24 Kasım 2024 Pazar

Suruç ailelerinden PSAKD'ye ziyaret

Suruç katliamında yaşamını yitirenlerin aileleri, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Merkezi'ni ziyaret etti.
Urfa'nın Suruç İlçesinde 20 Temmuz 2015 tarihinde gerçekleşen katliamda yaşamını yitiren Nacegül Boyraz'ın eşi Bayram Boyraz ve kızı Yasemin Boyraz, Uğur Özkan'ın babası Mehmet Özkan, Hatice Ezgi Sadet'ın babası Ali Sadet, Suruç yaralısı Yalçın Demir, ESP İl Yöneticisi Betül Yıldırım ve HDP yöneticisi Orhan Çelebi, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Merkezi'ni ziyaret etti. PSAKD Genel Başkanı Gani Kaplan ve Genel Sekreter Onur Şahin'in karşıladığı aileler ziyarete ilişkin düşüncelerini PSAKD yöneticileri ile paylaştılar.
 
Bayram Boyraz, "Sizi ziyaret etmemizin sebebi hem tanışmak, sohbet etmek hem de düşüncelerimizi paylaşmak anlamında bir ziyaret. 1989'da PSAKD Maltepe Şubesi'ni kuranlardan bir tanesiyim. Benim için Pir Sultan'ın sözleri siyasi ahlaki insanlara vermiş olduğu insani değer alevi dernekleri alevi federasyonun değeri büyüktür ve öyle görüyorum. Öyle de okudum" diye konuştu.
 
Suruç Katliamı'nın gerçekleştiği 20 Temmuz günü yaşamını yitirenlerin anmasına çağrı yapan Ali Sadet ise "Eş zamanlı 11.45'de mezarları başlarında anmalar yapacağız. Siyasi partilere de o saatte yanımızda olmalarını istedik. Bu anmaları yaparsak bence yezit düşüncesine o katliam yapanlara iyi bir cevap vermiş oluruz" dedi.
 
Mehmet Özkan da "Suruç süreci Türkiye tarihinde bir milattır. Barışın ve çözüm sürecinin ortadan kalktığı bir süreçte katliamların başlangıç süreci olarak görüyoruz" diye kaydetti.
 
Ailelerin ardından söz alan PSAKD Genel Başkanı Gani Kaplan, "Suruç katliamı barış sürecini sona erdirildiği bu katliamın, devletin gözetimi altında yapıldığı biliniyor. Suruç'ta kaybedilen canları Sivas'ta yitirilen canlarımızdan ayrı tutmadık. Her yerde dile getirdik, her yerde ifade ettik" diye belirtti.
 
Kaplan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Çünkü Sivas'a gidenlerde oraya barış için gittiler. Sivas'a barışı getirmek, barış güvercini uçurmak için oraya gittiler. Tıpkı Suruç'a giden canlar gibi katliamın yapısına bakıldığı zaman yapılış biçimi ile bire bir örtüşüyor. Bir şehit ailemiz şunu ifade etti ve dedi ki 'Sivas katliamı Kerbela'dan daha vahimdir. Çünkü Kerbela'da Hüseyin oraya giderken savaşacağını bilerek ve en azından öleceğini bilerek gitti.' Sivas'a ve Suruç'a baktığımızda oradaki gençler biri elinde kalemle yazar, çizer tamamıyla iyi niyetli diğeri de Kobane'ye çocukları sevindirmek ve orada bir kütüphane kurmak ve çocuklara oyuncak gibi tamamen barış amaçlı iki etkinliğin katliam yapılış biçimi birbirine benzer."
 
Kaplan, "Biz Pir Sultan Alevi örgütü olarak hiçbir zaman Suruç şehitlerini Sivas şehitlerinden ayrı tutmadık ve tutmuyoruz da. Ben şahsi olarak Silvan'daki 1. Mahkemeye katıldım. Tüm mahkemelere katılmak isterdik takip etmek isterim. Ankara'daki katliamın mahkemelerini takip etmeye çalışıyoruz. " dedi.