş tecridi kıracak güçlerin öncülerinin derlenip toparlanmasında, moral ve özgüven kazanmasında, öncü güçler ile harekete geçmekte çekingen davranan, öncü güçlere güveni sarsılmış kitlelerin çekingenliğini aşmasında muazzam bir devrimci kaldıraç rolü oynayabilir ve şimdiden oynamakta olduğu da görülüyor.
 
Güven’in eylemi zamanı yelelerinden yakalamıştır! Bunu Kürt halkının saflarında yarattığı yankı ve etkiden görebiliyoruz. Teslim olmayan, iradesini teslim etmeyen Kürt halkının duygularına ve mücadele arzusuna tercüman olmaktadır direniş. HDP ve DTK etrafındaki geniş öncü güçler ve Türkiye emekçi sol hareketi direnişin anlam ve önemini, an’a denk düşen, öncü güçlere ve kitlelere hitap eden yapısını gecikerek, ağrı ağır arkadan gelerek ve eşitsiz biçimde anlamaktadır.  
 
Güven’in kararlılığının öncü güçlere geçmekte olduğunu HDP vekillerinin gelişen direnişçi duruşunda ya da Mersin’de gözaltına alınan açlık grevcilerinin gözaltında açlık grevine devam etmelerinde net bir şekilde görülüyor. Keza açlık grevcileriyle dayanışma ziyaretlerine yüksek ilgi de önemli bir gösterge. Ama neden onlarca ilde ve yüzlerce ilçede direniş ve dayanışma ateşleri yakılamıyor! Oysa bunun bütün koşulları var. Güven'in haklı ve doğru olarak vurguladığı, “sessiz kalmak, onaylamak ve bu suça ortak olmaktır” hakikati yalnızca “tecrit” için geçerli değil ki! Bugün demokratik direnişçi siyasetin en büyük, en yakıcı ihtiyacı dayanışma değil mi?
 
Gerek demokratik halkçı cepheyi temsil eden HDP’nin ve gerekse de diğer emekçi sol yapıların, parti ve örgütlerin Güven’in direnişine yanıt olmayı daha fazla gecikmeksizin siyasi etkinliklerinin merkezine alarak sorunlaştırabilmeleri ve hem de siyasal ve örgütsel bakımdan somutlaştırabilmeleri gerekir. Bu an’ın ihmal edilemez, ötelenemez bir görevi olduğu kadar aynı zamanda öncü güçlerin kendilerini örgütlemeleri, kuvvetlerini derleyip toparlamaları için büyük bir imkandır.   
 
Güven, "Tecridi daha fazla gündemleştirmek için mahallelerde halk toplantıları yapılabilir. Halka gitmek önemli. Halkın önerileri, görüşleri süreci belirlemede etkilidir.” diyor. Halka gitmek, kitlelerle buluşmak, kitlelerin sahiplenmesi ve seferber olması...Kuşkusuz anahtar bu! 
 
Eğer yaygın, iki-üç-beş kişinin katıldığı dönüşümlü dayanışma grevleri il, ilçe parti binalarında, demokratik Alevi kurumlarında, yöre derneklerinde, kadın ve gençlik derneklerinde, hatta sendikalarda, insan hakları kurumlarında vb  örgütlenmesi ve keza semtlerden, işletmelerden, sokak-komşularından küçük gruplar halinde grevcilere dayanışma ziyaretlerinin örgütlenmesi tamamen olanaklıdır ve bu, öncü güçlerin kendi gücünü görmesi ve moralizasyonu bakımından etkili olacağı gibi geniş bir örgütlenme ve dayanışma ağı açığa çıkartır.  Önümüzdeki dönemin en önemli siyasi çarpışmasına dönüşeceği git gide belirginleşen yerel seçim mücadelesi için bundan daha etkili bir hazırlık olabilir mi! Bugün bundan daha pratik ve gerçekleşebilir bir örgütlenme seferberliği planı olabilir mi?
 
Yerindeliğin güç ve etkisini görüyoruz. Herkes hemen şimdi planlarını değiştirmeli! Her yerde dayanışma ateşleri yakılmalı. Her yerden Kızılderili dumanları, her yerde çoban ateşleri yükselmeli. Herkes Güven’le dayanışma halayına durmalı! Halaya katılanlarla dayanışma her yerde örgütlenmeli. Dayanışma yeri göğü değil, tüm öncü güçleri sarsmalı, uyarmalı, harekete geçirmeli ve birleştirmeli. Öncü güçlerin moralizasyonu ancak işte böyle eylemli tarzda ayağa kalkar, güçlenir. Kararlı bir eylem, yalnızca, yüzlerle, binlerle ve on binlerle sayılan öncü güçleri değil, ama geri çekilmiş ve uygun zamanlarda harekete geçen milyonları da sarsarak, öncüyle milyonlar arasında dumura uğrayan bağ ve etkileşimi, güveni yeniden inşa edebilir.