2 Ekim 2024 Çarşamba

Tiyatro İmge'den bir özsavunma hikayesi 'Meyrem'

BEKSAV bünyesinde çalışmalarını sürdüren Tiyatro İmge, kocasından şiddet gören bir kadının özsavuma hikayesi olan tiyatro oyunu "Meyrem"i yarın izleyiciyle buluşturacak. Tiyatro İmge oyuncusu Ayşenur Demir, Meyrem'i yaşadığı ve tanık olduğu iki olayın ardından yazdığını belirtti. Meyrem 12 Eylül'de Süreyya Operası önünde izleyici ile buluşacak.

"Benim adım Meyrem... Kocamı ben öldürdüm, hem de öyle pişmanlıkla değil, bile isteye. Yüzümüzde çiçekler açsın diye..."

Bu Meyrem'in sözleri. Meyrem'in hikayesi de bir özsavunma hikayesi. Küçük yaşta kendisine tecavüz eden ve ailesi tarafından zorla evlendirildiği kocasını öldüren Meyrem, öfke dolu hikayesini sakin sakin anlatıyor. Bu hikaye aslında sadece Meyrem'in değil, babaannesinin, annesinin ve kızı Gülsüm'ün hikayesi. Yani dört kuşak kadının hikayesi...

Meyrem'in hikayesini BEKSAV bünyesinde faaliyet yürüten Tiyatro İmge'in oyuncularından Ayşenur Demir yazdı, aynı zamanda oynadı. Oyunun yönetmenliğini ise BEKSAV Eşbaşkanı Ahmet Uçar yaptı. "Meyrem" 11 Eylül'den itibaren sokaklarda, kadın örgütlerinin düzenlediği eylemlerde oynanacak. 

Ayşenur Demir, "Meyrem"in hikayesini yazarken nerden esinlendiğini, ne anlatmak istediğini konuştuk.

Herkes gibi kadın katliamları ve kadına yönelik şiddetin kendisini de etkilediğini söyleyen Demir, yaşadığı ve tanık olduğu iki olayın ardından Meryem'in hikayesini yazdığını anlatıyor: 

"Gündüz iskelede bir taksici sözle taciz etti beni. Taksisine müşteri alırken yaptı bunu. O kadar büyük bir tepki verdim ki, adam şok oldu ve utandı. Bu olaydan birkaç saat sonra Üsküdar'dan otobüse bindim Ümraniye'ye gidiyorum. Çok güzel, güzel de giyinmiş bir kadını gözle taciz ediyorlar. Kadın telefonuyla uğraştığı için taciz edildiğinin farkında değil. Bir kişi kadını gördü yanındakine gösterdi, bir diğeri diğer yanındakine gösterdi, hepsi kadının kalçalarına falan bakıp taciz ediyorlar. O kadar sinirlendim ve gerildim ki, bir yazıp sinirimi ve gerginliğimi atmak lazım dedim. Bir anda çok düşünmeden, asla planlamadan çok kısa zamanda yazdım. Okadar yoğun hissettim ve yaşadım ki, tüm yaşattıklarımı Meyrem'le söyledim."

Meyrem'in ortaya çıkan hikayesinin kendisinin duygu dünyasını da çok etkilendiğini söyleyen Demir, "Ortaya çıkan hikayeye ben de inanamadım. Oyuna hazırlanırken, Meyrem'in hikayesinde kızının, annesini ve babaannesinin hikayesini de gördük. Düşünmeden, planlamadan yazdım diyorum ama elbette bu noktaya getiren yaşanmışlıklar var. O yoğunluğu, duyguyu her gün aldığımız haberlerin sonuçları yarattı" dedi. 

Demir, sanatın çok etkili bir araç olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Sanat da edebiyat da hayatta çok etkili. Çok önemli bir denge, ince bir çizgi var. Tiyatroysa bu izleyen kişiye, edebiyatsa okuyan kişiye, heykelse bakan kişiye gerçek gelmeli ortaya çıkan eser. Onun hayatına ait, toplumsal olarak o anda ne varsa alabileceği çok gerçek bir şey bulmalı kendine ait. Böyle ise hedefine ulaşılabiliyor."

'YANİ MEYREM BİRAZ DA BENDEN...'
Sanatta, gerçek ya da en azından gerçeğe yakın imgelerin kullanılması gerektiğini ifade eden Demir, "Sanat, toplumsallıktan çıktığında, altın yaldızlarla süslendiğinde uzak geliyor. Ben Egeliyim, babam bir dağ köyünde yaşıyor. Her yaz o köye gider zaman geçiririm. Ciddi bir muhafazakarlık var. Oradaki kadına bakışın, erkeğin ortaya koyduğu tavrın bilinç altımda oluşturduğu halini kullandım. Çünkü bu gerçek. Bu gerçeği daha etkili anlattığım için de etkileyici gelir. Tabi ki her zaman gerçek imgeler kullanılamaz, hayal de vardır. Ama gerçeğe yakın olduğu zaman işte çok vurucu oluyor. Yani Meyrem aslında biraz da benden..." diye kaydetti.

12 EYLÜL'DE İZLEYİCİ İLE BULUŞACAK
Meyrem oyunu, 25 Kasım'a kadar kadın örgütlerinin düzenleyeceği kampanya etkinlikleri ve eylemlerde sokaklarda oynanacak. Pandemi koşulları elverdiğince de tiyatro salonlarında gösterilecek. Meyrem ilk olarak Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi'nin 12 Eylül'de Süreyya Operası önünde yapacağı eylemde seyirci ile buluşacak.