22 Kasım 2024 Cuma

Yüksekova'da katledilen 3 köylü için adalet istendi

Hakkari'de bu hafta 1995 günü gözaltına alınarak katledilen Abdülkerim Yurtseven, Mikdat Özeken, Münür Sarıtaş için adalet istendi. 

Hakkari Yüksekova'daki Sanat Sokakta "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" eyleminin 146.'sı gerçekleşti. Gözaltında kaybedilen ve katledilenlerin fotoğraflarının taşındığı, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" pankartının yere serildiği eylem, 27 Ekim 1995 tarihinde Yüksekova'da gözaltına alındıktan sonra katledilen Abdülkerim Yurtseven, Mikdat Özeken, Münür Sarıtaş için gerçekleşti. 

Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul komutasındaki Yüksekova Komando Taburuna bağlı askerler, 27 Ekim 1995 günü Yüksekova'ya bağlı Ağaçlı köyüne gittiği belirtilen eylemde, askerlerin köylüleri dipçikleyerek, yaşlı insanları yerlerde sürükleyerek köy meydanında topladığı; rastgele seçilen 73 yaşındaki yürüme zorluğu çeken Abdülkerim Yurtseven, 18 yaşındaki Mikdat Özeken ve 13 yaşındaki Münür Sarıtaş'ın gözaltına alınarak askeri araçla Yüksekova İlçe Jandarma Taburuna götürdüğü hatırlatıldı. 

Onları sormak için tabura giden ailelere Binbaşı Yurdakul'un, "24 saat gözaltında tutulacaklar" dendiği aktarılan eylemde, aileler tekrar tabura gittiğinde "kimseyi gözaltına almadık, bir daha buraya gelmeyin" denildiği; ailelerin yaptığı başvuruların sonuçsuz kaldığı, üç köylüden bir daha haber alınamadığı belirtildi. 

Üç köylünün katledilmesi Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi kayıtlarına; "Sanık Yurdakul'un komutasındaki birlik, Ağaçlı köyünden Şemsettin Yurtseven, Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş adlı köylüleri dövmüş, yaşlı olan Yurtseven yediği tekmeler sonucu ölmüştür. Bunu gören Yurdakul, diğer iki köylünün tanıklık edeceğini düşünerek öldürülmesi kararı vermiştir. İki köylü daha sonra tabura ait eğitim sahasında bir çukur içinde tarandıktan sonra benzin dökülerek yakılmıştır" şeklinde geçti.

Ancak tanık beyanlarına rağmen, suça iştirak edenlerin itiraflarına rağmen açılan davanın kesin beraat hükmü ile sonuçlandığına dikkat çekilen açıklamada, iç hukuktan sonuç alamayan ailelerin AİHM'e başvurduğu söylendi. Açıklamada, AKP'nin AİHM'e yaptığı savunmada suçu kabul ederek, üç kişinin kaybolması nedeniyle üzgün olduğunu belirttiği ve kayıplarla ilgili etkin soruşturma yürütmeyi taahhüt ettiğini, ihlali kabul ederek tazminat ödeme yoluna gittiğine dikkat çekildi. 

Açıklama sonrası sessiz oturma eylemi yapıldı.