Yüksekdağ: Umutsuzluk çivilerini teker teker söküp atacak olan biziz
ESP'nin 4. Olağan Genel Kongresini selamlayan Figen Yüksekdağ, ESP'nin toplumun ve kendi tarihinin yabancısı değil yapıcısı olduğunu vurgulayarak, "Varlık ve yaşam alanlarımıza çaktıkları karamsarlık, bıkkınlık, umutsuzluk çivilerini teker teker söküp atacak olanlar da bizleriz" ifadelerini kullandı.
Kobanê kumpas davasında on yıllarca hapis cezasına çarptırılan ve hala Kandıra Hapishanesinde tutsak edilen, Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, gönderdiği mesajla Ezilenlerin Sosyalist Partisi'nin (ESP) 4. Olağan Genel Kongresini selamladı.
Yüksekdağ'ın mesajı şu şekilde: "Sevgili yoldaşlar, değerli dostlar; kongremizde yürek yüreği veren bütün kadınlar, gençler; kıymetli delegeler, katılımcılar ve sayın kongre divanı! Hepinizi en içten sevgi ve özlemle, nabzımızda atan o büyük coşkuyla selamlıyorum. Bu kongrenin ESP'nin kolektif bilinç ve iradesini pekiştirip derinleştirdiği, örgütlemesini günün ve geleceğini ihtiyaçlarına göre geliştirdiği bir platform olacağına inanıyorum. Partinin sadece yarısını değil, ideolojik ve politik belleğini, aklını, ruhunu belirleyen Sosyalist Kadın Meclisleri'mizin rolü ve emeğini de ayrıca kutluyor selamlıyorum.
'ESP, TOPLUMUN VE KENDİ TARİHİNİN YABANCISI DEĞİL YAPICISIDIR'
"Eminim hepiniz kongremizin öneminin farkında olmakla beraber, ESP'nin bundan ibaret olmadığını da biliyoruz. Ardınızda bıraktığımız uzun ve zorlu yolda kendini gösteren bir tarihtir ESP. Emek, özgürlük mücadelesinin, sosyalizm davasının, kadın kurtuluş hareketinin, Kürt halkının, Alevi canların, gençlik direnişinin, ezilen ve gadre uğrayan tüm toplumsal öznelerin gelişim dinamiklerine bağrında taşır. Toplumun ve kendi tarihinin yabancısı değil, yapıcısıdır. Kimi zaman yetenek, kimi zaman yetmezliğinin sancılarını tadarak ama asla vazgeçmeyerek yapılan bir tarihten söz ediyoruz. Hayatın ve mücadelenin tam ortasında olma duruşu ise daimi korunmuştur. Zamanı da mekanı da devrimci anlamı ve etkileme ruhu, inanıyorum ki bizi hiç terk etmeyecek. Görünene dikkat kesilirsek, bugün de 'tarihsel şimdi' denilen bir zamana girdik.
'HALKLARIMIZ EMPERYALİST-SİYONİST SAVAŞ YAYILMACILIĞIYLA KUŞATMAYA ALINDI'
"Halklarımız emperyalist-siyonist savaş yayılmacılığıyla, işte büyüyen şiddet, zulüm ve sömürüyle, kuşatmaya alınmış durumda. Evde ve sokakta kadınlardan, ana kucağı görememiş bebeklere uzanan bir canavarlık ve dehşet düzeni yaratıldı. Çetelerin, katillerin, emek, kadın ve doğa düşmanlarının sınırsız serbestiyete; onurlu, adil ve özgür bir yaşamı savunanların, zindanlarda esarete layık görüldüğü bir düzen bu. Çürümüş, çivisi çıkmış ve öteki gördüğü herkesle birlikte kendini de yiyerek iskelete dönüşüyor. Ne var ki faşist iktidar yapısı, can çekilmiş iskelete dönmüş haliyle yine toplum üzerinde hegemonya etkisini sürdürüyor. Tam da toplumsal gerçekliğin üzerinde çöreklenmiş kâbus ve uyur ve yarı uyanıklık halini devrimci etkiyle uyarma değiştirme anındayız.
'KARAMSARLIK, BIKKINLIK ÇİVİLERİNİ TEK TEK SÖKÜP ATACAK OLAN BİZİZ'
"Ne yazık ki böyle anlarda ilk kez karşılaşmıyoruz. Ama ağırlığı birbirinden farklı olsa da her karşılaştığımızda 'ESP umuttur, umut dimdik ayakta' diye haykırmaktan, onu örgütlemekten vazgeçmedik. Şimdi de yıllar yılı kırıp geçirdikleri, halklarımızın bağrında soldurdukları, umudu, cesareti, iyimserliği değişim yaratma dinamiğini bütün gücüyle bizler ayağa kaldıracağız. Varlık ve yaşam alanlarımıza çaktıkları karamsarlık, bıkkınlık, umutsuzluk çivilerini teker teker söküp atacak olanlar da bizleriz. ESP'nin bu yolda, Kürt özgürlük hareketi, emekçi sol güçler, demokratik inisiyatifler, emek örgütleri ve kadın kurtuluş hareketiyle birlikte devrimci rolünü oynayacağına inancım tam.
'TARİHSEL ŞİMDİYİ DEVRİMCİ POLİTİK HAREKETLE BULUŞTURMAK GEREKİYOR'
"Partimiz bugüne kadar sadece politik çizgisi ya da programının, stratejinin işaret ettiği nitelikte değil, tarihsel anları algılama kapasitesiyle de ayırt edilmiştir. Bu belli bir niteliğin sonucu olan ruh, sezgisellik ve reflekstir. İçine girdiğimiz tarihsel süreçte, böylesi ayırt edici bir kapasiteyi sonuna kadar kullanmak gerekecek. Eminim çok kapsamlı ve derinlikli değerlendirdiğiniz bütün politik, stratejik gelişmeler bunu bize işaret ediyor. Yani 'tarihsel şimdi'yi sezmek kavramak, devrimci politik hareketle, bir örgütlenmeyle buluşturmak için gereken bütün uyaranlar mevcut. Önümüzdeki sürecin sınırsız başarı potansiyelini barındırdığını ve onu çekip çıkarmanın bizlere düştüğünü de biliyoruz.
'İŞÇİ SINIFI VE TÜM EMEKÇİ BİLEŞENLERİN TAM ORTASINDA YER ALMAYA İHTİYAÇ VAR'
"Bu doğrultuda artık insanlık dışı noktaya gelen, ekonomik sömürüye, yoksulluk ve çaresizliğe karşı politik, örgütsel görevlerimizi yeniden tanımlamalı ve yapılandırmalıyız. Güncel ve tarihselin iç içe geçtiği bir kesitte, başta işçi sınıfı ve tüm emekçi bileşenlerinin hak, örgütlenme ve eylem süreçlerinin sadece yanında yöresinde değil, tam ortasında yer almaya ihtiyaç var. Ve elbette emek hareketinin belli bir eşeğe geldiğini dikkate alarak, yeni örnekler yaratmak önemlidir. Yoksul köylüler, küçük esnaf, işsizler, güvencesiz çalışanlar, emekliler ve bütün işkollarındaki ücretli emekçileri kapsayan geniş tabanlı bir politik seferberliğe girişmekte oldukça önemlidir. Toplumsal bünyede siyasi iktidarın yarattığı çürüme, ahlaki çöküntü ve canileşme boyutlu ve şiddete karşı umudu, cesareti ve etik değerleri yeniden kuracak olan da yine sosyalistler, devrimci demokratik siyasettir.
'FİLİSTİN'DEN KÜRDİSTAN'A ÖZGÜRLÜK İÇİN SORUMLULUK ÜSTLENMEK SOSYALİSTLERİN İLKESEL KARAKTERİDİR'
"Önümüzde duran yaşamsal gündemlerin başında ise onurlu demokratik barışın tesisi geliyor. Türkiye, Kürdistan hakikatinin ve birleşik devrimci stratejinin kritik dönemecinde, ESP'nin dün olduğu gibi bugün de ayırt edici bir misyonu yerine getireceğini şüphe yok. Her şeyden önce şovenizmin kuşatması altındaki Batıyı demokratik barışın ve kardeşliğin muhatabı kılma çabasını yoğunlaştırmalıyız. Filistin'den Kürdistan'a mazlum ve güvencesiz halkların özgürlüğü, temel ulusal hakları için sorumluluk üstlenmek sosyalistlerin güncel ve ilkesel karakteridir. Bu mücadeleyi demokratik ittifaklar, geniş antifaşist cephe politikası ve pratiğiyle birleştirmekte önemlidir.
'KADIN HAREKETİMİZİ GELİŞTİRMEK ASIL ÖNCELİĞİMİZ'
"Kadın kırımı ve bir toplumsal cinsiyet çöküşüne işaret eden erkek saldırganlığı, dün olduğundan çok daha fazla siyasetin ve kamusal alanın sorunudur. Artık dehşet, şiddet geçildi. Koca bir sistem ve eril siyaset sorunudur karşımızdaki. Kadın toplumsallığına yönelik destekli erkeğin darbe zaptetme saldırısıdır. Ve gittikçe karanlığa çalan, derinleşen eril kirli savaştır. Açık ki bu aşamada daha ileri sözler söylemeye ve sözümüzün güvencesini eylemle vermeyi ihtiyacımız var. Kadın hareketimizi geliştirmek ve onun gücüyle bu çemberi kırmak asıl önceliğimizdir şüphesiz. Ama kadına yönelik şiddete karşı seferberlik deneyimleri olan ESP bakımdan, bütünsel ve makro düzeyde politika geliştirme görevi de önümüzde duruyor.
'KİTLELERİN BAĞRINDA DAHA YENİ VE İLERİYE ULAŞACAĞIZ'
"Kongre, hem ana yön ve gündemleri kavrayan, keskinleşen çelişkilerin ve çok yönlü dinamiklerin ortaya çıkardığı sosyal hareketlerle buluşabilen bir politik niteliğin yatağını oluşturacak. İnancımız, umudumuz, bilincimiz ve hareketimiz bu yatağın içinde akacak. Toplumun, kitlelerin, yaşamın bağrında ve akışın temposunda daha yeniye ve ileriye ulaşacağız. Bugün ortaya çıkan kolektif irade ve düzen, bütün emek, özgürlük bileşenlerine, halklarımıza güç ve moral katacağına da şüphe yok.
"Bu vesile ile eş genel başkanlarımız Özlem Gümüştaş, Şahin Tümüklü nezdinde emek veren bütün yoldaşlarımı, Parti Meclisi üyelerini, il yöneticilerimizi, MYK'mızı, Sosyal Kadın Meclisleri'ni ve gençliğimizi kutluyor, selamlıyorum. Yeni seçilecek eş genel başkanlarımızı, PM'mize ise şimdiden başarılar diliyorum. Hepinizi sevgiyle, yoldaşça kucaklıyorum. Daimi umutla, dirençle kalın."