22 Kasım 2024 Cuma

'Yenidoğan çetesi' bebekleri uyuşturucu ilaçlarla uyuttu

"Yenidoğan çetesi" adlı soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, bebeklerin uyuşturucu ilaçlarla uyutulduğu ortaya çıktı. Aralarında eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'na ait hastanenin de bulunduğu 19 hastanenin bakanlık tarafından yapılacak denetimleri önceden bildiği öğrenildi. Bakanlık denetimlerinden haberdar olunması çetenin hastane yönetimleri ve sağlık çalışanlarıyla sınırlı olmadığını gösteriyor. Bu arada yaşananların ortaya çıkmasının ardından bebekleri katleden şu ana kadar açığa çıkan 19 hastaneden 10'u hakkında boşaltma kararı alındı.

"Yenidoğan çetesi"ne ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan 47 kişiden 22'si tutuklanırken, hazırlanan iddianame özel hastanelerin bebeklerin katledilmesine üzerinden nasıl kasalarını doldurduğunu ortaya çıkardı. 

112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket edilerek, bebek acil hastalarının önceden anlaşılan özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edilip ölümlerine sebebiyet verdikleri ve haksız kazanç sağlandıkları için ruhsatı iptal edilen İstanbul'daki 10 özel hastane boşaltıldı.

Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünden İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne gönderilen yazının ardından hastanelerdeki hastalar dün akşam saatlerinde itibaren ambulanslarla kamu hastanelere sevk edildi.

Özel Avcılar Hospital Hastanesi, Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Özel Birinci Hastanesi, Özel Güney Hastanesi, Özel Bağcılar Medilife Hastanesi, Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Özel Reyap İstanbul Hastanesi, Özel Şafak Hastanesi Bağcılar, Özel Silivri Kolan Hospital Hastanesi ve Çorlu Reyap Hastanesi'nin ruhsatları iptal edildi.

Ruhsatı iptal edilen hastaneler arasında eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun sahibi olduğu Özel Avcılar Hospital Hastanesi de bulunuyor. Fakat iddianamede 19 hastanenin adı geçiyor. 9 hastane ile ilgili halen bir işlem yapılmış değil.

YENİ AYRINTILAR ORTAYA ÇIKTI
Çok sayıda yeni doğan bebeği sağlıklı olmalarına rağmen kazanç elde etmek için yoğun bakımda tutan ve enfeksiyona açık ortamda en az 12 bebeğin ölümüne yol açmakla suçlanan "yenidoğan çetesi" hakkında hazırlanan iddianameden yeni ayrıntılar da ortaya çıktı.

İddianamede şu ana kadar yaşamını yitirdiği belirlenen 12 bebekten birinin yaşadıkları anlatıldı. Buna göre, Özel Güney Hastanesi'nde üç gün boyunca uygun müdahale yapılmadığı için Kaya bebeğin yaşamını yitirdiği gece, hastanenin sahibi olan ve dosyadaki şüpheliler arasında yer alan Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu'nun bilgisi dahilinde, yeni doğan bölümünde sadece "tıbbi müdahale uygulama yetkisi olmayan" hemşire yardımcısı Damla Atak bulundu.

KAMERA KAYITLARI SİLİNMİŞ
Yurtoğlu'nun bu durumu önemsemediği belirtilirken, hastanenin mesul müdürü Ali Dirik'in de durumdan haberdar olduğu iddianamede yer aldı. Durumu örtbas etmek isteyen hastane yönetiminin ayrıca kamera kayıtlarını sildiği belirlendi. İddianamede, Yurtoğlu'nun sahibi olduğu hastaneye yapılan incelemeler öncesinde savcının geleceğini duyduğuna da yer verildi. Buna göre Yurtoğlu'nun, "Büyükçekmece savcısının benim hastanemde ne işi var? Bebek gece öldü. 500 gramdı, zaten ölecekti" dediği belirtildi.

'BEBEĞİ NARKOTİK İLAÇLA UYUTMUŞLAR'
Bir bebeğin ölümü ile ilgili bildiklerini anlatan şüpheli hemşire Hasan Basri Gök ise ifadesinde, "Bir bebek hastaneye geldi. Geldiğinde durumu kötü değildi, fakat yatışının ikinci ya da üçüncü gününde durumu kötüleşmeye, kalp anomalisi sıkıntısı yaşamaya başladı. Fırat Sarı, bebeği kalp ameliyatı ile ilgili herhangi bir tedavi yapılamayacak, olumsuz koşullardaki Birinci International Hastanesi'ne sevk ettiği için bebeğe hastanede herhangi bir ameliyat işlemi uygulanamadı. Hastanede bebekten sorumlu kişi Hakan Doğukan Taşcı idi. Hatta bebeğin ailesi ile görüşen Doğukan, kendisini doktor olarak tanıtmıştı. Bebeğe uygulanabilecek tek ilaç bir kalp ilacıydı. Hakan Doğukan bu ilacı veriyordu. Bir ara ilacı kesti. Ağır narkotik ilaç ile bebeği uyuttu. Sonrasında bebek müdahale edilmesine rağmen kalp anomalisi olduğu için günden güne morarmaya başladı ama Hakan Doğukan Taşcı, verdiği ilaçlarla bebeği yaklaşık olarak bir buçuk ay kadar tuttu" sözleriyle bebeklerin nasıl katledildiğini anlattı.

DENETİMLERİ ÖNCEDEN HABER ALDILAR
İddianamede, bebekleri katleden çetenin hastanelere yapılacak denetimleri önceden haber aldığı bilgisi de yer aldı. Şüpheli ifadelerinde, psikolojik tedavi için kullanılan ve uyuşturucu etkisi yaratan ilaçların da "el altından" temin edilerek satıldığı iddianameye yansıdı. İddianamenin ilgili bölümünde, Özel Güney Hastanesi'nden ilaç kaçırılıp satıldığı belirtildi.

Renas ve Fehmi isimli kişilerin ortak çalıştıkları, birbirlerine bebek yönlendirmesi yaptığı belirtilen iddianamede, "Hüseyin ve Doğukan 2022-2023 yılları arasında Güney Hastanesi'nden ilaç kaçırıp sattılar. Bu sattıkları ilaçlardan da elde ettikleri gelir yaklaşık olarak 1000 TL civarındadır. Doğukan'a bu durumu sorduğumda hastanenin psikiyatri bölümünün muayene ücretini 1500 TL yaptığını ve el altından Lyrica isimli ilacı sattığını, aynı zamanda hastane sahibi olan Müzeyyen isimli şahsın (Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu) akrabası olan hastanenin kendi içerisindeki eczanede çalışan bir erkek şahsın da bu şekilde ilaç sattığını bana söyledi" bilgileri yer aldı.

'İSTANBUL DIŞI SEVK DE VAR' İDDİASI
Çete üyelerinin kendilerini aklamak için birbirinin üzerine ifade verdiği ortaya çıktı. Hemşire Hakan Doğukan Taşcı, ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'i, bebek tüccarlığı yaptığı için CİMER'e şikayet ettiğini anlattı. Özdemir'in birçok özel hastanenin başhekimi, hastane müdürleri ile anlaşarak yenidoğan bebeklerin yatışını yaptırdığını ve bu işten para kazandığını anlatan Taşcı, "Bu işlemlerde hastanenin yenidoğan bebekler için uygun olup olmadığına bakmadan, sadece para kazanmak için bebeklerin canını tehlikeye atarak hastanelere sevkini yapıyor. İstanbul dışı sevk organizasyonu için de Serdar Yüksel isimli şahsı kullanıyor" dedi.

'TABURCU SÜRESİNDEN FAZLA SÜREDE YATIŞ GÖSTERİLDİĞİ İÇİN İSTİFA ETTİM'
Bağcılar TRG Hospital Hastanesi yoğun bakım bölümü sorumlu hemşiresi Sema U. bilgi sahibi sıfatıyla alınan ifadesinde, "Hastanenin o dönem Müdürü Murat Mantuş'tu. Murat Mantuş'un müdür olarak çalıştığı dönem içerisinde Dr. Fırat Sarı ve ekibi hastanede bulunmaktaydı, ancak resmi olarak hastanede sorumluluğu olup olmadığını bilmiyorum. Bu dönemde yaklaşık 2 hafta bu hastanede yoğun bakım servisinde çalıştım. Çalıştığım sürede hastaların taburcu olma süresinden çok fazla sürede hastanede yatış gösterildiği için bu durumdan rahatsız olarak istifamı sundum. Bu dönem içerisinde Fırat Sarı bana yoğun bakım sorumlularına fazladan ücret vereceğini söyledi ve bana da bu teklifi iletti, ancak ben kabul etmeyerek istifamı sundum" dedi.

'ÖLÜYOR MU NE YAPIYORSA YAPSIN'
Kendisine telefon görüşmesinde bir hasta hakkında, "Bu da bir 80, 82 oluyor sonra 98 oluyor, artık ben bıraktım ölüyor mu ne yapıyorsa yapsın ya" şeklinde kurduğu cümle sorulan çete üyelerinden Çağla Durmuş, "O anki gerginlikte söyledim. Hastaya yapılması gereken her şeyi yaptık. Yapılacak ve yapılmayacak olan işlemlere doktorlar karar verir, hemşireler uygulamasını yapar" sözleriyle kendini savunmaya çalıştı.