Tutsakların Sesi Platformu: İmrali tecridine son
PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeik tecridin sona ermesi ve fiziki özgürlüğünün sağlanması için tutsakların açlık grevi direnişine başladığını hatırlatan Tutsakların Sesi Platformu (TSP), "Politik tutsakları sahiplenmeye, İmralı tecrit sistemine derhal son verilmesi ve hasta tutsakların derhal serbest bırakılmaları için mücadele yürütmeye devam edeceğiz" dedi.
Tutsakların Sesi Platformu (TSP), tecridin işkence ve insanlık suçu olduğunu kaydetti, derhal sonlanmasını istedi. Faşist Türk devletinin tutsakların temel hak ve özgürlüklerini sistematik olarak ortadan kaldırdığı uygulamalardan birinin tecrit sistemi olduğunu kaydeden TSP, "Türk devleti, Şubat 1999'dan bu yana İmralı'da tuttuğu Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'a 25 yıldır sistematik olarak tecrit uygulamaktadır. Öcalan'dan ve 2009'da aynı adaya nakledilen diğer 3 tutsaktan 25 Mart 2021 tarihinden beri hiçbir haber alınamamaktadır. Avukat ve aile görüşleri engellenmekte, telefonlaşma, mektup, fax vb. gönderme haklarından tamamen mahrum bırakılmaktadırlar. İmralı tecrit sistemi olarak bilinen bu uygulama, faşist Türk devletinin Kürt halkına yönelik sömürgeci savaş ve imha politikasının bir parçasıdır" denildi.
Faşist saray rejiminin hapishanelerde esir tuttuğu PKK ve PAJK'lı tutsakların Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle 27 Kasım'dan bu yana dönüşümlü açlık grevinde olduğu ve 15 Şubat 2024 tarihine kadar sürdüreceklerinin açıklandığı hatırlatılan açıklamada, "Türk devleti, İmralı tecrit sistemini giderek diğer hapishanelerdeki politik tutsaklar üzerinde de uygulamaktadır. F Tipi tecrit hapishanelerinin yanı sıra, son yıllarda yapılan S ve Y Tipi hapishanelerle politik tutsaklar üzerindeki tecrit yaygınlaştırılmaktadır. Tecritte tutulan tutsaklar günün 23 saatini tek kişilik hücrelerde geçirmekte ve sadece 1 saat havalandırmaya çıkarılmaktadır. Tecrit, sistematik bir işkence yöntemidir ve insanlık suçudur. Türk devleti, tecrit saldırısı ile tutsakların dış dünya ile tüm bağlarını kopararak, yalnızlaştırarak iradelerini kırmayı, umutsuzluğa itmeyi ve ideallerinden vazgeçirmeyi hedeflemektedir. Ancak bunda başarılı olamadı ve olamayacaktır. 25 yıldır ne Öcalan'ın ne de tecritte tuttuğu diğer politik tutsakların iradesini kırabilmiştir" ifadeleri yer aldı.
Açıklama, şöyle devam etti: "Faşist Türk devletinin gerek tecrit ve gerekse de hasta tutsaklara yönelik izlediği politika, rehin aldığı politik tutsakları içeride öldürme politikasıdır. Tutsaklara yönelik tecrit, fiziki ve psikolojik işkence ve hak gasplarıyla tutsakları öldürmeyi hedeflerken, dışarıda da yasaklarla, saldırı, gözaltı ve tutuklamalarla tecridi yaygınlaştırmaya ve tüm toplumu tecrit altında tutmaya, dışarıda faşist diktatörlüğe karşı mücadele yürüten devrimcilere, yurtseverlere, kadınlara, gençlere, LGBTİ+'lara gözdağı vermeye ve mücadelen vazgeçirmeye çalışmaktadır. Tecride karşı mücadele ve hasta tutsakların serbest bırakılması mücadelesi, faşizme ve sömürgeciliğe karşı mücadelenin önemli bir parçasıdır. Politik tutsakları sahiplenmeye, İmralı tecrit sistemine derhal son verilmesi ve hasta tutsakların derhal serbest bırakılmaları için mücadele yürütmeye devam edeceğiz. Tecride son, hasta tutsaklar derhal serbest bırakılsın! Politik tutsaklara özgürlük!"