'Süleyman Yeter sermaye ve faşizme karşı uzlaşmaz bir mücadele yürüttü'
Limter-İş Eğitim Uzmanı Süleyman Yeter, ölümsüzlüğünün 25. yılında mezarı başında anıldı. Hem sermayeye hem de faşizme karşı mücadele yürüten Yeter'in yürüdüğü yolun 25 yıl sonra hala ışık olduğu vurgulanan anmada, "Sendikal hareketin iflas ettiği, işçi hareketinin yavaş yavaş mayalandığı koşularda bu süreçte bize düşen görev Süleyman yoldaşın gösterdiği yoldan yürümek. Ve görevimizi layıkıyla yerine getirmek olacaktır" denildi.
Katledilişinin 25. yılında işçi sınıfının öğretmeni Limter-İş Eğitim Uzmanı Süleyman Yeter, Alibeyköy'de bulunan mezarı başında anıldı. Sermayeye karşı yürüttüğü savaşta faşizmi de hedef alan, Kürt halkına yönelik inkar, imha ve asimilasyona karşı da mücadele yürüten Yeter'in mezarı başında mücadelesinin bir adım geri atmadan sürdürüleceğinin sözü yinelendi.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, İşçi Emekçi Birliği (İEB), Birleşik İşçi Hareketi (BİH) üyelerinin de katıldığı anma, Pablo Neruda'nın Oğulları Ölen Analara Ağıt şiiri okundu.
Anmada sık sık, "Süleyman yoldaş ölümsüzdür", "Süleyman yoldaş kavgamızda yaşıyor", "Yaşasın devrim ve sosyalizm" sloganları atıldı.
TÜMÜKLÜ: DEVRİM EMEKÇİLİĞİNİN NASIL OLMASI GEREKTİĞİNİN PROTİTİPİ
İlk olarak söz alan ESP Eş Genel Başkanı Tümüklü, Süleyman Yeter'in huzurunda konuşmanın özel bir anlam ifade ettiğini dile getirdi. Tümüklü, "90'lı yıllarda tasfiyeci kuşatma altında, ajanlaşmanın, işbirlikçiliğin, katliamların ortasında bir komünist işçi önderi olarak, bir partinin önder kadrosu olarak mütevaziliği ve sadeliğiyle bir devrim emekçisinin nasıl olması gerektiğinin bir prototipini oluşturuyor Süleyman yoldaş. O bakımdan da bugün yaşadığımız coğrafyada, bu zamanda, bu koşullarda çok güçlü bir örgütsüzleşmenin, yabancılaşmanın ve faşist tasfiyeci kuşatmanın altında hepimize ışık tutuyor. O bakımdan biz devrimci sosyalistler olarak Süleyman yoldaşın bu yürüyüşünden ışık alıyoruz" dedi.
'ONA SÖZÜMÜZ DEVRİM OLACAK'
Devrimi ve işçi sınıfını örgütlemeyi bir görev olarak gördüklerinin altını çizen Tümüklü, "Buradan bir kez daha sonra söz vereceğiz, işçi sınıfı havzasında büyüteceğiz. Okulda, fabrikada, köyde, mücadelenin her safhasında ondan öğrenmeye, onun bilinciyle kuşanmaya devam edeceğiz. Ona sözümüz devrim olacak" sözünü yineledi.
İEB: SÜLEYMAN YOLDAŞIN MÜCADELESİNİ HER YERE TAŞIYACAĞIZ
İşçi Emekçi Birliği (İEB) söz alan Türker Demirci, devrim ve sosyalizm için insanlığın kurtuluşu için mücadele eden ve bu yolda düşenleri andı. Süleyman Yeter'in devrim ve sosyalizme, halkların kurtuluş mücadelesine inanan, enternasyonal bir devrimci olduğunu dile getiren Demirci, "İşçi sınıfının ideolojisine, sınıf dayanışmasına, devrimci güçler arasında dostluğa, kardeşliğe inanmış bir yoldaşımızdı. İşte Süleyman yoldaşımızın katledilmesinin nedeni de budur. Onu devrim ve sosyalizme, insanlığın kurtuluş mücadelesine düşman olan egemen sınıflar katledildi. Süleyman'ın katledilmesi elbette planlıydı" dedi.
Süleyman Yeter'in ser verip sır vermediğini anımsatan Demirci, "Onun huzurunda şunu söyleyebiliriz, Süleyman yoldaş başlattığın bu mücadele sürüyor. Bu mücadele seni savaşarak, mücadele ederek, örgütlenerek, dayanışma içinde olarak her zaman ve her yerde yaşatacağız" ifadelerini kulandı.
SAYGILI: SÜLEYMAN YOLDAŞ İÇİN KURULAN HİÇBİR SÖZ ABARTI DEĞİLDİR
Son olarak Limter-İş Genel Başkanı Kanber Saygılı söz aldı. Süleyman Yeter'i işkencede katledenlerin onun unutturulacağını, onun yoldaşları ve işçi sınıfı tarafından yaşatılmayacağını düşündüklerine dikkat çeken Saygılı, "Ama 25 yıldır her yıl Süleyman yoldaşın mezarı başında olduğumuz gibi, ayın zamanda o bize, en zor koşullarda ışık olan; direnişlerde, yürüyüşlerde yanı başımızda olmaya devam etti. Süleyman yoldaş hakkında söylenecek çok söz var ve bütün sözler Süleyman yoldaş için kurulduğu koşullarda hiç de abartı olmayacaktır" vurgusu yaptı.
'HALA ANILIYOR OLUŞU YÜRÜTTÜĞÜ MÜCADELEDENDİR'
Süleyman Yeter'in özelliklerini aktaran Saygılı, işçi sınıfının devrimci eylemine ve yaratıcı, değiştirici gücüne inandığını söyledi. Yeter'in sadece işçi sınıfının ekonomik çıkarlarını değil aynı zamanda siyasal çıkarlarını da düşündüğünü, bu noktada yol gösterdiğini belirten Saygılı, "O sadece sözde değil sadece teorik anlamda değil, işçi sınıfına olan güvenini onları örgütleyerek; fabrika fabrika, işletme işletme, direniş direniş dolaşarak ve işçi evlerini kendi evi gibi görüp, işçi sofralarında misafir olarak yaşamını sürdürdü. O bu memlekette işçi sınıfı ve ezilenlerin yetiştirmiş olduğu devrimci, sosyalist, işçi önderlerimizden biriydi. Ve Süleyman yoldaş hala anılmaya devam ediyorsa, hala yol göstermeye devam ediyorsa, hala ışık olmaya devam ediyorsa onun yaşamış olduğu süreç içinde vermiş olduğu mücadeleden dolayıdır" dedi.
'UZLAŞMAZ BİR MÜCADELE YÜRÜTEN İŞÇİ ÖNDERLERİMİZDENDİ'
"O hem sermayeye karşı hem de faşizme karşı uzlaşmaz bir mücadele yürüten işçi önderlerimizdendi" diyen Saygılı, Yeter'in işçi önderi olmayı tarihsel bir varlık hakkı olarak kazandığının da altını çizdi. Bu koşullarda üstlerine düşen görevin işçi sınıfını örgütlemek olduğunu kaydeden Saygılı, "Süleyman'ı anmak, Süleyman yoldaşın göstermiş olduğu yoldan yürümek anlamına gelir. Süleyman yoldaş bize bu yolu gösterdi, bu yoldan yürümeye devam edeceğiz. İşçi sınıfı hem iktidar tarafından hem de sermaye tarafından kuşatıldığı koşullarda işçi sınıfının hem devrimcilere, sosyalistlere, hem de aynı zamanda sınıf sendikacılarına ihtiyaçları var. İşçi sınıfını mücadeleye çağırırken, işçi sınıfı da hem sosyalistleri hem devrimcileri hem de kendisine sınıf sendikacısıyım diyenleri göreve çağırıyor. Bu bizim asli görevimiz olmak zorundadır. Patron ve siyasal iktidarın işçi sınıfını kuşatma altına aldığı koşullarda buna daha çok ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.
'SÜLEYMAN YOLDAŞIN GÖSTERDİĞİ YOLDAN YÜRÜMEK GÖREVİMİZDİR'
İşçi sınıfının dünyanın her yerinde çoban ateşlerini yaktığını dile getiren Saygılı, bu ateşleri birleştirmek zorunda olduklarını kaydetti. Saygılı son olarak şunları söyledi: "Sendikal hareketin iflas ettiği, işçi hareketinin yavaş yavaş mayalandığı koşularda bu süreçte bize düşen görev Süleyman yoldaşın gösterdiği yoldan yürümek. Ve görevimizi layıkıyla yerine getirmek olacaktır. Bu sözümü bir kere daha 25. yılında Süleyman yoldaşa, emekçilere, halkımıza, halklarımızı yineliyoruz."