Türkoğlu: Belediyeleri erkek egemenliğinden arındıracak parti biziz
Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Halide Türkoğlu, Kerkük'te Firyal Süleyman Halid'in katledilmesine ve pek çok kentte kadınların gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Türkoğlu, "Yaşamlarımızı çalan, kadın katillerini cezasızlık politikalarıyla besleyen, bizleri hukuksuz bir şekilde cezaevlerinde rehin tutan, kadına karşı suç işleyen bu iktidardan alacaklıyız" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, partisinin Ankara'da bulunan genel merkezinde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kadına yönelik şiddet ve katliamlar karşısında mücadele ve direniş dolu bir yılı geride bıraktıklarını söyleyen Türkoğlu, "Zulme karşı isyanın örgütlendiği, savaş siyasetine karşı onurlu barışta ısrarın büyüdüğü 2023 yılındaki mücadele motivasyonumuz, bizler açısından 2024 yılının yol haritası olmuştur" dedi.
'NAGİHAN'I KATLEDEN GÜÇLERLE FİRYAL'I KATLEDEN GÜÇLER AYNIDIR'
Tarihin her döneminde kadın aktivistler ve siyasetçilerin erkek egemen iktidarın hedefi olduğunu belirten Türkoğlu, "Rosaları, Sakineleri, Seveleri, Nagihanları katledenler dün bir kez daha Kerkük'te kendini göstermiştir. Kuzey ve Doğu Suriye'nin Hesekê kentinden Kerkük'e gelen kadın aktivist Firyal Süleyman Halid bir suikastla katledilmiştir. Bu bir siyasi cinayettir" dedi.
Nagihan Akarsel'i katleden güçlerle Firyal Süleyman Halid'i katleden güçlerin aynı olduğunu vurgulayan Türkoğlu, katliamlarla, suikastlerle mücadelelerinin sindirilemeyeceğini vurguladı.
'SKM KONGRESİNİ KUTLUYOR, BAŞARILAR DİLİYORUM'
Tecride karşı başlatılan Adalet Nöbetindeki Barış Annelerinin mücadelesini selamlayan Türkoğlu, "Haklı ve onurlu mücadeleleri mücadelemiz, talepleri taleplerimizdir" dedi. "Bileşenimiz olan Ezilenlerin Sosyalist Partisi, Sosyalist Kadın Meclisinin Kongresini kutluyor, onlara başarılar diliyorum. TJA'nın 13-14 Ocak tarihlerinde gerçekleştirmiş olduğu 'Sessizlik Zinciri: Kadın Siyasi Mahpusların Etrafındaki Duvarları Yıkmak' konferansının katılımcılarını selamlıyor, siyasi kadın tutsaklar onurumuzdur diyorum" diyen Türkoğlu, yollarının hak ve adalet, eşitlik ve özgürlük yolu olduğunu selamladı.
'KARANLIĞI AYDINLATMAK HEPİMİZİN BOYNUNUN BORCU'
Hrant Dink cinayetinin 17. yıl dönümü olduğunu hatırlatan Türkoğlu, "Bu karanlığı aydınlatmak hepimizin boynunun borcudur. Hrant Dink ve 17 bin faili meçhul cinayetin arkasındaki güçleri 'mertlik' ile anmak bu cinayetleri meşrulaştırmaktır. Bu, failleri ve faillerin arkasındaki güçleri korumanın itirafıdır. Berfo Ana şahsında Cumartesi Annelerinin, Barış Annelerinin ahı bunların üzerindedir. Unutmayacağız, unutturmayacağız. Kayıplar bulunsun, failler yargılansın diyerek bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz" dedi.
'KADINLARDAN İNTİKAM ALMA OPERASYONUDUR'
15 Ocak'ta gerçekleştirilen operasyonlarda onlarca kadın yoldaşlarının gözaltına alındığına dikkat çeken Türkoğlu, tecavüzcüler, hırsızlar, kadın katilleri, uyuşturucu kaçakçıları yargılanmazken eşitlikten, özgürlükten, adaletten yana olan kadınların gözaltına alındığını söyledi. İktidarın kadın özgürlük mücadelesinden korkusunun ortada olduğunu vurgulayan Türkoğlu, "Bu, kadınlardan intikam alma operasyonudur. Erkek yargısıyla, eril medyasıyla algı oluşturarak kendi kirli savaş siyasetinin sonuçlarının üstünü örtmekten başka bir şey değildir. Bu hukuksuzluk derhal son bulmalı, gözaltına alınan kadınlar serbest bırakılmalıdır" ifadelerini kullandı.
PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasını istemenin suç olmadığını vurgulayan Türkoğlu, tecridi derinleştirmenin suç olduğunu vurguladı. "Kadına yönelik şiddetle mücadele etmek suç değildir, bu şiddeti beslemektir suç olan. Kadın katillerine, tecavüzcülerine iyi hal indirimi uygulamaktır suç olan" diyen Türkoğlu, gözaltılarla kadınlara geri adım attırılamayacağının altını çizdi.
Türkoğlu, "Gözaltına alınan kadın yoldaşlarımız hakkında algı oluşturan, yalan haber yapan söz konusu yandaş yayın organına da bir çift sözümüz var. İktidarın güdümünde hareket eden, tetikçiliğini yapan, gazetecilik ilkelerinden zerre nasibini almayanlar; utanın diyeceğim ama utanma olsa bu haberleri yapmazsınız, haddinizi bilin. TJA'nın adını kirli elinize, kaleminize bulaştıramazsınız. İzin vermeyiz" ifadelerini kullandı.
'BU İKTİDARDAN ALACAKLIYIZ'
Kürt kadınların, emek sömürüsüne karşı fabrikaları direniş alanına çeviren kadınların, mevsimlik tarım işçisi kadınların, göçmen ve mülteci kadınların iktidardan alacaklı olduklarını ifade eden Türkoğlu, "Yaşamlarımızı çalan, kadın katillerini cezasızlık politikalarıyla besleyen, bizleri hukuksuz bir şekilde cezaevlerinde rehin tutan, kadına karşı suç işleyen bu iktidardan alacaklıyız" dedi.
İktidarın kadınların, işçilerin, emekçilerin yaşamlarına bir tehdit haline geldiğini ifade eden Türkoğlu, ağır çalışma koşulları sonucu Urfa'da intihara sürüklenen 26 yaşındaki doktor Ronahi Satı'yı hatırlatarak, "Sağlık emekçilerinin şiddete maruz kaldıkları iş koşullarının düzeltilmesi bu iktidarın sorumluluğundadır. Ronahi Satı'nın ailesine buradan bir kez daha başsağlığı diliyor, acılarını yürekten paylaşıyoruz" dedi.
'KADIN KATİLLERİNİN KORUNDUĞUNU İTİRAF ETTİLER'
2023 yılında 315 kadının katledildiğini, 248 kadının şüpheli şekilde yaşamını yitirdiğini belirten Türkoğlu, Adalet Bakanı'nın "bundan sonra iyi hal indirimi uygulamayacaklarına" dair açıklamasına işaret etti ve "Bu bir itiraftır. Şimdiye kadar kadın katillerinin bu indirimler ile korunduğunun itirafıdır. Utanmadan sıkılmadan bunu bir lütufmuş gibi gösterecek kadar utanmazlar" ifadelerini kullandı.
Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesinde sağlık emekçisi bir kadının bir doktor tarafından uğradığı cinsel saldırıyı hatırlatan Türkoğlu, "Başlatılan hukuki süreçte fail görevinden açığa alınmış olsa da herhangi bir tutuklama kararı verilmemiş. Son duruşmada ise savcı sanığa beraat isteminde bulunmuş. Bizler, DEM Parti Kadın Meclisi olarak, erkek egemen yargı sisteminin aklamaya çalıştığı failin hak ettiği cezayı alması için tüm duyarlı kadın kurumlarını ve kamuoyunu 25 Ocak'ta Bakırköy Adliyesine dayanışmaya çağırıyoruz" çağrısı yaptı.
'GÜÇLÜ AİLE DEDİKLERİNİN İÇİNDE KADINLAR KATLEDİLİYOR'
4-5 Ocak 2024'te Adalet Bakanlığı tarafından düzenlenen Medeni Kanun çalıştayına işaret eden Türkoğlu, "Aile Kanunu" tartışılırken kadınlarla, kadın örgütleriyle konuşulmadığına dikkat çekti. Türkoğlu, şöyle devam etti: "Çünkü bu çalıştay kadının aleyhine, erkeğin lehine yapılan bir çalıştaydır. Çalıştayda konuşan ve bakanlığının web sitesine konulan açıklamada yer alan sözler bunun kanıtıdır. 'Güçlü aile güçlü toplum, güçlü toplum ise güçlü devlet demektir' başlığı her şeyi alenen ortaya koymaktadır. Defalarca söyledik ve söylemekten vazgeçmeyeceğiz. Bu iktidarın güçlü aile dediği, övünerek bahsettiği ailelerin içinde kadınlar katlediliyor."
İktidarın anayasa değişikliğinden kastının erkeklerin haklarını korumak olduğunu vurgulayan Türkoğlu, hak ve özgürlükler esas alınmadan yapılacak hiçbir teklifi kabul etmeyeceklerinin altını çizdi. Türkoğlu, "Medeni Kanun'da yapılmak istenen değişiklikler, kadınlara ve kadın örgütlerine sorulmadan hazırlanamaz. Neyin kadınların yararına olduğunu, neyin olmadığını bu erkek egemen iktidar değil; biz kadınlar, kadın örgütleri, platformları biliriz. Haklarımızı erkek egemen iktidarın insafına bırakmayacağız" ifadelerini kullandı.
'HPV AŞISI OLMAK İSTEYEN KADINLAR İKTİDARIN HEDEFİNDE'
İktidarın yoksulluk sınırı 40 bin lirayken nafaka hakkını dahi tartışmaya açtığına işaret eden Türkoğlu, "Üstelik ortalama 300 lira gibi bir miktara el uzatacak kadar kadın düşmanı olan erkek devlet, biz kadınların ev içinde yaşadığı şiddete boyun eğmesini bekliyor, eğmeyeceğiz" dedi.
HPV aşısı fiyatlarına ve aşının bulunamamasına tepki gösteren Türkoğlu, "Dünyada iki dakikada bir kadın rahim ağzı kanserinden yaşamını yitirirken, 3 aşamalı olan HPV aşısının dozlarına ulaşmak bu ülkede mümkün değil. Kadınlar yaşamını mı yitirmiş önemli değil. Bu aşının gelirinden nasıl rant elde edebiliriz derdinde olan bir iktidar gerçekliği var. Hatta bir adım öteye giderek şunu söyleyelim; aşı olmak isteyen kadınlar iktidarın hedefinde" dedi.
'SEÇİM BEYANNAMEMİZİ KADINLARLA HAZIRLIYORUZ'
31 Mart yerel seçimlerine sayılı günler kaldığını belirten Türkoğlu, 90'ı aşkın yerde gerçekleştirdikleri halk oylamalarına işaret ederek, "Kadın delegelerimiz, annelerimiz yağmur çamur demeden bu sürece katılarak irade beyanını göstermiştir. Kadın adaylarımız etrafında kenetlenen irade; yerinden ve yerelden demokraside ısrarın adıdır, 'eş başkanlık ve eşit temsiliyet mor çizgimizdir, vazgeçmiyoruz' diyenlerin kararlı mücadelesidir" dedi.
Türkoğlu, şöyle devam etti: "Kürdistan'da kayyımlara rağmen kadın özgürlükçü demokratik yerel yönetimlerimizi ve eş başkanlık sistemimizi halkın ve kadınların oylamasıyla büyüten partimiz, demokratik yerel yönetimleri Türkiye'nin batısına da taşıyacaktır. Biz kadınlar ülkenin hiçbir kentinde rantçı, talancı, tekçi, cinsiyetçi partilerin belediyelerine mecbur değiliz. Gelin, DEM Parti'nin demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü ilkeleriyle nasıl bir yönetim istediğinize siz karar verin. Seçim beyannamemizi kadınlarla birlikte hazırlıyoruz. Kentleri ve belediyeleri erkek egemenliğinden arındıracak olan parti biziz."