Türkiye ve Irak Dışişleri Bakanları gündemi: İşgal ve tasfiye planları
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Irak Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin Türkiye-Irak Yüksek Düzeyli Güvenlik Mekanizması 4. Toplantısı'nda bir araya geldi. Toplantıda, Kürt özgürlük hareketini tasfiye, gerillayı imha konsepti kapsamında kararlar alındı. Türkiye'nin Irak topraklarındaki gayri meşru pozisyonu anlaşmayla meşrulaşmış oldu.
Türkiye-Irak Yüksek Düzeyli Güvenlik Mekanizması 4. Toplantısı Ankara'da gerçekleştirildi. Toplantıya, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ile İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaloğlu'nun yanı sıra Iraklı üst düzey yetkililer ve mevkidaşları katıldı.
Ankara-Bağdat arası yapılan diplomasi trafiklerinin sonucu gerçekleşen toplantıdan aylar önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Irak'ı ziyaret etmiş; 27 anlaşma ve mutabakat zaptı imzalanmıştı. Erdoğan'ın ziyareti sonrası Irak hükümeti, "PKK'yi yasaklı örgütler" listesine aldı. 15 Ağustos günü Ankara'da yapılan toplantıda ise birçok konuda taraflar arasında işbirliği ve mutabakat zaptı onaylanmış oldu. Toplantının PKK'nin silahlı mücadeleye başlamasının 42. yılı olan 15 Ağustos'un seçilmesi ise dikkat çekti.
TASFİYE SALDIRISINDA ORTAK ANLAŞMALAR YÜRÜRLÜKTE
Ankara-Bağdat arasında "gerillanın imhası, Kürt özgürlük hareketinin tasfiyesi"nde ortaklık güçlendirilmesi hedeflenen toplantı sonrası açıklama yapan Hakan Fidan, Türkiye'nin kimi konularda istediğini alamadığını diplomatik diliyle gizlemeye çalıştı. Fidan, "Öngörülen ortak koordinasyon ve eğitim merkezleri marifetiyle işbirliğinin bir üst seviyeye taşınacağına inanıldığını" dile getirdi. Irak hükümetinin de dahil edildiği tasfiye saldırısını kast ederek, "sahada somut adımlarla ilerletmenin arzu edildiğini" belirtti.
‘GÜVENLİK' ADI ALTINDA KÜRT ÖZGÜRLÜK HAREKETİNİN TASFİYESİ HEFEDLENİYOR
"Türkiye ile Irak, Ortak Güvenlik Koordinasyon Merkezi ile Ortak Eğitim ve İşbirliği Merkezi ve Başika'da Ortak Eğitim ve İşbirliği Merkezi kurulacağı"nı söyleyen Fidan, bu merkezle birlikte "sınır güvenliği, uyuşturucu, silah ve insan kaçakçılığı" alanlarında da ortak hareket edileceğini iddia etti. Ancak bu adım; uyuşturucu, silah ticaretine karşı mücadele değil bu alanlarda denetim dışında olan ticaretin her iki ülkenin denetimine geçmesidir. Zira Türkiye devlet bürokrasisinin bu alanlarda devlet-çete-mafya kirli ilişkileri sayısız örneklerle kanıtlandı. Öte yandan "güvenlik" adı altında Kürt özgürlük hareketinin tasfiyesi ve gerillanın imhası hedeflenme.
Fidan, Erdoğan'ın Irak ziyaretinde 27 anlaşma ve mutabakat zaptının imzalanmasına ilişkin "İki ülke arasında imzalanan Stratejik Çerçeve Anlaşması'nın, gerekli görülen işbirliği alanlarında Ortak Daimi Komiteler kurulmasını öngördüğünü" belirtti. İki ülke arasında stratejik düzeyde alınan kararların hayata geçirilmeye devam edeceğini belirtti. Fidan bu sözlerle, Maxmur, Şengal alanlarındaki otonom yapılanmanın tasfiye edilmesi konularında yakın zamanda mutabakata varılmadığını dile getirdi. Zira zirvede yapılan tartışma başlıkları ve açıklamalara somutta yansıyan olmadı.
TÜRKİYE SUYU TEHDİT OLARAK KULLANIYOR
Buna rağmen Ankara, Kürt halkının büyük bedeller ödeyerek elde ettiği bu alanların tasfiyesi için Irak hükümetine baskı yapmaya devam edecektir. Türkiye'nin elindeki en önemli koz su ve Kalkınma Yolu projesi duruyor. Fidan, komitelerle birlikte ticaret, enerji, su meselesi, ulaştırma, sağlık ve eğitim gibi alanlarda ilişkileri güçlendirme hedefine işaret etti. AKP/MHP hükümeti Irak merkezi hükümetine karşı bugüne kadar Fırat ve Dicle'den akan suyu azaltmakla tehdit etti. Birleşmiş̧ Milletler yayınladığı küresel su problemi raporunda 2040 yılında Irak'ın mutlak susuzluk sorunu ile karşı karsıya kalacağı uyarısı yapmıştı. Irak'ta yaşayan milyonlarca insan faşist AKP/MHP rejiminin suyu silah, baskı aracı olarak kullanmasından dolayı tarım yapamıyor, hayatlarını sürdüremiyor. İşgal savaşınında eklenmesiyle köylerin zorla boşaltılması tarımı büyük oranda etkiliyor.
TÜRK DEVLETİ TERÖR ÖRGÜTÜ DEDİĞİ HAŞDİ ŞABİ'YLE AYNI MASAYA OTURUYOR
Mutabakat zirvesinin en temel başlıklarından biri de sömürgeci Türk devletinin gayri meşru konumlandığı Başika üssündeki varlığının meşrulaşması. Ankara, 2015 yılında DAİŞ'e karşı mücadele iddiasıyla ABD ile ilişkileri dahilinde Başika'da askeri olarak üslendi. Başika'dan sonra da Irak ve Güney Kürdistan bütününde yüzlerce askeri üs açtı. Ankara Başika planıyla, Kürt özgürlük hareketine dönük yürüttüğü sömürgeci savaş kapsamında rol üstlendi. "Terör örgütü" olarak değerlendirdiği Haşdi Şabi'ye karşı Sünni bir güç bulundurma planları kapsamında karşı yapılanmalara gitti. Haşdi Şabi'ye dönük yapılan kimi hamleleri Başika üssünden yönetti. Haşdi Şabi bu nedenle birçok kez Başika'yı hedefleyen eylemler yaptı.
Türkiye, dün terör örgütü olarak gördüğü Haşdi Şabi ile Ankara'da aynı masada buluşmuş oldu. Irak hükümetinin, şimdiye dek Ankara'ya Başika'nın boşaltılması yönlü cılız çağrıları olurken bu anlaşmayla birlikte bunu da yapamaz duruma geldi. İşgalci Türk devletinin Irak toprakları üzerindeki askeri üsleri böylece meşrulaşmış oldu. Fuad Hüseyin "Başika, ortak Irak eğitim karargahına dönüşecek. Sorumluluk Irak silahlı kuvvetlerinde olacak"dese de sömürgeci Türk devletinin işgal planları doğrultusunda hareket edeceği su götürmez bir gerçek.
ÜÇ PARTİNİN KAPATILMASI TÜRK DEVLETİYLE İŞBİRLİĞİ SONUCU
Irak hükümetinin bir süre önce PKK'yi "yasaklı örgüt" ilan etmesinin Türk devleti açısından önemine dikkat çeken Fidan, Irak ve Güney Kürdistan Federasyon bölgesinde faaliyet yürüten üç partiye ilişkin yakın zamanda alınan kapatılma kararın da Türk devletinin etkisi olduğunu şu sözlerle ifade etki: "Irak tarafının yasaklı örgüt kararı uyarınca PKK iltisaklı üç siyasi parti hakkında kapatma kararı almasından duyduğumuz memnuniyeti dile getirdik."
Kürt özgürlük hareketine dönük tasfiye, gerillanın imhası kapsamlı konsept yürürlükte. Hedefte Şengal, Mahmûr otonom alanlarının tasfiyesi var. Irak'taki gelişmeler söz konusu olduğunda Türkiye'nin şimdilik bütün planlarını uyguladığını/zafer elde ettiğini söylemek zor. Örneğin tüm ayak oyunlarına, müdahalelere rağmen Kerkük seçimlerinde Vali YNK'den seçildi. Kerkük'te ki bu yeni durum karşısında KDP ve Türkmen cephesi Kerkük seçimlerini gayri meşru göstermeye, seçilen yeni yönetimi karalama, itibarsızlaştırma çalışmasına şimdiden başladı. YNK'nin Kerkük başarısından sonra buradaki varlığını korumak adına, Türkiye'nin baskısına karşı kimi tavizlere yol açar mı? Bunu zaman gösterecek.
MUTABAKAT METNİNİN TAM HALİ
Irak Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri, Güvenlik Koordinasyonu ve Terörle Mücadeleye İlişkin Mutabakat Zaptı
ÖNSÖZ
Bu Mutabakat Zaptı'nda "Taraflar" olarak anılan Irak Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, egemenlik, güvenlik, siyasi ve toprak bütünlüğüne saygıya dayanan güçlü tarihi ortaklığı vurgulamaktadır. Her iki taraf da BM Güvenlik Konseyi kararları ve mevcut yasalar ışığında terör örgütleri hakkında bilgi paylaşarak güvenliklerini ve ulusal çıkarlarını korumayı, güvenlik, askeri ve istihbarat koordinasyonunu geliştirmeyi kabul etmiştir.
Madde 1: Amaç
1-Her iki taraftaki güvenlik risklerini ele almak. Temel amaç, terör ve yasaklı örgütlerin her iki tarafın egemenlik, güvenlik ve istikrarına yönelik tehditlerini ortadan kaldırmaktır.
2-Birbirlerinin egemenliğine saygı gösterilmesi ve Türk askeri güçlerinin Irak topraklarındaki varlığının sona erdirilmesi.
Madde 2: Çerçeve
1-İki taraf, güvenlik, askeri ve istihbarat koordinasyonunun güçlendirilmesi konusunda anlaşmıştır. Koordinasyon aşağıdaki alanlarda yapılacaktır:
a. Askeri eğitim ve kolluk kuvvetleri eğitimi.
b. Tüm askeri sektörler için kapasite geliştirme.
c. Terörle mücadele ve çeşitli terör tehditlerine karşı mücadele.
d. Ortak sınır güvenliğinin sağlanması.
e. Yasa dışı göç ve sızma ile mücadele.
f. Yabancı terörist savaşçılarla ilgili meseleler.
g. Kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele.
h. İstihbarat paylaşımı.
ı. Ortak güvenlik koordinasyon merkezi kurulması.
j. Savaş endüstrisi alanında koordinasyonun güçlendirilmesi.
k. Uluslararası platformlarda terörle mücadele çabalarının yoğunlaştırılması.
2.Tarafların hak ve yükümlülüklerine ilişkin olarak, bu Mutabakat Zaptı'nın hükümleri, taraf oldukları uluslararası sözleşmelerle çelişmeyecektir.
Madde 3: Uyumlaştırma Yöntem ve İlkeleri
Taraflar, yasaklı terör örgütleriyle mücadele ederek, bu örgütlerin bir ülkenin topraklarında diğerine karşı faaliyet göstermesini engellemeyi taahhüt etmektedir. Uygulama şu şekillerde yapılacaktır:
a Ortak sınır güvenliğinin sağlanması için istihbarat paylaşımı.
b. Terör örgütlerinin her iki ülke topraklarında faaliyet göstermesinin engellenmesi.
c. Terör örgütlerine silah, lojistik ve mali destek sağlanmasının önlenmesi.
d. Teröristlerin tespit edilmesi, yargılanması ve iadesinin koordine edilmesi.
e. Terörist ve yasaklı örgütlerin her iki ülke topraklarında ikamet etmesinin önlenmesi.
Madde 4: Ortak Güvenlik Koordinasyon Merkezi
İki taraf, Bağdat'ta bir Ortak Güvenlik Koordinasyon Merkezi kuracak. Bu merkez, Ortak Harekat Komutanlığı'na bağlı olacaktır ve Irak Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortaklaşa yönetilecektir.
Merkezin misyonu ve faaliyetleri şöyle olacak:
a. Ortak sınırda saha istihbaratı bilgi alışverişinde bulunmak.
b. Operasyonel ve stratejik bilgileri her iki tarafın yüksek komuta merkezlerine iletmek.
c. Ortak sınırlardaki güvenlik durumlarını izlemek ve raporlamak.
Madde 5: Ortak Komite
1.Her iki ülkenin genelkurmay başkanlığında bir Ortak Komite oluşturulacaktır. Komite üyeleri arasında Dışişleri Bakanlığı, Ulusal Güvenlik Danışmanı, İstihbarat Teşkilatı, Kürdistan Bölgesi, Haşdi Şabi ve Türkiye'nin ilgili kurumları yer alacaktır.
2.Ortak Komite, her üç ayda bir toplanacaktır. Gerektiğinde olağanüstü toplantılar yapılabilecektir.
Madde 6: Gizlilik
1.Bu Mutabakat Zaptı uyarınca paylaşılan tüm bilgi ve belgeler, güvenli bir şekilde korunacaktır.
2.Gizli bilgi ve belgelerin üçüncü taraflara açıklanması yasaktır.
Madde 7: Uyuşmazlıkların Çözümü
Uyuşmazlıklar, ulusal veya uluslararası mahkemelere başvurmadan, ilgili taraflar arasında görüşülerek çözülecektir.
Madde 8: Değişiklik ve Gözden Geçirme
Gerektiğinde her iki taraf da özel yazılı taleple bu mutabakat zaptı hükümlerinde değişiklik önerebilir. Karşı tarafın rızasının alınmasından sonra değişiklik konusu ortak komitelerin olağan toplantısında tartışılabilir. Karşılıklı mutabakatla ve taslak anlaşma metninin imzalanmasından sonra, değişiklik Madde (9) uyarınca Mutabakat Zaptı'na eklenecektir.
Madde 9: Yürürlük ve Sona Erme
Bu mutabakat zaptı, imzalandığı tarihte yürürlüğe girecek ve bir yıl boyunca geçerli olacaktır. Taraflardan biri anlaşmayı yenilemek istemezse, bunu diplomatik kanallardan bildirecektir.
1. Bu mutabakat zaptı, ilgili tarafların birbirlerine, bu mutabakat zaptı hükümlerinin her iki ülkenin kanunlarına uygun olduğunu açıklayan imzalı bir taslağı sundukları tarihte yürürlüğe girecektir.
2. Bu protokol bir yıl süreyle geçerlidir ve yenilenebilir. Taraflardan birinin mutabakatı yenilemek istememesi durumunda, bunu diplomatik kanallardan talep edecek ve başvurunun sunulmasından itibaren altı ay içinde uygulamaya başlanacaktır.
Madde 10: Metin ve İmza Tarihi
1. Bu mutabakat zaptı Arapça, Türkçe ve İngilizce olmak üzere iki orijinal nüsha halinde yazılmış olup, tüm metinler eşit derecede düzenlenmiştir. Yorumda farklılık olması durumunda İngilizce versiyon esas alınacaktır.
2. Bu mutabakat zaptı, iki ülkenin Savunma Bakanları veya resmi olarak yetkili kişiler tarafından imzalanmıştır.