23 Kasım 2024 Cumartesi

TKŞ'li Sidwo: İşgale ve sömürgeci kapitalizme karşı 'yaşasın 1 Mayıs'

TKŞ temsilcilerinden Cemil Sidwo, 1 Mayıs hazırlıklarını aktardı. Türk devleti ve emperyalist devletlerin Rojava devrimini yok etmek istediğini belirten Sidwo, Ortadoğu halklarını, işçi ve emekçileri kapitalizme karşı birlikte mücadele etmeye çağırdı.

TKŞ temsilcilerinden Cemil Sidwo, Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye kentlerinde yürüttükleri 1 Mayıs çalışmaları ve hazırlığını sürdürdükleri sempozyuma ilişkin konuştu.

Özgür TV'de yayınlanan Özgür Rojava programına katılan Sidwo, Ortadoğu halklarının kapitalist sömürü düzenine karşı mücadelesini ve 1 Mayıs hazırlıklarını aktardı. Sömürgeci Türk burjuva devletinin emperyalist devletlerin onayıyla Rojava devrimine karşı yok etme saldırısı gerçekleştirdiğini dile getiren Sidwo, işçi ve emekçilerin özgürlüğünü ve kazanılmış haklarını korumak için mücadele ettiklerini dile getirdi.

Sidwo, 1 Mayıs öncesi "İşgale, sömürgeci kapitalizme karşı yaşasın 1 Mayıs. Yaşasın Rojava devrimimiz" şiarıyla gerçekleştirecekleri sempozyuma katılım çağrısında bulundu.

2023 1 Mayıs'ına kısa bir zaman kaldı. Rojava ve Ortadoğu halkları hangi koşullarda 1 Mayıs'a gidiyor?
Bütün Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye şehitlerini anıyoruz. Özellikle şehit Baran Serhat (Bayram Namaz) ve Ahmet Şoreş'in (Zeki Gürbüz) önünde saygıyla eğiliyoruz.

Türk devletinin işgal saldırıları Rojava'da ve Başurê Kürdistan'da çok yönlü sürüyor. Bugün halk göçten dolayı çok sıkıntı yaşadı. Örneğin Serêkaniyê, Girê Spî ve Efrîn kentlerinin işgalinden sonra halk ekonomik olarak da büyük sıkıntılar çekti. Bu Türk devletinin Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye'ye karşı siyasetidir. Bu zorlukların yaşanmasının birincil nedeni, emperyalist devletler ve faşist Türk devletidir diyebiliriz.

Özgür dağlara yapılan saldırılarda, yasaklı kimyasal silahlar devrimciler üzerinde kullanılıyor. SİHA'yla Süleymaniye havaalanında geçekleşen saldırının esas hedefi QSD'nin Genel Komutanı Mazlum Ebdi'ydi. Bu saldırıyla Türk devleti iki amaca oynamak istedi: Birinci mesaj ABD'ye dönüktü. İkincisi de Mazlum Ebdi'yi orada yok etmekti. Türk devleti yönetimdeki arkadaşları, askeri noktaları hedef alıyor.

Burada bütün kapılar, sınırlar Rojava'ya kapatıldı. Halk yaşamsal olarak, gıda yönünden çok zorluk ve sıkıntı çekiyor. Faşist Türk devleti, Bab ve İdlib tarafındaki kapıları çetelere yardım gitsin diye açıyor. Bugün yürütülen siyaset Rusya gibi devletlerin eliyle yapılıyor. Örneğin Til Koçer kapısını açmak istediler. Biliyorlar ki burada halk hak sahibidir ve kendi topraklarında yaşıyor. Demokrasisiyle, direnişle, her şeyle yaşamını sürdürmek istiyor. Türk devleti bunu kabul etmiyor. Bundan dolayı Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye'deki bir kentin ekonomik sıkıntı ve zorluk çekmesi normaldir.

Özerk Yönetim'in elindeki imkanlara göre adımlar atılıyor. Mesela son dönemde geniş ilişkiler geliştiriliyor. Kentlerimizin yapısını düzeltmek, ticaret yapılabilmesi için siyasi ilişkiler ve ittifaklar yapılıyor. Burada gelecek için iyi şeylerin yapılabileceğine inancımız var. Türk devletinin bugüne kadar attığı adımlar, Süleymaniye ve buralara yapılan saldırılar da seçimler yaklaştığı içindir. Burada bazı imkanlar elde etmek için adım atmak istiyor. Yarın bu katliamların, yasaklı silahların kullanılmasının hesabı sorulacak. Bundan dolayı Erdoğan, seçimi kazanamamaktan korkuyor.

Son dönemde Rojava'da yapılan ittifaklarla hem ekonomik yönden, hem ilişkilerin geliştirilmesi bakımından iyi adımlar atıldı. Ama büyük devletler nerede çıkarlarını görüyorsa orada oluyorlar. Mesela Ukrayna'da yaşanan savaş bize ekonomik, askeri, her açıdan zarar veriyor. Emperyalist devletler, girdikleri ekonomik krizden dolayı her yerde savaş çıkarıyorlar. Halkın özgür yaşamasını istemiyorlar. Mesela bugün Filistin savaşını görüyoruz, ağır silahlar, roketler kullanıyorlar. Nerede devrimci varsa orada bitirmek istiyorlar. Kapitalizm daha çok hakim olmak istiyor.

TÜRK DEVLETİ OSMANLI HÜKMÜNÜ GERİ GETİRMEK İSTİYOR
Yaşananlar, emperyalist-kapitalist savaşlardır. Burada çıkarları ne istiyorsa buna göre siyaset yürütüyorlar. Bundan dolayı da Ortadoğu'da zorlu ve sıkıntılı bir yaşam var. Emperyalist devletler kendi çıkarlarını her şeyin üstünde görüyor. Hep bunu inşa etmek istiyorlar.

Devrimcilerin, sosyalist, komünist, demokrat insanların birlikteliği olursa emperyalist kapitalist devletlerin saldırılarından kurtulabiliriz.

Türk devleti Kürtleri burada kabul etmediklerini dile getiriyor. Ama Türk devleti sadece Kürtlerin yok olmasını istemiyor. Eski Osmanlı hükmünü geri getirmek istiyor. Örneğin Türk devleti askerlerini ve çetelerini Ukrayna'ya, Libya'ya gönderiyor. Bunların hepsi bölgede eski hükmünü sürdürme isteğidir. Ayrıca Güney Kürdistan'da Musul yönünden denize kadar kendine bir sınır açmak istiyor. Böylece sınırı tutacak.

EN BÜYÜK HEDEFLERİ ROJAVA DEVRİMİNİN EZİLMESİDİR
Bahsettiğim Süleymaniye saldırısı, KDP'nin yardımıyla desteğiyle yapıldı. İhanetle böyle birçok olay yaşandı. Burası için de, gelecek zamanlar için hazırlıklar yapılıyor. Bugün Türk devletinin önünde yol kalmamıştır. Bugün, Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye topraklarına geçebilmesi zor. Bu süreçte bu adımı atamaz, seçim sürecinde askeri bir adım atması ona büyük bir zarar verecektir. Depremden önce 'Kobanê'ye, Minbic'e saldıracağım' diyordu. Ama yapamaz. Biraz zaman kazanmak elde etmek istiyordu. Bölgede bir deprem oldu zarar da verdi. Rojava'da depremden zarar gören insanlara yardımcı olmamızı istemiyordu. Bunun için yol kapatıldı. Siyasi adımların atılmasını istemedi. Bütün dünya biliyordu. Özerk Yönetim depremden dolayı yardımcı olmak için adımlar attı. Türk devleti de yardımların yapılmasını engelledi.

Diğer taraftan Türk devleti ekonomik bir düşüş yaşıyor. Diyebiliriz ki bu deprem döneminde ekonomik olarak kendini toparladı. Çünkü dışarıdan çok yardım geldi. Hiçbir yere dağıtmadı. Depremzede halka hiçbir yardım ulaşmadı, ulaşmasına izin vermedi. Burada sınırları kapattı, Suriye tarafında yaşayan halka yardım ulaşmasına izin vermedi.

Diğer taraftan Rusya yönetimi, Türkiye ve Suriye rejimini bir araya getirmek istiyor. Özerk Yönetimin gelişmesini istemiyorlar. Rusya'nın hedefi budur. Moskova'da Rusya öncülüğünde İran, Suriye ve Türkiye toplantılar yaptı. Bunlar aracılığıyla Suriye'de bir adım atmak istiyorlar. En büyük hedefleri Rojava devriminin ezilmesi, Özerk Yönetim'in yok edilmesidir.

İŞÇİLERİN BİRLİĞİ KAPİTALİZMİN YIKILMASINI SAĞLAR

İşçi sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü yaklaşıyor. 1 Mayıs hazırlıklarınızdan bahseder misiniz?
Ortadoğu'da her ülkede mesela şenlik, piknik gibi farklı biçimlerde 1 Mayıs kutlanıyor. Ortadoğu'da çoğu ülkede 1 Mayıs resmi tatil günü. Ama 1 Mayıs'ın hakkı verilmemiş. Örneğin 1925'de Suriye Komünist Partisi vardı. Burada bazı çalışmalar yaptılar. İşçilerin haklarını ve çalışma süresinin 8 saat olmasını dile getirdiler. Bunlar işçi, emekçi halk için yeterli değil. Komünistlerin bir sözü var; 'Dünyanın bütün işçileri birleşin'. Biz de bugün 'dünyanın bütün işçileri ve ezilenleri birleşin' diyoruz. Bundan dolayı nerede işçiler, emekçilerle birliğimiz oluşursa bu kapitalizmin yıkılmasını sağlar. Çünkü kapitalizm işçilerin emekleri üzerinden büyüdü. İşçiler çalışıyor ama kapitalistler tarafından hakları yeniliyor, haklarını tam olarak elde edemiyorlar. Suriye'de, Ortadoğu'da ve birçok yerde işçilerin hakları tam verilmemiştir.

1 MAYIS İÇİN GENİŞ ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜYORUZ
Biz komünist ve devrimci bir partiyiz. Komünist Devrimci Hareket (TKŞ) 1 Mayıs'ın sahibidir. Neden böyle söylüyoruz. 1 Mayıs işçilerin, emekçilerin sırtında inşa edilmiştir. 1 Mayıs öncesi çalışmalarımız kapsamında sempozyum düzenleyeceğiz. İşçilerin hukukları nasıl inşa edilir? Ne elde etmek istiyorlar? Gelecekte Rojava devriminde nasıl yaşamak istiyorlar? Sempozyumda bunları konuşmak istedik. Hem çevremizin hem işçilerin ve emekçilerin katılımıyla yapıyoruz. TKŞ olarak Hesekê, Qamişlo gibi olduğumuz tüm kentlerde sempozyum hazırlık çalışmaları yapıyoruz. Sempozyuma, Özerk Yönetimin bazı kurumları da katılıyor. Ziyaretlerle, tartışmalarla, bildiri dağıtımlarıyla, birebir davet etme biçiminde çalışmalar yürütüyoruz. TKŞ olarak 1 Mayıs için halkla birlikte geniş toplantılar yapıyoruz. İşçilerle yaptığımız toplantılarda sempozyumumuzun amacını bilsinler diye tartışmalar yapıyoruz. Çalışmalarımız devam ediyor.

KAPİTALİZME KARŞI MÜCADELEYİ TARTIŞACAĞIZ

Sempozyumun gündemleri ve hedefleri hakkında bilgi verir misiniz?
Bu sempozyumda tartışacağımız başlıklardan birincisi, kapitalizm nasıl gelişmiş ve hangi aşamaya ulaşmış. İkincisi; Suriye'de 1 Mayıs nasıl kutlanmış ve Rojava'da 1 Mayıs nasıl inşa edilmiştir? Rojava'da işçi ve emekçilerin kazanımları nelerdir? Bir diğeri TKŞ olarak biz 1 Mayıs'a nasıl bakıyoruz, nasıl kutluyoruz ve Rojava'da işçi-emekçiler için çalışmamız, mücadelemiz nasıl olacak?

Sempozyumumuzun sloganı, "İşgale, sömürgeci kapitalizme karşı yaşasın 1 Mayıs. Yaşasın Rojava devrimimiz".

Daha çok işçiler ve emekçiler arasında çalışmalar yürütüyoruz. Sempozyumdaki amacımız daha çok 1 Mayıs'ı tanıtmaktır. Rojava'da işçiler ve emekçiler hangi kazanımları elde ettiler ve daha hangi kazanımları elde etmek gerekiyor. Sempozyumda daha çok buraları tartışacağız.

KAPİTALİZME KARŞI BİRLİK OLMAYA ÇAĞIRIYORUZ

Halklara, işçi sınıfı ve emekçilere çağrınız nedir?
Her yerde bütün işçilerin, emekçilerin ve ezilenlerin 1 Mayıs'ını kutluyoruz. Yaşasın 1 Mayıs diyoruz. Bütün devrimcilere, işçi ve emekçilere çağrımız kapitalizme karşı birlik olmalarıdır.