6 Ekim 2024 Pazar

Yüksek: Ölümlerin hesabı sorulacaksa devlet içi gruplar açıklansın

Kobanê davası kapsamında HDP'li siyasetçilere talimat verdiği iddia edilen DBP eski Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda "Eğer sokak gösterilerinde yaşanan ölümlerin hesabı sorulacak ise dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala, devlet içi grupları ve uzantıları açıklasın ve gerçek bir yargılama başlasın" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'ın da aralarında bulunduğu 28'i tutuklu 108 ismin yargılandığı dava avukatlar olmadan iddianamenin okunmasının devamı ile sürerken, dosya kapsamında talimat verdiği iddia edilen Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek sosyal medya hesabından yanıt verdi.

Yüksek, Kobanê iddianamesini "iftiraname" olarak tanımlayarak, "Eğer bir yargılama olacak ise, Kobani'ye karşı DEAŞ'ı kollayanlar yargılanmalıdır. Eğer sokak gösterilerinde yaşanan ölümlerin hesabı sorulacak ise, dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala, devlet içi grupları ve uzantıları açıklasın ve gerçek bir yargılama başlasın" dedi.

Yüksek tarafından atılan tweetler şöyle:

"Uzun bir aradan sonra yeniden merhaba! 'Kobani olayları' adıyla yürütülen soruşturma kapsamında ben de 38 kez müebbet vb. hapis istemi ile yargılanıyorum. Bugün başlayan ilk duruşmaya binaen, kukla mahkemeye değil, ama halkımıza ve kamuoyuna açıklamalarda bulunacağım.

"'İftiraname'ye göre sn. Demirtaş ve HDPye verdiğim talimat sonrasında sokak çağrısı yapıldığı ve olayların başladığı belirtiliyor. fakat zaman/mekan bağlamından yoksun uyduruk gizli tanık ifadesi hariç bu iddiayı destekleyen hiç bir delil yoktur. Doğrusunu ben size anlatayım

"Kobani DAEŞ vahşeti ile karşı karşıyaydı ve bizim gibi binlerce insan, halkın katliamdan kurtulması için çaba içerisindeydi. Ben dönemin DBP eş genel başkanıydım, Demirtaş ve Yüksekdağ HDP'nin Eş Gnl bşk idi. Emir talimat ile değil gönüllü olarak Kobani için birlikte çalıştık

"Dönemin başbakanı Davutoğlu ve bakanlar ile görüşmeler yapıldı, talep; Rojava nın Cezire bölgesinden Kobaniye doğru sınır kullanılarak yardım koridoru açılmasıydı. Maalesef AKP hükümeti buna izin vermedi aksine DEAŞ e sınırları kullandırdı ve Kobani kuşatma altına girdi

"Kent kuşatma altına girince, haftalarca sınırda destek gösterileri yapan halkımız sınır tellerini aşarak Kobani tarafına geçti DEAŞ ile savaştı, yardım koridoru açmayan AKP ye karşı tepkiler geliştirdi.

"6-7-8 ekim olayları olarak bilinen günler tepkilerin en üst düzeye çıktığı zamandı. o günlerde Kobani gerçekten düşmek üzereydi ve Davutoğlu ile gece bir görüşme daha yapıldı, maalesef Kobani'nin içinde bulunduğu durum üzerinden, giden heyet ile alay ettiler.

"6-7-8- ekimde halkı sokağa döken güç Demirtaş, HDP veya bizlerin çağrıları değildi. Katliam karşısında halkın biriken öfkesi, vicdanı ve yüreğinde ki güç idi. Keza bu güç uluslararası kamuoyunu da harekete geçirdi ve koalisyon uçakları DEAŞ'ı vurmaya başladı.

"Eğer bir yargılama olacak ise, Kobani'ye karşı DEAŞ'ı kollayanlar yargılanmalıdır. Eğer sokak gösterilerinde yaşanan ölümlerin hesabı sorulacak ise, dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala, devlet içi grupları ve uzantıları açıklasın ve gerçek bir yargılama başlasın.

"Kobani'nin kurtarılması için zerre kadar katkım olmuşsa bundan onur duyarım. Kentin kurtarılmasında esas rolü oynayanlar Kobani şehitleri, gaziler ve halkımızdır. Önlerinde saygı ile eğiliyorum."