20 Eylül 2024 Cuma

SKM Sözcüsü Aktaş: Kadın hareketi birbirinden öğrenerek gelişiyor

SKM Sözcüsü Deniz Aktaş, 2019 yılında kadın özgürlük mücadelesini değerlendirdi. AKP-MHP faşizminin artan baskılarına rağmen, kadınların kazanımlarını korumak için birleşik hattan mücadeleyi sürdürdüğüne dikkat çekti. Aktaş, 2020'nin de kadınların daha fazla sokağa çıkacağı ve mücadele edeceği bir yıl olacağını vurguladı.

Başta OHAL süreci olmak üzere 17 yıllık AKP hükümeti döneminde, kadınlara yönelik şiddet en temel gündem. 2019 yılına da damgasını vuran erkek şiddeti, devletin ve onun yargı mekanizmalarının koruması altına alınırken, birleşik örgütlü mücadeleyle yürütülen kadın dayanışması kadınların en büyük kazanımı oldu.

'SİSTEM ERKEK ŞİDDETİNDEN YANA TARAF OLDU'
Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Sözcüsü Deniz Aktaş, 2019 yılını değerlendirirken, özellikle birleşik mücadelenin kazanımlarına dikkat çekiyor. Aktaş, "Erkek egemen sistem yargısıyla cinayet, şiddet ve taciz davalarında erkeklerden yana açık taraf tuttu" dedi. Öne çıkan Şule Çet, Nurcan Arslan davalarını örnek veren Aktaş, "Bir çok davada bunu gördük. Şule Çet davasındaki tavrı, Nurcan Arslan'ın katiline verilen cezanın katil lehinde bozulması, Nevin Yıldırım'ın cezasının onaylanması gibi. Veya Aralık ayında Ankara'da görülen bir tecavüz davasında savcının 'ben niye tecavüze uğramıyorum' sorularına tanık olduk. Bu gibi sayısız örnekle, erkeklerin uyguladığı şiddetin doğrudan yargı eliyle normalleştirildiği, meşrulaştırıldığı ve cezasızlıkla sonuçlandığını biliyoruz" diye konuştu.

Bu yıl kadınların mücadelelerle kazanılmış haklarının gaspedilmesi tartışmalarının da yoğunlaştığına dikkat çeken Aktaş, İstanbul Sözleşmesi'nden imzanın geri çekilmesi, 6284 sayılı yasanının uygulanmaması, nafaka hakkının kadınların elinden alınması gibi tartışmalarının arttığını söyledi.

Kayyum saldırılarının da bir başka kazanımın gasbı anlamına geldiğini kaydeden Deniz Aktaş, "Örgütlü kadınlara yönelik saldırılar devam etti. Eş başkanlık sisteminin özel hedef seçildiğini gördük. Özellikle eşbaşkanların tutuklanması, eşbaşkanlık sisteminin kriminalize edilmesi Kürt halkının kazanımlarının, siyasi iradesinin gasbıydı" dedi.

Kadınların yaz aylarında yapmak istediği kampların yasaklandığını da hatırlatan Aktaş, "Açık ki erkek egemen sistem kadınların birlikte üretmelerini ve dayanışma içinde olmasını da hedefledi" diye konuştu.

'KADINLAR SUSMADI'
Tüm bu saldırı dalgasına rağmen, kadınların 2019'un ilk günlerinden itibaren tepkilerini, öfkelerini ve isyanlarını sergilemekten geri durmadıklarını söyleyen Aktaş, şu değerlendirmeleri yaptı: "2019, 5-6 Ocak'ta Kadınlar Birlikte Güçlü'nün düzenlediği Kadın Buluşması'yla kadınlar, birleşik mücadeleyi geliştirdiği bir yıl oldu. 8 Mart'ta, Emine Bulut'un katledilmesiyle sokağa taşan kadın öfkesini görmek mümkün. Birleşik kadın mücadelesinin kazanımlarını da gördük. 25 Kasım'da yasaklar geri adım attırıldı. Kadınların başarısıydı. Şule Çet davasında, kadınlar binlerle mahkeme salonunu doldurdu. Orada kaybolan delilleri ortaya çıkardılar. Name Öztürk'ü erkek yargının elinden aldık. Kadınların örgütlü gücüyle katillerin ceza aldığı bir dava oldu. Erkek egemen sistem karşısında öfkemizi birleştirmek ve kadın dayanışmasının kazandırdığını deneyimlediğimiz bir yıl oldu."

Dünyada büyüyen kadın hareketleriyle dayanışmanın da geliştiğini kaydeden Aktaş, Şili'de başlayan dünyaya yayılan Las Tesis dansını örnek verdi. 

Aktaş şöyle konuştu: "2019 aynı zamanda enternasyonal kadın dayanışmasının örneklerini sergilediğimiz bir yıldı. Dünya kadın hareketiyle etkileşimi de yükselttik. 8 Mart kadın grevine Türkiye'den ses verdik. Las Tesis dansı, sistemle açık bir çarpışmaya dönüştü. Dans eden kadınlar gözaltına alındı veya dansları yasaklandı. Dünyanın bir ülkesinde dalga dalga yayılışına tanık olduk. Şili'de kadınların katledilmesi bu 25 Kasım'ın özel gündemi oldu. Yine Suriye'de çeteler tarafından katledilen Suriye Gelecek Partisi Sekreteri Hevrin Xalef, Kürdistan'daki eylemlerde gündemleşti.

Leyla Güven'in başlattığı açlık grevi de toplumsal mücadele bakımından, Leyla Güven ve beyaz tülbentli annelerin şahsında kadınların toplumsal mücadelelerde de öncü kuvvet olduğunu gösterdi. Önemli bir direnişti."

Büyüyen birleşik hareketin eksikliklerini de dile getiren Aktaş, "Hareket daha çok cins talepleri etrafında ortaklaşsa da politikanın diğer konularına dair sözümüzü ortak söyleme konusunda eksik kaldık. Eşbaşkanlığa dönük saldırılarda ve savaşa karşı birleşik hatta tepki verememek eksikliğimizdi. Kadınlar Birlikte Güçlü olarak kayyuma karşı Beşiktaş'ta eylem yaptık ancak, kadın cinayetlerinde güçlü ses verdiğimiz gibi bu gündemlerde güçlü ses çıkaramadık" diye konuştu.

KADINLAR BİRBİRİNDEN DAHA FAZLA ÖĞRENİYOR
Neoliberal politikaların sonucu olan yıkım ve sefaletten kadınların çok daha fazla etkilendiğini söyleyen Aktaş, dünyada devam eden halk hareketleri içinde de en önde yer aldığını vurguladı. Şili, İran, Lübnan, Fransa'daki eylemleri anımsatan Aktaş, kadınların birbirinden etkilendiğini ve direnişlerini örnek aldığını söyledi. Aktaş şöyle devam etti: "Bu dönem bakımından kadınların birbirinden öğrenme pratiklerinin çok güçlendiğini görebiliriz. Las Tesis dansında, kadın grevinde böyle oldu. Kadınlar birbirinden hızla öğreniyor ve geliştiriyorlar. Bu bakımdan da diğer hareketler bakımından öğretici olması gereken bir yerde duruyor."

2020'DE KADINLAR DAHA FAZLA SOKAĞA ÇIKACAK
2020 yılında da kadın hareketinin bu deneyimler ışığında kendisini daha fazla geliştireceğini vurgulayan Aktaş şöyle konuştu:

"Önümüzdeki dönemde gelişecek hareketlerde çok daha güçlenerek kadın hareketlerinin birbirine daha fazla ses vereceğine ve birbirini güçlendireceğine işaret ediyor. Sonuçta kadınlar hem ekonomik kriz bakımından hem de diğer sorunlardan etkilendiği açık. Aynı zaman da ek sorunlarla uğraşıyor. Örneğin ekonomik krizin yarattığı şiddetle de karşı karşıya. Devletin şiddeti de artıyor. Kadınlar erkek şiddetiyle daha açıktan mücadele yürütüyor. Kadınlar örgütleniyor ve erkek egemen sistem eskisi gibi rıza üretemiyor. Kadınlar sokağa çıktıkça da devletlerin zor aygıtlarının sokaktaki şiddeti de daha fazla görünür oluyor. Sadece örgütlü kadınlara değil, daha büyük bir kadın kitlesi bakımından bugün şiddete karşı mücadele veriyor. Bunun 2020 yılında kadınların daha fazla sokağa çıkacağı, eylemler yapacağı ve birleşik güç oluşturmaya çalışacaktır."

KADIN GREVİNİ ÖRGÜTLEYECEĞİZ
8 Mart'ta gerçekleştirilecek kadın grevine dikkat çeken Aktaş, "Hazırlıklar başladı. SKM olarak kadın grevini örgütleyeceğiz, Türkiye'den ses vereceğiz. İnisiyatifler, birlikler biçiminde çeşitli formlar oluşmaya başlandı. Enternasyonalist birleşik hareketin büyütülmesinde kadın grevi önemli bir yerde duracak. Kadınlar grev yaparak, birleşik mücadeleyi büyütecek ama aynı zamanda üretimden, tüketimden, hizmetten gelen güçlerini de kullanmış olacaklar. Kadın grevinin talebi çok geniş. Her ülke kendi özel gündemi etrafında bu grevi hayata geçirmeye çalışacak. Kadınlar, şiddete karşı grev yapacak, politik özgürlükler için grev yapacak" dedi.

'DAHA FAZLA DANS EDECEĞİMİZ BİR YIL OLSUN'
SKM Sözcüsü Deniz Aktaş, yeni yılın kadınların damgasını vurduğu, öfkesini, isyanını büyüttüğü, kadınların birlikte güçlü olduğunu gösterdiği bir yıl olması dileğinde bulundu ve ekledi: "Kadın devrimi perspektifini hayata geçireceğimiz, erkek egemenliğine karşı birlikte mücadele ettiğimiz yıl olsun. Daha fazla dayanışma ve daha fazla dans edeceğimiz bir yıl olsun."