22 Kasım 2024 Cuma

Yüksekdağ ve Tuncel: Kadınların kararlılığı 8 Mart meydanlarına sığmaz

Tutuklu kadınlar adına Bakırköy'de düzenlenen 8 Mart mitingine mesaj gönderden Figen Yüksekdağ ve Sabahat Tuncel, "Kadınların 'ya özgürlük ya özgürlük' kararlılığı 8 Mart meydanlarına sığmaz. Afrin'den Amed'e, Şengal'den İstanbul'a kadar her yerde ve her günde aynı ruh ve sesle haykıracağız: Tek yol özgürlük" dedi.
Kandıra F Tipi Hapishanesi'nde tutuklu bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda düzenlenen mitinge bir mesaj gönderdi.
 
Kadınların 8 Mart'ını kutlayan Yüksekdağ ve Tuncel, kadınların 'ya özgürlük ya özgürlük' kararlılığının 8 Mart meydanlarına sığmayacağını söyledi.
 
Yüksekdağ ve Tuncel'in mesajı şöyle:
 
"Sevgili kadınlar; hepinizi 8 Mart coşkusu ve direngenliğiyle, sevgiyle, saygıyla selamlıyoruz.
 
Tüm saldırılara, savaşa, zulme yasaklara, OHAL zorbalığına rağmen yine isyandayız, yine sokakta alanlarda… Sesimiz duvarlara, sınırlara inat yine 'vardık, varız, var olacağız' haykırışında birleşiyoruz. Bizler de bütün heyecanımızla yanınızda, omuz başlarındayız. Belediye eş başkanı, kurum temsilcisi, milletvekili, siyasetçi ve özgürlük mücadelesi veren binlerce kadınının hapsedildiği, kadın dayanışma ve örgütlenme mevzilerinin kapısına kilit vurulduğu koşullarda zulme inat gösterdiğimiz kararlılığı, 8 Mart'ın ruhuyla alanlarda buluşma iradenizi kutluyoruz. Kadınların 8 Mart iradesinin, savaş, OHAL, faşizm kuşatmasına karşı daha büyük ve kitlesel direnmeye yol açacağına yürekten inanıyoruz.
 
Kadına dönük katliam ve kırımı çocuklara cinsel istismar vahşetini, Türkiye, Kürdistan ve bölgeyi saran savaş, ölüm histerisini durduracak başat güç şüphesiz ki kadınlardır. 'Bu böyle gitmez, ya özgürlük ya özgürlük' diye haykıran kadınlar, yükselen faşizm ve eril kıyıcılık karşısında cesaretten, direnişten, dayanışmadan bir barikat kuruyor şimdi. 8 Mart alanlarında kadınların birliği ve özgürlük, adalet, eşitlik ittifakı asıl gücümüz ve geleceğimizdir. İşçisi, ev ve kamu emekçisi, öğrencisi, köylüsü, esnafı, Kürdü, Türkü, Alevi'si, Sünnisi ve tüm farklılıklarıyla kadınların ortak itirazı yarını belirleyebilir.
 
8 Mart'ta bir kez daha hakları ve yaşamı elinden alınan, bedeni, kimliği ve bütün ezilenlerin kurtuluşu için direnen kadınlarla yüreğimizi, sesimizi birleştiriyoruz. Kalbimizin yarısı buradaysa, yarısı Afrin'de yurdu ve bütün kadınların onuru için direnen kız kardeşlerimizle birlikte. 8 Mart alanlarından kadın, yaşam, özgürlük için bedenini siper edenleri selamlıyoruz. Biliyoruz ki, ölüm ne kadar amansızsa, yaşam o kadar direnişçidir; eril savaş ne kadar fütursuzsa, kadın o kadar yenilmezdir. Afrin'de kenti, yaşamı, siyaseti, toplumu çağın demokratik-insanı bilinciyle yeniden kuran kadınlar, çağın kadın direnişiyle bu büyük değeri savunuyoruz. Her kes bilmeli ki, Afrin ve kadın direnişi, büyük insanlık ve tarih nezdinde çoktan kazanmıştır. Şimdi Afrin'de yükselen onur, özgürlük bayrağının ve kadın kahramanlığının ışığında yeni bir tarih yazılmaktadır.
 
Kadınların 'ya özgürlük ya özgürlük' kararlılığı 8 Mart meydanlarına sığmaz. Afrin'den Amed'e, Şengal'den İstanbul'a kadar her yerde ve her günde aynı ruh ve sesle haykıracağız: Tek yol özgürlük!
 
Hepinizi yeniden bu duygu ve inançla selamlıyor, bütün kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutluyoruz. Özlemle ve kadınların yeni yaşam şenliklerinde kavuşma umuduyla kucaklıyoruz."