20 Eylül 2024 Cuma

Şule Çet davası: Sanıklar bu duruşmada da Şule ve kadınları suçladı

Şule Çet'in tecavüz edilerek öldürülmesinin ardından açılan davada, sanıklar, yine Şule Çet'i suçladı. Şule'nin babasına "Kızına sahip çıksaydın" diye bağırdı. Kadınların davaya olan ilgisinden de rahatsız olan sanıklar ve avukatları, "Burası kadın programı değil" diye konuştu. Çet ailesinin avukatları ile Şule'nin öldürüldüğünü raporlarla ortaya koydu. Mahkeme tutuklu iki sanığının tutukluluk halinin devamına karar verdi. Ancak mahkemenin Şule'nin psikolojik durumunun incelenmesi yönündeki kararı tepki çekti.
Şule Çet’in katledilmesine ilişkin açılan davanın ikinci duruşması Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.
 
Duruşmaya Şule’nin ailesinin yanı sıra HDP Milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu ve Oya Ersoy, CHP Milletvekili Gamze Taşçıer, SKM MYK Üyesi Ezgi Bahçeci, Şule Çet İçin Adalet Komisyonları ve birçok kadın örgütü katıldı.
 
Duruşma başlamadan önce İstanbul Barosu’ndan gelen avukatlar salona alınmazken salonda bulunan avukatların ısrarları sonucu mahkeme başkanı dışarıda kalan avukatların alınması talimatını verdi. Başkanın kararını kolluk kuvvetleri uygulamadığı için kadın avukatlar kapıyı “Erkek adalet değil gerçek adalet” diye yumruklamaya başlayınca salona alındı.
 
Adliye koridorlarında "Şule için adalet" sloganı yankılandı.
 
CİNAYET ÖNCEDEN PLANLANMIŞ
 
Çet ailesinin avukatı Umur Yıldırım, olay günü çekilen videoları gösterdi, "Savcılık aşamasında bu görüntüler kayboldu. Bu videolar basına sızdı. Şule elinde içki şişesi ile göründü, diye yayıldı. Nasıl ki bekareti sorgulanıp yanılgı yaratılıyorsa yine aynı şeyi yapılıyor" dedi.
 
Avukat, cinayet öncesi ve sonrasına dair görüntüleri gösterdi ve şunları söyledi: "Koltukların yerleri değiştirilmiş. Şule'nin intihar ettiği söylenen cam olay öncesinde sonuna kadar açık. Olay öncesinde perdeler açıkken, görüntüler de olay sonrasında perdelerin kapalı olduğu görülüyor. Şule'ye zarar verdikleri için perdeleri kapattılar. Şule'nin kendini attığı söylediği yer ise fizik kurallarına aykırı. Şule öldüğünde Çağatay Aksu'nun da Şule ile aynı yerde olduğu telefon sinyallerinden anlaşılıyor. Videolarla baz istasyonlarının sinyallerini karşılaştırdığımızda ise Berk Akand'ın da olay anında  iddia ettiği gibi uyumadığı görülüyor. İçki içtikleri bardakları yıkadılar. Zaten bunu itiraf ettiler. Şule'nin kullandığını iddia ettikleri hap ne evinde ne de çantasında çıktı. Bu hap uyku etkisi yaratıyor. Bu ilacı Şule kendi mi aldı? Bunu da tartışalım. Şule'nin psikolojisinin olduğu bozuk olduğunu sürekli vurguluyor. Babasının sürekli para yollamadığını söylüyorlar ama hangi öğrenci babası para yollamadı diye intihar etti."
 
Sanıkların avukatı Levent Ekmen, Şule Çet ailesinin avukatının cinayeti açığa çıkaran konuşması karşısında "Baz istasyonlarının sinyalleri rüzgarla değişebilir" dedi.  Şule'nin aldığı ilacı intiharı tetiklediğini öne süren Ekmen, kadınların davayı takip etmesinden duyduğu rahatsızlığa da "Bu baskıya rağmen savunma yapmaya çalışıyoruz" sözleriyle dile getirdi.
 
SANIKLAR VE AVUKATLARI ÇET'İN AİLESİNİ VE AVUKATLARINI TACİZ ETTİ
 
Sanık Berk Akand'ın avukatları İskender Fatih Balkıç ve Paşa Büyükkayaer, Avukat Yıldırım'ın gösterdiği delilleri reddetti. 
 
Sanıklar ve avukatları duruşma sırasında Şule Çet'in ailesini ve avukatlarını taciz etti.
 
Sanıklar, Şule'nin babasına da "Kızına sahip çıksaydın" diye bağırdı. Sanık Çağatay Aksu, avukat Umur Yıldırım'a "Yalan söylüyorsunuz" diye bağırdı. Avukatlar, "Şule'ye tecavüz mü etmeniz gerekiyordu" diye yanıt verdi.  
 
Gerginlik çıkarken, jandarma, avukatları "Dışarıda size göstereceğiz" diyerek tehdit etti.
 
Sanık yakınları, avukatlar üzerinde "alkışlar"la baskı kurmaya çalıştı.
 
Çet ailesinin avukatı Onur Katar'ın konuştuğu sırada sanık avukatları "Burası kadın programı değil" dedi. Kadın avukatlar da "Kadın mücadelesini sizden öğrenmeyeceğiz" diyerek tepki gösterdi.
 
Avukat Onur Katar, Mersin Üniversitesi'nin adli tıp raporunu göstererek iddilarının bilimsel olduğunu söyledi. Bir sonraki duruşmada raporu hazırlayan akademisyenleri duruşmaya getireceklerini söyleyen Avukat Katar, "Onların adli tıp uzmanlarından Mehmet Nuri Aydın ise raporda 'o saate dışarıda olan kadının başına her şey gelmesine razıdır' yazıyor. Mehmet Nuri Aydın daha önce alkollü araç kullanmaktan meslekten 8 ay çıkarılma cezası almış. Şule'nin dövmesi konuşuluyor ama bedenindeki izler konuşulmuyor. Şule'nin tırnak aralarında bulunan DNA'ların iki ayrı erkeğe ait olduğu raporda yazıyor. Bunlar tokalaşma ile bulaşmaz. Anal bölgede ısırık ve tükürük bulunuyor. Bu tokalaşma ile olmaz. Tecavüz ettiniz. Her şey planlı olarak yapılmış" dedi. 
 
Çet ailesinin avukatı Ferhat Gebeş de, Şule'nin pencereden atıldığını belgeleri ile anlattı. Erciyes Üniversitesi adli tıp raporunu sunan Gebeş şunları söyledi: "Çağatay Aksu'nun Şule'nin düştüğünü söylediği bölüme bakalım. Olayın sanığın ifade ettiği gibi olmadığı raporda yazıyor.  Ayakkabısı Şule'den önceden düşüyor ve bir ayakkabısının bağcığı açık. Ayakkabının altında Şule'nin kafatası parçackları var. Yani ayakkabu sonradan atılmış. İnsan önce ayakkabısını atıp sonra kendini atmaz. Bunu adli tıp raporu da söylüyor.  Ve Şule'nin ayağında tek çorap var, diğer çorap nerede?"
 
Bugünkü duruşmada Şule'nin arkadaşları da isimleri gizli kalmak kaydıyla konuştu.
 
Tanıklardan biri şöyle konuştu: "Şule ile aynı yurtta kalıyorduk. Şule'nin inthar edebilme ihtimali sıfır. Hayat doluydu., planları vardı.  İşten çıkartıldığını ve parasının ödenmediğini söyledi. Bir gün beni aradı, parasının yetmediğini söyledi. 'Çağatay beni rahatsız ediyor' bir keresinde. Ben de 'sabır' dilemiştim. Bunları işten çıkarıldığı zaman söylemişti. Olaydan 1-2 hafta önceydi.  Şule benim uzun zamandır arkadaşım. Onunla iletişimimiz hiç bitmedi.  Sanık avukatların iddia ettiği 'Yolun sonu görünüyor' türküsünün paylaşmasının intiharla ilgisi yok. Şule ile biz o şarkıyı çok severdik."
 
Sanık avukatı Levent Ekmen, Şule'nin okul durumunu sordu ve tanık ise Şule'nin derslerinin iyi olduğunu söyledi. 
 
Çet ailesinin avukatlarından Mehmet Baran Selanik, sanık Çağatay Aksu'nın Şule'nin babasına yönelik sözlerinin zapta geçirilmesini istedi. Avukat Selanik, "Bu dosya da 'O saate ne işi vardı' diyenlere inat 'Sokakta özgürce dolaşacağız' diyen kadınların dosyası oldu" dedi. 
 
Avkat Evin Konuk, kadın cinayetlerine dikkat çekti, "Kadınlar bu cinayetlerine karşı mücadelelerini yükseltti. Bu salonların dolması bu yüzden" dedi. Konuk, sanıkların suçu işlediğine dair çok sayıda delil olduğunu belirtti, "Kaçma şüpheleri var. Bu nedenle tutuklu yargılamaları devam etmeli" dedi.
 
SANIKTAN İLGİNÇ SAVUNMA
 
Sanık Çağatay Aksu ise "Beni burada 'tecavüzcü' diye suçluyorlar. Ama ben cezaevinde iki ödül aldım" diye konuştu. 
 
Berk Akand'ın da Çet ailesinin avukatlarının sunduğu deliller karşısında "Ben bugünlere hapiste kalmak için gelmedim" dedi.
 
Sanık avukatı Çağatay Aksu’nun okulundan transkript talep etti. Şule Çet’in, twitter adresinin doktor tarafından incelenmesini ve psikolojik durumuna ilişkin rapor hazırlanmasını isteyen sanık avukatı, Çet’in "majör depresfi" olduğunu iddia etti. 
 
Berk Akant’ın diğer avukatı, müvekili ile alakalı tek bir DNA örneğinin olmadığını iddia etti, Şule Çet’in avukatlarının sunduğu raporların yanlı olduğunu savundu. Delil olarak konulan fotoğrafları hatırlatan avukat, kamuoyunun davaya olan ilgisinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.
 
Avukatların savunmalarının ardından savcı, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamını talep etti. 
 
Şule'nin telefon kayıtları ile psikolojik durumunun incelenmesine karar veren mahkeme, olay yeri kamera görüntülerini içeren CD'lerdeki görüntülerin dudak okuma uzmanınca incelenip sanıkların kendi aralarında ve Şule ile konuşmalarının tespit edilmesine de karar verdi. 
 
Olay yerinde keşif yapılacak, ayrıca Şule'nin erkek arkadaşı Muhammet Furkan da duruşmaya getirelecek.
 
Duruşma 10 Temmuz günü saat 10.00'a ertelendi.
 
Kadınlar, duruşma sonrasında yine adliye koridorlarında "Şule için adalet" sloganını yükseltti. 
 
DURUŞMA SONRASINDA DA AÇIKLAMA YAPILDI
 
 
Duruşma sonrası adliye önünde kadınlar basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada söz alan İsmail Çet, “Karşı tarafın sanıkları bizi suçladılar. Karşı tarafın avukatlarının konuşmaları birbirini tutmuyor. Benim kızımın başına bu olaylar geldi ama diğer anne-babalar yanmasın, kadın cinayetleri son! Adalet yerine gelirse bir nebze rahatlarız. Mahkemeye gelirken kıravat takarak ceza indirimine gidilmemesini istiyoruz. Buraya gelen herkese teşekkür ederim” dedi.
 
Çet Ailesi’nin avukatı Umur Yıldırım ise şunları söyledi:  “Tüm taleplerimiz kabul edildi. Sanıkların anlattıklarının hikaye olduğunu ortaya koyduk, tutanacak bir dallarının olmadığını gördük. Şule’nin psikolojik sorunlarının olduğunu, maddi sıkıntılarını olduğunu söylediler. Hangi birimiz babamız para göndermedi diye intihar etti? Hak ettikleri cezayı alacaklar. Bunlar ellerini kollarını sallayarak çıkarlarsa adalet zedelenecek.”