24 Kasım 2024 Pazar

Yıldız: Mafyayı-çeteleri memleketten süpüreceğiz

Öğrenci Kolektifleri'nden Umut Yıldız, iktidarın yaşadığı krizi derinleştirmek için hedefi doğru tespit etmek gerektiğine dikkat çekti, sorumlunun AKP ve Erdoğan olduğuna işaret etti, "Bu ülkenin gençleri, üniversiteleri üç-beş tane mafyanın, uyuşturucu satıcılarının, üç-beş saldırgan çete üyesinin eline bırakmayacak. Bu memleketi de üniversitelerimizi de çetelerin, mafyanın ellerinden alacağız, mafyayı-çeteleri silmek süpürmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız" dedi.

Öğrenci Kolektifleri'nden Umut Yıldız, devlet, kontra, mafya ilişkilerinin bir yerde patlayacağını tahmin ettiklerini ve anlatılanlara şaşırmadıklarını söyledi. Devletin, kontrgerilla-çete işbirliği içinde gençlere, Alevilere, Kürtlere yönelik suç işlediklerine, kadın katillerini koruduklarına işaret eden Yıldız, antifaşist gençlerin bu yaşananlar karşısında sözünü söylemesi gerektiğini kaydetti.

Yıldız, "Biz sözümüzü söylemezsek bu sözü söyleyen başkaları olur. Ahmet Davutoğlu çıkıp ahlaklı toplum istiyoruz diyor. Memleketteki faili meçhullerin, birçok saldırının müsebbiplerinden biri kendisi. Bizim boşluğumuzdan, söyleyemediklerimizden dolayı çıkıp bunların üstüne konabiliyor" diye konuştu.

İktidarın yaşadığı krizi derinleştirmek için hedefi doğru tespit edip, göstermek gerektiğini belirten Yıldız şunları söyledi: "Bu memleketi de üniversitelerimizi de çetelerin, mafyanın ellerinden silmek süpürmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız."

Son dönemde devlet-mafya-kontra ilişkilerine dair ifşalar gündeme gelmeye başladı. Ortaya saçılan bu bilenen ilişkilere dair değerlendirmede bulunabilir misiniz?
Bu devlet, kontra ve mafya ilişkilerinin bir yerde patlayacağı hepimizin malumuydu. Tarih boyunca sürekli bu ilişikler devam etti ve patladı; daha önce Susurluk'ta. Ama hangi ayağında patlayacağını tahmin etmek mümkün olmamıştı. Yani devletin çetelerle işbirliği mi, tarikatlarla ilişkilerinden mi ya da başka kliklerle olan ilişkilerinden mi patlayacaktı bunu bilmek bizim için pek mümkün olmamıştı.

Hepimizin bildiği şeyleri söylüyor Sedat Peker, bilmediklerimizi de söylüyor ama birçoğunu biliyor, tahmin ediyor, öngörüyorduk. Kimse şaşırmıyor farkındaysanız. Şaşırılan tek şey birinin bunu rahatlıkla söylüyor oluşu ve yaptırıma maruz kalmaması. Normal bir hukuk devletinde şimdiye kadar bazı adımlar atılmalıydı adı geçen bakanlar, şahıslar hakkında. Adı geçen herkes birbirini tehdit etmekle meşgul. Süleyman Soylu aba altında sopa gösterip Erdoğan'ı tehdit ediyor. Erdoğan Soylu'ya destek verir gibi görünüyor ama tam olarak destek vermiyor. Bir yandan Sedat Peker ve çevresindekileri kaybetmek istemiyor.

BU KARANLIK BİTECEK
Sedat Peker okunu Tayyip Erdoğan'a çevirmiş görünüyor seninle konuşacağız, helalleşeceğiz diyerek. Yani tam haliyle karanlık hakim memlekette, ama dediğimiz gibi karanlığın bitişindeki sonun iyi olacağına inandığımız donelerden biri.

Tarihe not düşen anlardan olacak Sedat Peker'in videoları. Susurluk'a çok benziyor ama daha büyük. Susurluk'ta bir bakan, bir gazeteci ve bir de Abdullah Çatlı çıkmıştı. Bunda her seferinde başka olay, başka isimler bütünü çıkıyor. Yıllardır söylediğimiz devlet-kontrgerila-çete işbirliği ayan beyan ortada. İnsan kaçırmaların kimin eliyle yapıldığı, medya kuruluşların kimlerin eliyle basıldığı, üniversitelilere, gençlere, Alevilere, Kürtlere kimlerin eliyle saldırıldığı, devletin Musa Orhan gibi isimleri nerelerde kullanılmak için koruduğu, belli oldu. Başka dosyalarda isimleri geçen askerler, polisler, çete üyeleri korunuyor, kollanıyor. Başka bir mafya aracılığıyla bizlerin üzerine saldırılmak için bekleniyor. Buna karşı önlem almalı, söz söylemeliyiz.

Gençlik örgütleri her zaman olduğu gibi ilk söz söyleyen durumda kaldı. Sedat Peker ile alakalı olduğu için insanlar söz söylerken acaba Sedat Peker ile aynı safa düşer miyiz korkusu yaşıyorlar. Biz sözümüzü söylemezsek bu sözü söyleyenler başkaları olur. Ahmet Davutoğlu çıkıp ahlaklı toplum istiyoruz diyor. Memleketteki faili meçhullerin, birçok saldırının müsebbiplerinden biri kendisi. Bizim boşluğumuzdan, söyleyemediklerimizden dolayı çıkıp bunların üstüne konabiliyor.

AKP her zaman mafya-çete ilişkilerinden kendini soyutlayan bir tablo ortaya sunuyordu. Ama tam da ortasında olduğu ifşa edildi. Yaşananları teşhir etmek ve var olan yönetememe krizini derinleştirmek için ne yapmak gerekiyor?
Bu durum, çok uzun zamandır kendini saklayamadıkları bir hale geldi. Özellikle son 6 yıldır saklama gereği de duymuyorlar. Gezi isyanından sonra göründükleri liberal, demokrat, özgürlükçü boyanın akmasından sonra yavaş yavaş bu durumdan sakınmadılar, açık açık kontra faaliyetleri yürüttüler. Bugün sadece bir kısmını ortaya çıkmış durumu. 'Kendi yarattıkları ahlakın' yani bize dayattıklarının dışına çıkan yaşamları eskiden de ortaya çıkıyordu. Bu insanların çocuklarının uyuşturucu partilerini biliyorduk, reddediyorlardı. Değişen şey şu, bugün inkar edemiyorlar.

SORUMLU AKP, ERDOĞAN
Bu kriz derinleştirmek için öncelikle, hedefin yerini göstermemiz lazım. Bunu yapan kurum AKP'dir, bize dayattıkları hayatın tam tersini yaşayan, bizim gelirlerimizi mafyaya yollayan, mafyayı bize saldırtan, üzerimize mafya yollayan AKP'dir, Erdoğan'dır. Artık açık şekilde ortada. Bunun için söz söylemek zorundayız. Kontra faaliyetlerine söz söylemez, görmezden gelirsek yarın daha büyük önleyemeyeceğimiz saldırılarla karşı karşıya kalabiliriz. 

Gençlik örgütlerinin bu eksende ortak bir mücadele planları var mı? Sizin Öğrenci Kolektifleri olarak nasıl bir perspektifiniz var?
Tarih boyunca bugüne kadar gerek Susurluk'ta gerek kontrgerillanın her saldırısında Öğrenci Kolektifleri olarak söz söyledik. Bugün kapalı olan üniversitelerden, sokaklarda, meydanlarda, sözümüzü söylemeye devam edeceğiz. Bu ülkenin gençleri, üniversiteleri üç-beş tane mafyanın, uyuşturucu satıcılarının, üç-beş saldırgan çete üyesinin eline bırakmayacak. Bu memleketi de üniversitelerimizi de çetelerin, mafyanın ellerinden alacağız, mafyayı-çeteleri silmek süpürmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız.

Yarın: Devrimci Öğrenci Birliği'nden Defne Vera Sevük