Tüm Bel-Sen: Sayıştay kararı iptal edilsin
Tüm Bel-Sen, Sayıştay kararının iptali için basın açıklaması yaptı, Sayıştay'ın başından beri kanunla, Anayasayla kurulmuş bir kurum olmasına rağmen görevlerini anayasaya aykırı olarak sürdürdüğüne dikkat çekti.
Sayıştay Başkanlığı, 24 Şubat 2022 tarihinde belediyelere ve belediyelere bağlı idarelere yönelik mali denetlemelerinde belediyelerin imzaladıkları Toplu İş Sözleşmeleri'ne dayanarak çalışanlarına yaptıkları mali ödemeleri "Yasal mevzuatta belirtilen üst sınırı aştığı" gerekçesiyle kamu zararına konu ederek, buna yönelik bir karar çıkardı.
Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (TÜM BEL-SEN) söz konusu karara ilişkin Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Genel Merkezi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonuna (KESK) bağlı meslek örgütlerinden de katılım sağlandı.
"Toplu sözleşmelerimiz kamu zararı değildir, anayasal hakkımızdır! Sayıştay kararı iptal edilsin" pankartının açıldığı açıklamada, "Toplu sözleşme haktır engellenemez", "Sayıştay kararı iptal edilsin", "Toplu sözleşme hakkımız söke söke alırız", "Sermayeye değil emekçiye bütçe", "Hak verilmez alınır, zafer sokakta kazanılır" ve "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz" sloganları atıldı. Açıklamayı TÜM BEL-SEN Genel Başkanı Erdal Bozkurt yaptı.
Sayıştay'ın 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun anayasaya aykırı 32'nci maddesindeki sınırlamalara dayandırdığını belirten Bozkurt bunun bir hukuk ihlali olduğunu belirtti. AİHM'in 12 Kasım 2008'deki Demir-Baykara kararını hatırlatan Bozkurt, "Çalışanların işverenleri ile TİS yapma hakkını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 11. maddesinde öngörülen ‘çıkarların korumak için sendika kurma ve sendikaya üye olma hakkı'nın asli unsurlarından birisi olduğunu açıklamış ve Türkiye Hükümetini AİHS'in 11. maddesini ihlal ettiğine karar vererek tazminat ödemeye ve söz konusu bu insan hakları ihlalinin tekrarlanmaması için iç hukukta gerekli değişiklikleri yapmaya mahkum etmiştir. Ülkemiz kamu görevlilerinin özgür ve eşit toplu sözleşme hakkının kullanımını, anayasaya aykırı bir biçimde hazırlanan 4688 sayılı yasayla şarta bağlanması; içerik, süre, imza tarihi ve mali haklara üst limiti gibi kısıtlamalara tabi tutulması anayasal güvenceye alınan temel bir insan hakkının kullanımına müdahale bağlamında AİHM Büyük Daire kararının gereğinin yerine getirilmeyerek, hak ihlaline devam edildiği anlamına gelmektedir. Ülkemiz kamu görevlilerinin özgür ve eşit toplu sözleşme hakkının kullanımını, Anayasaya aykırı bir biçimde hazırlanan 4688 sayılı yasayla şarta bağlanması; içerik, süre, imza tarihi ve mali haklara üst limiti gibi kısıtlamalara tabi tutulması Anayasal güvenceye alınan temel bir insan hakkının kullanımına müdahale bağlamında AİHM Büyük Daire kararının gereğinin yerine getirilmeyerek hak ihlaline devam edildiği anlamına gelmektedir" dedi.
Sayıştay'a seslenen Bozkurt, "Sayıştay olarak, kamu emekçilerinin toplu sözleşme hakkını kullanmasını engellemeye yönelik anayasaya aykırı hukuksuz yargılama ve kararlara son verip; kamu kurumlarının harcamalarını denetlemek olan asli görevinizi yerine getirin ve her gün yeni bir belgesiyle kamuoyuna yansıyan kamu kurumlarındaki usulsüzlükler, yolsuzlukları soruşturup bunlara ilişkin gerekli yargılamaları yapın" dedi.
Sayıştay'ın kanuna aykırı davrandığını belirten Bozkurt, şunları söyledi: "Sayıştay başından beri kanunla, Anayasayla kurulmuş bir kurum olmasına rağmen görevlerini anayasaya aykırı olarak sürdürmektedir. Yani dayanağını Anayasadan alan Sayıştay, TİS hukuk kazanımını anayasal ve uluslararası hukuktan alan sendikamız arasındaki çelişkiyi çözmek yerine çelişkiyi derinleştirerek hukuku hiçe saymaktadırlar. Önümüzdeki günlerde meclis açıldığında tekrar bir yasa talebimizi dillendirecek mecliste parlamentoda siyasi partilerle bu konuda gerekli düzenlemelerin yapılması Sayıştay zimmetlerinin mutlaka affedilmesi, gerçek toplu pazarlık hakkının kullanılabilmesinin önündeki engellerin kaldırılmasını talep edeceğiz. Bunu sadece biz değil uluslararası hukuk söylüyor."