5 Ekim 2024 Cumartesi

Yücel Yıldırım yazdı | TKP açıklaması: Sosyal şovenizm ve örtüsü

TKP MK açıklamasında, Kürt milliyetçiliğiyle kastedilen Kürt ulusal özgürlük hareketinin görüşleri. Kürt ulusal özgürlük mücadelesinin demokratik halkçı içeriği ile Erdoğan-Bahçeli-Perinçek-İYİP-CHP milliyetçiliği arasına eşit işareti koymak bayağı bir sosyal şovenizmdir.

TKP MK, 9 Ekim'de Kürt sorununda muhatap halktır başlıklı bir açıklama yayınladı.

İlk bakışta TKP'nin Türk burjuvazisini kastederek sorunun muhatabı burjuvazi ve siyasi temsilcileri

Erdoğan faşizmi-Millet İttifakı değil, işçi sınıfı ve Türk halkıdır görüşünü Kürt ulusal özgürlük hareketine önerdiği sanılabilir.

Fakat açıklama dikkatli okunduğunda TKP'nin, "çözüm ancak kapitalizmin tasfiyesiyle mümkün" lafzı altında, geçici, kısmi demokratik çözümün barış yoluyla sağlanmasına da karşı durduğu, dahası Kürt ulusal özgürlük hareketinin de muhatap görülmemesi gerektiği görüşünde olduğu açığa çıkıyor.

TKP "muhatap halktır" şiarını da esasen Kürt ulusal özgürlük hareketinin muhataplığının da komünistler açısından meşru olmadığını kastederek kullanıyor.

KÜRTLERİN AYRILMA VE KOLEKTİF ULUSAL HAKLARI OLMALI MI?
TKP, Kürtlerin varlığını lütfen kabul ediyor. Açıklamasında sadece bir yerde "Kürt halkı" ifadesini kullandığına göre halk olarak da görüyor veya görmek zorunda kalıyor.

Fakat açıklama orada duruyor, ulus olarak görmüyor.

Kısa bir açıklamada elbette programatik görüşlerinin tümünü vermesi beklenemez. Fakat madem ki "Kürt sorunu eşitlik sorunudur" ancak kapitalizmin tasfiyesiyle çözümlenebilir diyorsa, bu temel çözümün ne olduğunu da koymak zorundadır.

Kısmi çözümle sorunun çözümlenemeyeceği gerçeğini -sorundan kaçmak için de olsa- dile getiriyorsa, Kürtlerin bir ulus oluşturduklarını, her ulus gibi Kürt ulusunun da bağımsızlık hakkı olması gerektiğini ortaya koymak zorundadır.

TKP açıklamasında, bağımsızlık hakkını Kürt ulusuna tanımadığı gibi geçmişte bir kısmına sahip çıktığı Kürtlerin kolektif ulusal haklarını da savunmaktan kaçınıyor. Örneğin, "Kürt dili üzerindeki kısıtlama kalksın" diyor ama Kürtçenin eğitim dili olması gerektiğini muğlak bırakıyor. Kürt halkının kısmi kendi kendini yönetme hakkı olan bölgesel özerkliğe karşı çıkıyor.

SOSYALİZM ÖNCESİ KÜRTLERİN AYRILMA HAKKI GERÇEKLEŞEMEZ Mİ? 
TKP açıklaması, "Kürt sorunu bir eşitlik sorunudur" diyor. Kapitalizmin tasfiye edilmesiyle bu sorunun çözümleneceğini ileri sürmüş oluyor. Oysa bağımlı ve sömürge ulusların bağımsızlık hakkı demokratik bir haktır. Tüm demokratik haklar gibi halkçı bir devrimle gerçekleştirilebilir, gerçekleştirilmelidir. 

Bu hakkın gerçekleştirilmesini dünya komünist hareketi yüzyılı aşkın süredir demokratik devrim programının temel bir talebi olarak ileri sürüyor. TKP açıklaması "Kürt sorunu aynı zamanda bir özgürlük sorunudur" dediği halde Erdoğan faşizmini yıkacak halkçı demokratik bir devrimin temel taleplerinden biri olarak Kürt ulusunun ayrılma özgürlüğünü savunmamakla enternasyonal komünist hareketin programına ihanet etmiş oluyor.

TKP, bu sosyal şoven tavrını uydurma teorik temele de kavuşturuyor. 1990 dönemecinden sonra ulusların kendi kaderlerini tayin hakkının devrimci ve antiemperyalist rol oynamadığını ileri sürüyor. TKP liderlerinden Aydemir Güler, ANF ile röportajında bu hakkı Kürtler için yorumlarken,

"Ortadoğu'nun bugününde herhangi bir halkın kendi kaderini tayin hakkını... bağımsızlık yönünde kullanması durumunda yalnızca bundan kazanacak olan emperyalizm olacaktır" (solhaber.com.tr,18.06.2012) derken de bu sosyal şoven teoriyi ifade ediyordu. Kemal Okuyan "Ayrılma hakkının kullanılması değil, tanınması dahi abesleşmiştir" derken, bu üçüncü dünya devletçisi sosyal şovenist teoriyi dile getiriyordu.

Ekim devriminden sonra enternasyonal komünist hareket özgür ulusların gönüllü birliğinin biçimi olarak ayrılma hakkının korunduğu federatif halk cumhuriyetleri veya sosyalist cumhuriyetler birliğini programına koydu ve savundu.

TKP açıklaması, faşizmi ve sömürgeci boyunduruğu yıkacak halkçı bir devrimle bağımsızlık hakkını da Kürt ulusu için reddediyor. "Sosyalist cumhuriyet"te sorun çözümlenir dediğinde halk cumhuriyetleri veya sosyalist cumhuriyetler birliğini de Kürt sorununun temel bir çözümü olarak reddetmiş oluyor.

BARIŞ GÖRÜŞMELERİ OLAMAZ MI?
TKP MK açıklaması, Kılıçdaroğlu'nun 'muhatap HDP'dir İmralı değil' açıklamasının yarattığı tartışma üzerine yapıldı. Burjuvazinin temsilcileriyle görüşme yapılmaz tavrını sözüm ona savunarak, Kürt ulusal özgürlük hareketinin nefeslenme ihtiyacı ve Türk emekçisine, işçisine amacının ne olduğunu anlatabilme imkanı için ateşkes/görüşme politikasını yadsımayı sol lafızla örtüyor.

Oysa daha önce TKP liderlerinden Aydemir Güler, "Silahlar susmalı, taraflar açıkça, kamuoyu önünde görüşmelidir" (Zana çözümü mü? 02.07.2012) diyebiliyordu.

Ulusal özgürlük devrimlerinde sömürgeci güçlerle görüşmeler, devrimin kazanımını sonuca bağlamak için de ateşkesler için de olmuştur. Vietnam devriminin temsilcilerinin, Kuzey kazanımını resmileştirmek için Cenevre görüşmelerini Fransa ve ABD temsilcileriyle gerçekleştirdikleri biliniyor.

2013 görüşmeleri, Türkiye halkı arasında şovenist şartlanmayı aralayarak, Gezi ayaklanmasına zemin sundu.

Bugün Erdoğan faşizmi kirli ve işgalci yoğun savaşla Kürdistan devriminin güçlerini imha etmeye çalışıyor. Bu savaşta ABD ve Rusya başta gelmek üzere emperyalistlerden onay alıyor.

Burjuva muhalefet, seçimde oy almak veya parlamenter restorasyon programı için Kürt hareketinin hangi güçleriyle barışçı görüşmeler yapacağını tartışıyor. Lafta kalacak olsa bile "barışçı görüşmeler" iddiası, Erdoğan faşizminin imhacı savaşının kitle desteğinin zayıflatılmasına yarıyor. 

Buna karşı "muhatap halktır, sömürücü sınıflarla görüşme olmaz" ajitasyonu, "iki tarafın milliyetçiliğine de karşıyız" şiarıyla halka gitmenin, dahası kirli ve işgalci savaşların durdurulması ajitasyonundan kaçınmanın üstünü örtmekten başka bir şey değil. Doğrudan ifade edersek Kürt ulusal özgürlük hareketi ile Erdoğan-Bahçeli faşizmi arasındaki mücadelede "tarafsız kalma" sosyal şovenist politikasının örtüsüdür. Kürdistan devrimi ile kirli-işgalci savaşı aynı nitelikte gösteren sosyal şovenizmi örtmekten başka bir rol oynamıyor.

EZEN-EZİLEN ULUS MİLLİYETÇİLİĞİ AYNI MI?
TKP MK açıklaması "Kürt ya da Türk milliyetçiliğinden biri diğerine tercih edilemez" vurgusu yapıyor.

Kürt milliyetçiliğiyle kastettiği Kürt ulusal özgürlük hareketinin görüşleri. Kürt ulusal özgürlük mücadelesinin demokratik halkçı içeriği ile Erdoğan-Bahçeli-Perinçek-İYİP-CHP milliyetçiliği arasına eşit işareti koymak bayağı bir sosyal şovenizmdir.

Birincisi, Kürt halkını demokratik ve devrimci yönde geliştirirken, ikincisi, Türk halkını koyu bir şovenizm batağına çekerek çürütüyor. İki milliyetçiliğe ilişkin tutum nasıl eşit olabilir.

Komünistlerin ve tutarlı demokratların tavrı birincisini müttefik alarak ikincisine karşı mücadele olmalı, ikincisine dayanan Erdoğan-Bahçeli faşizmini yenilgiye uğratmak olmalı.

TKP açıklaması, "Milliyetçilik milliyetçilik doğurur... Türk ve Kürt milliyetçilikleri için de geçerlidir" vurgusuyla da sosyal şoven yorum yapıyor.

Türk milliyetçiliği Kürdistan'ı sömürgeci boyunduruk altında tutmanın ideolojisi. Bu kaçınılmaz olarak Kürt milliyetçiliğini kışkırtır.

Ezilen ulusun haklı davasının savunucusu olarak milliyetçiliği TKP literatürünün yurtseverlik kavramıyla övdüğünü dikkate alırsak, Kürt milliyetçisi diyerek Kürt ulusal özgürlük hareketini itibarsızlaştırmaya çalıştığını geçerken belirtelim.

Kürt ulusal özgürlük hareketinin, Türk milliyetçiliğini kışkırttığı tespiti, Türk burjuvazisinin bütün kesim ve devasa araçlarıyla şovenist milliyetçiliği yükselttiği gerçeğini örten sosyal şoven bir yorum.

Kürt ulusal özgürlük hareketinin ulusal özgürlükçü ideolojisi Türk halkını kazanmada yetersiz kalır yorumu yapılabilir. Ama Kürdistan devrimi karşısında on yıllardır teyakkuz halinde Türk burjuvazinin bütün kesimleriyle Türk milliyetçiliğini kışkırttığı ve zirveye tırmandırdığı gerçeğini yadsımak sosyal şovenizmin bir biçimidir.

Sonuç olarak; TKP MK açıklaması, Kürt sorununda sosyal şoven görüşleri ve tavrını, sosyalist ve halk lafızlarıyla örtmekten başka bir işleve sahip değil.