25 Kasım 2024 Pazartesi

Uluslararası Kadın Özgürlük Semineri Bengalore'de başladı

Uluslararası Kadın Özgürlük Semineri, 2 Aralık tarihinde Hindistan'ın Bengalore kentinde başladı.
2016 yılında Nepal'de gerçekleşen 2. Dünya Kadın Konferansı kararları doğrultusunda düzenlenmesi planlanan Uluslararası Kadın Özgürlük Semineri, 2 Aralık tarihinde Hindistan'ın Bengalore kentinde başladı. Üç gün sürecek seminere Asya, Afrika ve Avrupa kıtalarından toplam 16 farklı ülke temsilcilerinin yer aldığı 200'ü aşkın kadın katılıyor.
 
Sakine Cansız & Gauri Lankesh Nagar salonunda gerçekleşen seminerin ilk gününde açılış konuşmalarını yapan Hindistan ve Afrika kadın temsilcileri, ilki 2011 yılında Venezuela'da gerçekleşen Dünya Kadın Konferansı'nın önemine dikkat çektiler.
 
Tüm Hindistan Kadın Örgütü (AIRWO) adına söz alan Sharmistha Choudry, özel mülkiyetin en temel ezilme ve tahakküm ilişkisi olduğunu vurgulayarak başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kadın kurtuluşunun öğretisi Marksizmdir. Diyorlar ki Marksistler mevcut sistemi doğru kavrayamıyor, çünkü onlar her türden çözümü sınıf mücadelesinde arıyorlar. Bugün bu tür ithamların ağırlık kazandığını görüyoruz çünkü özellikle son birkaç on yıldır siyaset sahnesini Marksizmi doğru bir biçimde savunmaktan aciz kaba Marksistler domine ediyorlar. Marksist hareketin teorik anlamda güçsüz kalmasınn bu tabloda sorumluluğu büyüktür. Halbuki tamamlanmamış olsalar dahi, Rusya ve Çin'de hayata geçen proleter devrim deneyimleri açıkça gösteriyor ki, kadınlar ancak proleter bir devrimle kurtuluşa ulaşabilirler."
 
Açılış konuşmalarının ardından açık tartışma bölümüne geçilen seminerde söz alan enternasyonal katılımcılar, farklı ülkelerdeki kadın ezilmesi ve mücadele deneyimlerinin aktarılmasının yanı sıra "kadının ev içindeki köleliği", "farklı sömürü biçimleri", "kadına yönelik şiddet", "kadın işçi örgütlenmesi", "farklı kadın örgütlenmesi biçimleri", "toplumsal devrimin yarısı olarak kadın devrimi", "kadın özgürleşme mücadelesinde erkeğin rolü" gibi başlıklarda sunum yaptılar. 
 
Seminerin ilk günü Nepal ve Hindistan'lı kadınlar tarafından organize edilen kültür programıyla sona erdi. Program dahilinde kadınlar, seminerden bir gün önce mahkemesi olan ICOR genel koordinatörü Monika Gärtner-Engel'e destek mesajı okudular. Monika Gärtner-Engel, bir eylem sırasında YPJ bayrağı taşıdığı için Alman devleti tarafından baskıya aruz kaldı.
 
Seminerin ikinci günü Kürt Kadın Hareketi adına açılış konuşmasını yapan Meral Çiçek'in sunumuyla başladı. Konuşmasına Sakine Cansız'ı anarak başlayan Çiçek "Kadınlar başından beri Kürt özgürlük hareketinin içinde yer almışlardır. 1990'larla birlikte ise Abdullah Öcalan'ın perspektif ve önerileri doğrultusunda Kürt kadınları silahlı mücadele içersinde kendi özerk örgütlerini kurdular. Bu, sadece kadının ayrı örgütlenmesi adına değil, aynı zamanda devrimci bir hareket içersinde ideolojik mücadeleyi güçlendirme adına da çok önemli bir adım olmuştur" dedi. Rojava Kadın Devrimi kazanımlarıyla birlikte kadınların özgürlük hareketinin esas gücü olduğunu vurgulayan Çiçek konuşmasının devamında "Kendilerinden başlayan bir değişimi gerçekleştirebilmek için kadınlar, özgürlük hareketi içinde özerk bir güç olarak örgütlenmelidirler. Sizleri, devrimci süreçlerde kadın önderleşmesini güçlendirmek için kadınlara ve erkeklere dayattığı tüm yaklaşım biçimleriyle birlikte erkek egemen sistemden tamamen sıyrılmaya ve 21. yüzyılı kadın özgürleşme çağı yapmaya davet ediyorum!" diye konuştu.
 
Açılış konuşmasının ardından açık tartışma bölümünde dünyanın farklı bölgelerindeki kadın işçi ve emekçilerin deneyimlerinin yanı sıra cins bilincini yükseltme adına eğitim ve örgütlenme meselelerine yoğunlaşan sunumlar gerçekleşti.
 
Konferansın 3. günü, Avrupa'dan kadın katılımcıların sunumuyla başlayacak. 
  
3. Dünya Kadın Konferansı 2021 yılında Afrika'da gerçekleşmesi planlanıyor.