21 Eylül 2024 Cumartesi

Yaşamak İstiyoruz: Pandemi günlerinde kadınları koruyun

Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi, sokağa çıkma yasağı nedeniyle bu ay sokakta basın açıklaması yapamadı. Yazılı açıklama yapan İnisiyatif, "Yaşamak istiyoruz demeye devam edeceğiz. Kadınları koronadan korunmaya çalışırken, erkek şiddetinden ölmesine izin vermeyeceğiz. Gülistan'a, Esma'ya, Yeldana'ya, Nadira'ya ne oldu demeye devam edeceğiz?" dedi.

Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi, her ayında 11'inde kadın katliamlarına dikkat çekmek ve kadın dayanışmasını büyütmek için yaptığı eylemi, sokağa çıkma yasağı nedeniyle gerçekleştiremedi. İnisiyatif basın açıklaması ile kadına yönelik şiddete dikkat çekti ve mücadele çağrısı yaptı.

KADINLAR AÇLIK, SALGIN YA DA EVDEKİ ŞİDDET ARASINDA TERCİH YAPMAK ZORUNDA KALIYOR'
Koronavirüs önlemleri kapsamında devletun "evde kal" çağrıları yaparak, "bireysel "önlem alarak salgının önleneceği yönünde algı yaratmaya çalıştığı belirtilerek, emekçilerin temel yaşam giderlerinin, elektrik, su, doğalgaz gibi ihtiyaçlarının karşılanmadığı hatırlatıldı. Bu ihtiyaçların karşılanması için yüzbinlerce kadının çalışmak zorunda olduğuna dikkat çekilerek, "Kadınlar ya açlık ya salgın ya da evdeki şiddet arasında tercih yapmak zorunda kalıyor. Kadınları temel ihtiyaçlarını dahi karşılamayan devlet, sermayeyi kurtarma derdine düşüyor, işçiyi, emekçiyi daha çok sömürecek yasalar çıkarmak istiyor" denildi.

'ERKEKLİK KORONADAN DAHA ÖLDÜRÜCÜ, BUNUN İÇİN NE YAPIYORSUNUZ?'
"Evde kal" çağrısının kadınlar bakımından sadece açlıkla mücadele değil, ölüm ve şiddete karşı da mücadele anlamına geldiğini vurgulayan Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi, karantina günleri başladığından beri her gün en az 3 kadın cinayetinin basına yansıdığını hatırlattı. Bu rakamların daha fazla olduğu belirtilerek şunlar ifade edildi: "İstanbul Sözleşmesini ve 6284'ü uygulamayanlar, kadına yönelik şiddete karşı hiçbir önlem almayanlar bugün iki günlük sokağa çıkma yasağı ilan etmiş durumda. Sokağa çıkma yasağı ilan ederken kadınların yaşam hakkı yok sayılıyor. Bu yasakları 'koruma' amaçlı ilan edenlere soruyoruz; erkeklik koronadan daha öldürücü kadınlar için, bunun için ne yapıyorsunuz?"

GÜLİSTAN NEREDE, ESMA', NADİRA VE YELDANA'YA NE OLDU?
Kadınların yaşadığı cins kırımını görmezden gelen devletin, katliamın önlenmesi ve kayıp kadınların bulunması konusunda bir şey yapmadığı kaydedilerek, şunlar söylendi: "Bugün Seda Kurt'un katili hala bulunamadı, Yeldana'ya, Nadira'ya ne olduğunun cevabı verilmiyor, Gülistan Doku kaybolalı 100 gün oldu. 100 gündür kadınlar, 'Gülistan Doku'ya ne oldu' diye soruyor. Devlet Gülistan'a ne olduğunu açıklamazken, Dersim'de Esma Kılıçaraslan'ın cansız bedenine ulaşıldı. Şimdi de 'Esma'ya ne oldu, fail ya da failleri kimler? Esma'nın ailesine emniyetin 'olayı dillendirmeyin' dediği iddiaları doğru mu' diye soruyoruz. Dünyanın en güçlü istihbaratlarından birini bulunduran devlet, neden kadınların akıbetini bulamıyor? Dersim'de genç kadınlara neler oluyor? Tüm bu soruların cevabını kadınlar olarak istiyoruz."

4 yılı aşkın bir süredir her ayın 11'inde "yaşamak istiyoruz" şiarıyla eylem yaptıklarını hatırlatan İnisiyatif, "Bu ay sokağa çıma yasağından ötürü yazılı yapmak zorunda kaldık. Ama 'yaşamak istiyoruz' şiarımızı yükseltmeye devam edeceğiz. Kadınların koronadan korunmaya çalışırken, erkek şiddetinden ölmesine izin vermeyeceğiz. Gülistan'a, Esma'ya, Yeldana'ya, Nadira'ya ne oldu demeye devam edeceğiz? Pandemi günlerinde kadınları koruyun" dedi.