SKM Sözcüsü Aktaş: Sarı bezleri balkonlara asalım
SKM Sözcüsü Deniz Aktaş, "Sen durursan hayat durur, 8 Mart'ta hayatı durdur" şiarıyla 8 Mart'ta kadın grevini örgütlemek için çalışmalara başladıklarını söyledi, kadınları kadın grevine ses vermeye çağırdı. Aktaş, grev sembolü olarak 'Sarı Bez'i belirlediklerini söyledi, 'Sarı bezlerimizi balkonlara asalım" dedi.
Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) 5. Kongresini 1 Şubat'ta topladı. Yeni yönetim ve yeni dönem politikalarını belirleyen SKM, 8 Mart'ta kadın grevine hazırlanıyor. Çalışmalarına başlayan SKM, faaliyet yürüttüğü kentlerde 'Mualla bildirisi' dağıtıyor, afişleme ve sokak ajitasyonlarıyla kadınları 8 Mart eylemlerine ve greve katılmaya çağırıyor.
SKM Sözcüsü Deniz Aktaş, SKM'nin yeni dönemi ve kadın grevi hazırlıklarını aktardı.
'DÜNYA KADINLARI BİRBİRİNDEN ÖĞRENİYOR'
Kongreyi, dünyanın pek çok ülkesinde kadınların isyan halinde olduğu koşullarda gerçekleştirdiklerini söyleyen Aktaş, "Emperyalizm varoluşsal kriz içinde. Bunun sonuçları dünyanın dört bir yanını sarmış durumda. Yoksulluğun, yolsuzluğun arttığını, erkek egemenliğiyle kadınların çelişkisinin derinleştiğini görüyoruz. Bunlardan en çok da kadınlar etkileniyor. En çok da kadınlar isyan ediyor. Kadınlar mücadelenin en önünde yer alıyorlar" şeklinde konuştu.
Kadın özgürlük hareketlerinin hangi ülkede olursa olsun birbirinin deneyimlerinden çok etkilendiğini söyleyen Aktaş, enternasyonalist bir nitelik barındırdığına dikkat çekti. Aktaş şu örnekleri verdi: "Emine Bulut'tan sonra yaygınlaşan 'Yaşamak istiyoruz' talebi Meksika'da karşılık buluyor. Şili'de ilk gerçekleşen Las Tesis dansı başka ülkelerde de özgünleştirilerek yapılıyor. Şili'de katledilen Dalila'nın posterleri, 25 Kasım'da Türkiyeli kadınların ellerindeydi."
'DÜNYAYI DEĞİŞTİRECEĞİZ, ÖZGÜRLÜKTE BULUŞACAĞIZ'
Yeni dönem şiarlarını bu bakış açısına bağlı olarak belirlediklerini söyleyen Aktaş şöyle devam etti: "Kongremizi 'Dünyayı değiştireceğiz, özgürlükte buluşacağız' şiarıyla topladık. Hem kendimizi hem de dünyayı nasıl değiştirebileceğimizi, ayağa kalkan kadınlarla buluşmanın yöntemlerini tartıştığımız, kadın isyanlarının analizini yaptığımız ve çıkardığımız sonuçları yine kadınlarla buluşmanın aracına dönüştürmeyi tartıştık.
"Bu kongre bizim için bir eşikti aynı zamanda. SKM'nin 10 yıllık bir dönemini geride bıraktık. Bu dönemin güçlü yanlarımızın analizini yaptığımız, yapamadıklarımızın özeleştirisini verdiğimiz bir kongre oldu. Sık sık kurulurken dile getirdiğimiz 'Cins bilinciyle aydınlanıyor, kadın devrimiyle özgürleşiyor, siyasetin merkezine yürüyoruz' şiarımızı yeniden hatırlattık. Bizim bakımımızdan hala güncel olan bir şiar. 10 yıllık süreçte dönemleri kapsayan çok güçlü şiarlar belirledik ve bununla uyumlu güçlü kampanyalar örgütledik. Örneğin, 3. Kongremizde 'Yaşamak istiyoruz' şiarını belirleyerek, düzenli eylemler gerçekleştirdik. Çünkü kadınların erkek-devlet şiddetiyle katledilen kadınlar gerçeği önümüzde dururken kadınların çığlığı 'Yaşamak istiyoruz' olmalı demiştik. Bugün bu şiar şiddete karşı çıkan tüm kadınlarca dillendiriliyor. Birbirinden öğrenen kadınlar bu şiarı dilden dile yayıyor.
"Bundan sonrası bakımından merkezde kazandığımız özerkliğimiz, yerellerde inşa edeceğimiz bir süreci örgütlemek istiyoruz. Kadınlarla buluşmaktaki zayıflıklarımızı da tespit ederek bundan sonraki süreçte, kadınlarla bulaşacağımız, beraber siyaset yapacağımız bir dönem örgütlemek istiyoruz."
'BU DÖNEMİN EN ÖNEMLİ İHTİYACI ÖRGÜTLÜ HAREKET'
Erkek-devlet şiddetine ve devletin özel olarak uyguladığı cinsiyetçi politikalara karşı yürütülen mücadelenin bir kazanımı olarak bilinç ve farkındalığın geliştiğini vurgulayan Aktaş, tepkilerin daha çok kendiliğinden yükseldiğini, harekete geçen kadınların örgütlenme düzeyinin de en azından şimdilik sınırlı olduğunu dile getirdi. Bunda kadın örgütlerinin eksiklerinin olduğunu söyleyen Aktaş şu değerlendirmeyi yaptı:
"Cins talepleriyle sokakta olan bir kadın hareketi var. Sokaklara çıkan, yasakları delen, OHAL sürecinde sokakta olan kadın hareketi. Ama bu hareketi örgütleyebiliyor muyuz diye sorarsak, bunun karşılığının olmadığını söylemeliyiz. Kendiliğinden bir kadın hareketinin olduğunu, devletin ve erkeğin şiddet politikalarına, onların saldırılarına tepki gösteren kadınları görüyoruz. Kendiliğinden bir bilinç oluştuğunu görüyoruz. Ama buna önderlik edebilen bir hareket olduğunu söylemek için henüz çok erken. Evet bir tepki var, ama örgütlü hareket etmede zayıflıklar da var. Aslında bu dönem kadınların en fazla örgütlülüğe ihtiyacı olduğu bir dönem. Kadın örgütlerinin bu ihtiyacı karşılamada eksik olduğunu kabul etmemiz gerekiyor."
'İŞÇİ KADIN ÇALIŞTAYI YAPACAĞIZ'
SKM, kongresinde, örgütsel düzenlemelerin yanısıra bir dizi politik kararlar da aldı. Kadın yoksulluğu ve kadın emeğinin sömürülmesine karşı daha etkili bir çalışma yürüteceklerini söyleyen Aktaş, kadın işçilerin sorunlarını tartışmak amacıyla 15-16 Haziran'a giderken bir çalıştay düzenleyeceklerini duyurdu.
"Birlikte öğrenme, anlama, farkındalık yaratma, cins aydınlanması olarak tariflediğimiz bir eğitim süreciyle ilgili adına 'kadın okulu' diyebileceğimiz bir çalışma planı" hazırlıklarını söyleyen Aktaş, önceki kongrede gündemlerine aldıkları kadın grevini bu yıl da örgütleme çalışmalarına başladıklarını kaydetti.
'KADIN GREVİ HAZIRLIKLARIMIZ BAŞLADI'
Aktaş, SKM'nin kadın grevine yaklaşımlarını ve hazırlıkları şöyle aktardı: "Dünyada 2015'ten itibaren kadın grevi örgütlüyor ve çağrılar yapıyor. Kürtaj yasağına, kadın cinayetlerine, ayrımcılığa, sömürüye ve savaş politikalarına karşı çeşitli taleplerle alanlara çıkıyorlar. Bazı ülkelerde kazanımlar da elde ettiler. Kürtaj hakkını kazanan ülkeler oldu örneğin. Kadın grevi yeni bir mücadele biçimi. İklim grevinde olduğu gibi.
"Bir yıl önce Kadın Birlikte Güçlü'de kadın grevini tartışmaya açtık. Oldukça yoğun bir tartışma süreci de yaşadık. Grevin yapılabileceğine dair bir özgüven sorunu olduğunu söyleyebilirim. Çalışmalara başladığımız yerlerde konuştuğumuz birçok kadında ise ilgiyle karşılandığını gördük. Şimdiye kadar bu anlamıyla bir kadın grevi yapılmamış olması, yapılamayacağı anlamına gelmiyor. Ama en azından kadın hareketinin gündemine sokmayı başardığımızı söyleyebilirim.
"Ancak, kabul etmek gerekir ki, bu topraklar bakımından yeni bir mücadele alanı ve çok hızlı harekete geçip, örgütlenmesi gerçekleşemedi maalesef. 'Mümkün mü değil mi', 'Kadınlar grev yapabilir mi' vs. aslında bir inanmama halini görmüştük. SKM olarak geçen sene, bulunduğumuz noktalarda mütevazi grev örnekleri oldu. 'Bu evde grev vardır', 'Bu atölyede grev vardır', 'Grevdeyiz' yazan döviz, kurdele vs. birçok kentte örgütledik. Kurdeleler taktık, grev sembollerini taşıdık.
"Aradan geçen bir yılda kendi içimizde de tartıştık, dünya deneyimlerini inceledik. Kongremizde kadın grevini örgütlemek için yeniden bir beyanda bulunduk. Bu yıl da 'Sen durursan hayat durur, 8 Mart'ta hayatı durdur' şiarıyla 8 Mart'ta grev çağrıları yapmaya başladık. Genel Meclisimizde 'Mualla' karakterini yarattık. İsyanımızı duyuran bir karakterle greve çağrılar yapıyoruz. Sosyalist erkeklere de 8 Mart'ta yapabilecekleri olduğunu söylüyoruz. Örneğin bulundukları alanlarda kreş açmalarını istiyoruz."
'GREV SEMBOLÜMÜZ SARI BEZLER'
8 Mart'ın pazar gününe denk gelmesi nedeniyle grev çağrısının daha çok alışveriş yapmama, ev işlerini durdurma şeklinde yürüttüklerini söyleyen SKM Sözcüsü Deniz Aktaş, herkesin bulunduğu yerden greve katılma şeklini üretebileceğini belirtti.
Aktaş şu çağrıyı yaptı: "Örneğin 8 Mart'ın ücretsiz izin günü olmasını talep ettiğimiz gibi, aynı şekilde ücretsiz ulaşım talebinde de bulunabiliriz. O gün bir alışveriş merkezinde bunun duyurusunu yapmak, evlerde çalışmıyoruz, hayatı durduruyoruz diyerek grevi örgütlemek önemli. Alışveriş yapmak yerine takas pazarlarını kurabiliriz. Simge olarak 'Sarı Bez'i seçtik. Her kadının evinde bulunan sarı bezleri, kadınların 'üretim aracı' olarak sembolleştirdik. Bu bezleri balkonlara asabiliriz. Yani ev temizliği yapmayarak da greve katılabiliriz. Bu evde grev var videolarını paylaşabiliriz. Yazılamalar yapabiliriz."
Mahallelerde semtlerde kadın şenliklerinin de yapılabileceğini söyleyen Aktaş, panel, söyleşi, takas pazarları, şenlikler gibi etkinliklerle kadınları sokaklara çıkmaya, o gün kentte düzenlenen eylemlere katılmaya çağırdı. Aktaş, "Kadınların dünyayı değiştirecek gücü var. Önce kendimize inanalım" dedi.