19 Eylül 2024 Perşembe

Türkiye Suriyeli mültecileri kayıt altına almayı durdurdu

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Türkiyeli yetkililerin Suriyeli mültecileri bir kaç istisna dışında, kayıt altına almayı durdurduğunu belirtti.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), yaptığı açıklamada Türkiyeli yetkililerin Suriyeli mültecileri bir kaç istisna dışında, kayıt altına almayı durdurduğunu belirtti. HRW, "Bu duraklama, hukuksuz sınır dışı etme, Suriye'ye zorla geri döndürme ve sağlık ve eğitim hizmetlerinden yararlandırmama gibi sonuçlar doğuruyor" dedi.
 
Avrupa Komisyonu, geçtiğimiz günlerde, Türkiye'nin mülteci sisteminden övgüyle bahsederek, 2016 Martında imzalanmış, Türkiye'deki mültecilerin desteklenmesini de içeren göç anlaşması kapsamında yapılacak ikinci 3 milyar Euroluk yardım dilimine onay verdi. HRW, "Avrupa kurumlarının ve hükümetlerinin hem söz konusu kayıtları durdurma hem de Türkiye'nin mültecilere yönelik diğer kötü muamele uygulamaları ile ilgili olarak kamuoyu önünde sessiz kalmaları, asıl kaygılarının mültecilerin ve göçmenlerin Türkiye'den AB'ye gelmelerinin engellenmesi olduğu izlenimini doğurdu" diye kaydetti.
 
Kayıt işlemlerinin duraklatılması, Türkiye'nin yeni mültecileri korumadan yararlandırmamak için giriştiği çabaların son örneği olduğunu ifade edilen açıklamada, "Türkiye geçtiğimiz üç yıl içinde Suriye'yle olan sınırını kapatırken Türkiyeli sınır muhafızları sınırı geçmeye çalışan Suriyelileri sorgusuz sualsiz, kitlesel olarak geri itmeyi, öldürmeyi ve yaralamayı sürdürüyorlar" diye belirtti.
 
Türkiye, 2011 başlarından 2018 Mayıs ayı sonlarına dek 3,6 milyon Suriyeliyi kayıt altına alarak, dünyada en çok mülteciye ev sahipliği yapan ülke haline geldi. Ancak, İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne göre, bu cömertlik ne Türkiye'yi, ne de onun uluslararası ortaklarını yeni gelen mültecilere yardım etme görevinden kurtarıyor.
 
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Hatay, Antep ve İstanbul illerinde geçici koruma için kayıt yaptırmayı denemiş 32 Suriyeli ile, 2018 yılının Mayıs ayı ortalarında, Hatay ilinde görüştü. Söz konusu geçici koruma kimlik belgesi Suriyelileri gözaltına alınmak ve sınır dışı edilmekten koruyor. Bu belge, aynı zamanda, onlara sağlık ve eğitim hizmetlerinden yararlanma, çalışma ve en korunmasız durumdaki Suriyeliler için AB tarafından fonlanan Acil Sosyal Güvenlik Ağı gibi sosyal yardım kuruluşlarına başvurma hakkı veriyor.
 
Suriyeliler, geçici koruma kimlik belgeleri olmadığı için Türkiye polisinin kendilerini 20 kişilik gruplar halinde sınır dışı ettiğini ve hastanelerin ve okulların da kimlik belgesi olmadan kabul etmediklerini anlattılar. Bazıları Suriye'ye kendilerinin veya yakınlarının ihtiyaç duyduğu acil tıbbi yardımı alabilmek için geri döndüklerini söylediler. Başkaları da aile üyelerinden sadece bir kısmı kayıt olabildiği için Suriye'ye geri dönmeye karar verdiklerini aktardı. Hepsi de sürekli olarak gözaltına alınma ve sınır dışı edilme korkusuyla yaşadıklarını ve polise yakalanmamak için hareketlerini çok kısıtladıklarını söylediler.
 
Türkiye uluslararası teamül hukukunun geri göndermeme (nonrefoulment) kuralına uymakla yükümlüdür. Bu kural insanların gerçek bir zulüm, işkence veya kötü muamele görme riskiyle veya hayatına yönelik bir tehditle karşı karşıya kalacakları yerlere, her ne şekilde olursa olsun, geri gönderilmesini yasaklıyor. İltica taleplerinin adil bir süreç içerisinde karara bağlanmasına ve zarar görmekten korktukları yerlere sorgusuz sualsiz geri gönderilmemeye hakkı olan sığınmacılar da bu kuralın kapsamındadır. Türkiye insanlara hukuki statü vermeyerek ya da temel hizmetlere erişimlerini engelleyerek, onları zarar görme riskleri bulunan yerlere geri dönmeye zorlayamaz.
 
Hatay Valiliği, 30 Ekim 2017 tarihinde, kaçakçıları Türkiye'ye Hatay'dan girmek isteyen Suriyelilere yardımcı olmaktan caydırmak amacıyla, yeni gelen Suriyelilerin geçici koruma için kayıtlarının artık Hatay ilinde yapılmayacağını açıkladı. İçişleri Bakanlığı ise 2018 Şubat'ının başında Suriyelilerin artık İstanbul ilinde de kaydedilmeyeceğini açıkladı.