6 Ekim 2024 Pazar

Yüksekdağ’ın avukatı Güngördü: HDP fikriyatı yargılanmak isteniyor

HDP’nin kapatılması tartışmasına dayanak yapılan Kobanê davası 26 Nisan günü Ankara’da Sincan Hapishanesi kampüsünde görülecek. Dava öncesi JinNews’e konuşan Figen Yüksekdağ’ın avukat Ezgi Güngördü, "Müvekkillerimizin yaptıkları konuşmalar yoluyla birilerini öldürdüğü söyleniyor. Bu teorik olarak mümkün değil" dedi. Güngördü, yargılamanın HDP fikriyatına yönelik olduğuna vurgu yaptı.

Kobanê'ye yönelik saldırıda, çeteleri destekleyen Türk devleti ve DAİŞ çetelerine karşı 6-8 Ekim 2014 tarihinde Kobanê’yi savunan Türkiye halklarına karşı açılan davanın ilk duruşması 26 Nisan’da başlıyor. HDP’yi kapatmaya dayanak yapılmak istenen davada hem Kobanê hem de HDP savunulacak.

3 bin 530 sayfa ve 30 klasörden oluşan iddianamede HDP'li siyasetçiler hakkında 'adam öldürmeye teşebbüs', 'düşük yapmaya neden olma' gibi 31 farklı suçlama ile binlerce yıl hapis isteniyor. İddianamede suçlamalara açık ve gizli tanık ifadeleri, HDP'lilerin o dönem yaptıkları basın açıklamaları, miting konuşmaları ve sosyal medya hesaplarından attıkları tweetler dayanak yapılıyor.

JinNews’ten Habibe Eren’e konuşan HDP geçmiş dönem Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın ve aynı zamanda Kobanê davasının avukatı Ezgi Güngördü, iddianamede delil-şüpheli ve somut vaka ilişkisi kurulmadığına dikkat çekti, "İddianame diyemeyiz buna, sayfalarca 'tomar yığını'" değerlendirmesinde bulundu.

Güngördü, iddianamede HDP'lilerden ziyade bir fikrin ve ideolojinin yargılanmak istendiğini vurguladı, "Dosyada şüpheli olarak yer alan isimlere baktığımızda HDP'lilerin Kürtlerin ve kadınların, HDP siyasetine değinen, yanında duran herkesin yargılandığını görüyoruz. Bu dosyayı HDP'nin kapatılması için hazırlanan iddianameden bağımsız düşünemeyiz. AYM HDP'nin kapatılması amacıyla hazırlanan iddianameyi iade etti; gerekçesinde şüpheli ile istinat edilen eylemler arasında bir bağ kurmamışmışsın diyor. Eğer biraz adil yargılama kaygısı olmuş olsaydı Kobanê dosyasının da iade edilmesi gerekirdi" dedi.

'KAMURAN YÜKSEK’İN KONUŞMASI FİGEN YÜKSEKDAĞ'IN DOSYASINA KONULMUŞ'
Dosyada her şüpheli açısından total bir değerlendirmeye gidildiğini aktaran Güngördü, bu kapsamda Türkiye genelinde her şehirde meydana gelen olayların liste şeklinde yazıldığını ve altına şüphelilerin isimlerinin eklendiğini dile getirdi. Ancak olaylar ve şüpheliler arasında herhangi bir bağ kurulmadığına dikkat çeken Güngördü, "Örneğin; Figen Yüksekdağ'ın ANF'de çıkan 25 tane haberi dosyaya konulmuş. Haber içeriklerine baktığınızda Yüksekdağ'ın Van mitinginde yaptığı konuşma, 8 Mart'ta 'erkek devlet şiddetine karşı kadınlar özsavunmasını kullanmalıdır' cümlelerini içeren bir haber dahi var. Hatta Kamuran Yüksek'in Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın tutuklanması nedeniyle yaptığı konuşma, soyadı benzerliği nedeniyle dosyaya konulmuş. Bu kadar özensiz ve suçun şahsiliği ilkesine aykırı davranılan bir iddianame" diye konuştu.

Dosyada HDP MYK'nin o dönem attığı tweetin temel dayanak olarak gösterildiğini dile getiren Güngördü, "Ancak AİHM kararıyla bu tweetin suç olamayacağını, barışçıl bir çağrı niteliği olduğunu söyledi. Dolayısıyla dosyada suç unsuru olacak bir şey yok" dedi.

KOPYALA-YAPIŞTIR GİZLİ TANIK İFADELERİ
Gizli tanık ifadelerinin benzerliğine dikkat çeken Güngördü, tüm tanıkların ifadelerinin kopyala-yapıştır şeklinde olduğunu vurguladı.

İddianamede HDP'lilerden ziyade bir fikrin ve ideolojinin yargılandığını vurgulayan Güngördü, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dosyada şüpheli olarak yer alan isimlere baktığımızda HDP'lilerin Kürtlerin ve kadınların yargılandığını görüyoruz. HDP siyasetine değinen, yanında duran herkesin yargılandığını görüyoruz. Bu dosyayı HDP'nin kapatılması için hazırlanan iddianameden bağımsız düşünemeyiz. AYM HDP'nin kapatılması amacıyla hazırlanan iddianameyi iade etti; gerekçesinde 'bir somutlaştırma yapmamışsın' diyor. Yani şüpheli ile istinat edilen eylemler hakkında bir bağ kurmamışmışsın diyor. Eğer biraz adil yargılama kaygısı olmuş olsaydı. Kobanê dosyasının da iade edilmesi gerekirdi."

'SİYASİ KONJONKTÜRE PARALEL GİDEN YARGILAMALAR'
AİHM kararının mahkeme tarafından uygulanmamasının dosyanın hukuki olmadığını gösterdiğini kaydeden Güngördü, "En son Devlet Bahçeli çıkıp AYM'nin kapatılması çağrısında bulundu. Her gün siyasi iktidarın açıklamalarını görüyoruz ve Cumhurbaşkanı çıkıp 'biz bunları bırakamayız' diyor ve iki gün sonra tutuklama kararı çıkıyor. Doğrudan siyasi konjonktürle paralel giden yargılamalar. Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ 6-8 Ekim olayları nedeniyle 2016 yılından beri tutuklu. Daha sonra 2019 yılında aynı dosyadan tekrar tutuklandılar. Dosya aynı kapsamı aynı konuşmalar dahi aynı" şeklinde konuştu.

'USUL KATLİAMI YAŞATILIYOR'
26 Nisan'da görülecek ilk duruşmada öncelikle usule yönelik tartışmalar yürüteceklerini aktaran Güngördü, sözlerine şöyle devam etti: "Daha sonra 'esasa ilişkin; 6-8 Ekim olaylarında neler oldu' sorusunun cevabını tartışacağız. Dosyada isnat edilen suçlamalar çok absürt. 'Kasten öldürmeden' hatta 'çocuk düşürmekten' suçlanıyorlar. Bu suçlamaların hepsi doğrudanlık gerektiren suçlamalardır. Müvekkillerimizin konuşma yoluyla birilerini öldürdüğü söyleniyor. Bu teorik olarak mümkün değil, bunların tartışmasını yürüteceğiz. Figen Yüksekdağ bu dosyadan iki kere tutuklu durumda ve bu süreç 2019 yılından beri devam ediyor. Israrla biz bu dosyanın mükerrer bir yargılama olduğunu söylememize rağmen bir değerlendirme yapılmıyor. Bu dosyada Demirtaş, Yüksekdağ ve o dönem milletvekili olan kişiler dosyaya dayanak iddianamede şüpheli durumunda değiller. Bir usul katliamı yaşatılıyor. Şüpheli olmadıkları dosyada şu an kovuşturma aşaması başladı."