Söğütlüçeşme'de iş kazası protesto edildi
Marmarayda yaşanan iş kazasını Söğütlüçeşme'de protesto eden emek, meslek örgütleri, iş cinayetlerinin nedeninin neoliberal politikalar ve özelleştirme olduğunu kaydetti.
İSİG Meclisinin çağrısıyla bir araya gelen sendikalar, işçi ve emekçiler Marmarayda yaşanan iş kazasına tepki gösterdi. Demiryollarının temizlik işçilerinin taşeron şirketlere verilmesinin ardından işçilere yeterli ve gerekli eğitim verilmediği, işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmadığı için dün bir işçi yüksek voltajlı elektrik akımına kapıldı. İşçinin yoğun bakımda tedavisi sürüyor.
Marmaray Söğütlüçeşme durağında gerçekleşen eyleme BTS, Limter-İş, İnşaat-İş, BİH, Enerji-Sen, Dev Turizm-İş, 4, Vardiya Dayanışması, Öğretmen sendikası"; Yeşil Sol Parti, ESP, SODAP, Mücadele Birliği, DÖB, SEP, Kadıköy Kent İnisiyatifi üyeleri ve Yeşil Sol Parti Milletvekili Kezban Konukçu ile çok sayıda kişi katıldı. "Direniş ve dayanışma yaşatır. Çalışırken ölmek istemiyoruz" pankartını açıldığı eylemde; "Taşeron çalışma ölüm demektir", "Çalışırken ölmek istemiyoruz", "Taşeron çalışma yasaklansın", "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz", "Yaşasın sınıf dayanışması" dövizleri taşındı.
İSİG: ÇÖZÜM ÖRGÜTLENMEK
İSİG Meclisi adına söz alan Serpil Ünal, patronların maliyet gördüğü için işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini almadığını, bunun sonucunda iş cinayetlerinde işçilerin katledildiğini, ağır yaralandığını belirtti. Ünal, çözümün işçilerin örgütlenmesinde olduğunu kaydetti.
BTS: KAMU ALANLARI RANTA KURBAN GİTMESİN
BTS Genel Başkanı Murat Onal, apılan konuşmada, işçinin geçirdiği kazanın meydana geliş şeklini hatırlattı. İşçilerin ölümünün sebebinin özelleştirme olduğunu vurguladı ve kamu alanlarının ranta kurban gitmesini istemediklerini söyledi.
'21 YILDA 32 BİN İŞÇİ KATLEDİLDİ'
Basın metnini okuyan Deniz Gider, AKP'nin sermaye ve rant odaklı polikaları sonucu 21 yılda 32 bin işçinin iş cinayetinde katledildiğini söyledi. Marmarayda gerçekleşen iş kazasına işaret eden Gider, işçinin ağır yaralanmasının temel nedeninin taşeron çalışma olduğunu vurguladı. Gider, olayı şöyle hatırlattı: "İki gün önce, 23 Mayıs 2023 tarihinde öğlen saatlerinde Söğütlüçeşme İstasyonunda sefere hazırlanan Yüksek Hızlı Tren'in, makinist kabini ön pencere camının temizliğini yapan taşeron RCS adlı Temizlik Firması işçisi, elindeki saplı fırçanın yüksek gerilime temas etmesi sonucu ağır yaralandı. İşçi arkadaşımızın hastanede yoğun bakımda entübe olarak tedavisi sürmektedir. Acil şifalar diliyoruz."
'ARKADAŞIMIZIN YARALANMASININ NEDENİ TAŞERONDUR'
TCDD ve TCDD Taşımacılık A.Ş.'nin kendi personelleri tarafından verilen ve içerisinde kurumun asli hizmetlerinin de yer aldığı işler uzunca bir süredir hizmet alımı yöntemiyle yapıldığını belirten Gider, bu hizmetlerin başında temizlik işleri geldiğini kaydetti. Gider, "Taşeron firma işçileri düşük maaşlarla, iş güvencesinden yoksun ve iş güvenliği önlemleri alınmadan çalıştırılmaktadır. Arkadaşımızın ağır şekilde yaralanmasının baş nedeni işte bu taşeron çalıştırma koşullarıdır" ifadelerini kullandı.
"Trenlerin temizliği elektrik olmayan tamir-bakım hatlarında ve otomatik yıkama ünitelerinde yapılması gerekir" diyen Gider, şu soruları yöneltti:
🔹"Katener hattı altındaki bu hatta temizlik yapılmasına, mevzuata ve iş güvenliği kurallarına uygun olmadığı halde kimler tarafından ve ne şekilde karar verilmiştir?
🔹Trene yolcu iniş-binişinin yapıldığı peronda, peronun yüksekliği dikkate alınmadan, enerjisi kesilmemiş bir hatta uzun saplı fırça ile su kullanılarak kabin ön camının temizlenmesinin böyle bir olaya sebebiyet vereceği açıktır. Buna neden izin verilmiştir?"
'ÖLÜYOR, HASTALANIYOR, YARALANIYORUZ'
İki gün önce İstanbul Küçükyalı E-5'te yol bakım ve onarım işi yapan belediye işçilerine, çalıştıkları şeridin tamamının makineleriyle kapatılmaması sonucu otomobil çarptığını ve yaşamlarını yitirdiklerini aktaran Gider, "Yalova'da 140 tersane işçisi yedikleri yemek sonucu rahatsızlanarak hastanelik olmuştu. Aksaray'da bir bims işçisi kum karma makinesi içine düşerek ezildi. Gebze'de bir moto kurye arkadaşımızı tırla çarpışması sonucu kaybettik. Yani işçiler ülkemizin dört bir yanında sağlık ve güvenlik önlemleri alınmadan, güvencesiz bir şekilde çalıştırılıyor. Bunu sonucu olarak da ölüyor, yaralanıyor ve hastalanıyoruz" dedi.
'GÜVENLİĞİ SAĞLAMANIN EN TEMEL YOLU ÖRGÜTLENMEK'
İşçi sağlığı ve iş güvenliğini sağlamanın en temel yolunun işçilerin örgütlülüğü, denetimi olduğunu vurgulayan Gider, "Ancak yasal olarak işçilerin örgütlenmesinin önünde engeller olmadığı belirtilse de fiiliyatta hakkını arayan, sendikaya üye olan, iş güvenliğinin olmamasına tepki gösteren işçiler işten atılıyor. Grevler yasaklanıyor ya da patronlar grev kırıcılığa başvuruyor. Sendikalı işçiler çeşitli bahanelerle işten atılmaya çalışılıyor. İşçilerin örgütlenme özgürlüğünü engellerseniz ölüm, yaralanma ve hastalıklara karşı da savunmasız bırakırsınız. Çünkü işçiler örgütlenmeleri vasıtasıyla işyerlerindeki üretim sürecine müdahale edebilir, bu durum işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması sonucunu doğurur" dedi.
'ÖRGÜTLENMEYE DEVAM EDİYORUZ'
Gider, şöyle devam etti: "Bizler; Tuzla tersanelerinde, kot taşlama atölyelerinde, iş cinayetleri adalet davalarında, Soma madenlerinde, 3.Havalimanı'nda, Finans Merkezi'nde, BEDAŞ'ta, İSPER'de, Migros Depo'da, hastanelerde, okullarda, Sütaş'ta, Metal Firtina'da, Yemek Sepeti'nde, Sinbo'da, Aliağa'da, belediyelerde, tekstil fabrikalarında ve adını sayamadığımız yüzlerce alanda işçi sağlığı ve güvenliğini sağlamak için birçok direniş örgütledik, örgütlüyoruz ve örgütlemeye devam edeceğiz. Kurtuluş işçi sınıfının ellerindedir.."
Eylem sloganlarla sona erdi.