KADIN

'Sessizlik zinciri' konferans�: Ate�ten gömle�i bile bile giydik

�STANBUL
15 Ocak 2024 Pazartesi

�ki gün boyunca TJA'n�n ça�r�s�yla bir araya gelen çok say�da kad�n, sessizlik zincirini nas�l k�racaklar�n� tart��t�. Tecridin her geçen gün derinle�ti�inin alt� çizilen konfrenasta, tecridin tüm ya�am alanalr�n� etkiledi�i ve toplumun nefes almas� için �mral�'daki teecridin k�r�lmas� gerekti�i vurguland�.

Tevgera Jinên Azad'�n (TJA), farkl� ülkelerden kad�nlar�n kat�l�m�yla "Sessizlik Zinciri: Kad�n Siyasi Mahpuslar�n Etraf�ndaki Duvarlar� Y�kmak" �iar�yla iki gün Demir Otel'de konferans gerçekle�tirdi.

Gazeteciler Öznur De�er ve Esra Çiftçi'nin moderatörlü�ünde "Medya ve Bas�n" ba�l�� alt�nda "Kad�n siyasi mahpuslar�n savunuculu�unda medya ve bas�n�n rolü ve etki kullan�m�" tart��ld�. Burada ilk olarak konu�an gazeteci Öznur De�er, hapishanelerin herkesin ya�am�nda yer ald��na dikkat çekerek, Kürt sorununun ve tecridin derinle�mesi ile beraber tutsakl��n kaç�n�lmaz oldu�unu söyledi.

'SAVA�A AYRILAN BÜTÇE CEZAEVLER�N�N �N�ASINDA DA KULLANILIYOR'
Öznur, "Sava�a ayr�lan bütçenin içerisinde cezaevlerinin in�as� da yer al�yor. Sistem cezaevine ba�ka anlam üretiyor. Cezaevleri tecrit etme politikas�d�r, orada yeni kimlik yarat�yor. Cezaevi deyince akl�na i�kence mekan� geliyor, tutsaklarda 'ac�nas�' görülür ama oran�n ya�am alan� oldu�u görülmüyor. Yeni ya�am in�a edilmeye çal��lmas� gölgede kal�yor. Cezaevi direni� mekan�, bunu görünür k�lmak gerekiyor. Orada sürekli kendini yenilemek durumunda kal�yorsun" dedi.

'POPÜLER TUTSAKLAR GÖRÜNÜR KILINIYOR'
Daha sonra söz alan Esra Çiftçi, hapishaneler sorununu yüz y�ll�k oldu�una dikkat çekti. Hapishanelerdeki sorunalr�n yeteri kadar yans�t�lmad��n�, sorunun temeline inilmedi�ini kaydeden Çiftçi, burada as�l tart��lmas� gerekenin özgür, muhalif medyan�n tutumu oldu�unu belirtti. Çiftçi, "Hasta tutsaklar ölüme terk edilmi� durumda. 2022 y�l�nda Aysel Tu�luk cezaevindeydi. Hepimiz bir araya gelerek Aysel için kampanyalar yürüttük. Aysel cezaevinden ç�kt�ktan sonra di�er tutsaklar için neler yapabiliriz dedik ve kampanya ba�latt�k ama Aysel için gösterilen duyarl�l�k di�erleri için gösterilmiyor. Popüler kültür burada da ortaya ç�k�yor. Cezaevlerinde binlerce insan var. Onlar�n sorunlar�n� görünür k�lm�yoruz, daha popüler olanlar� görünür k�l�yoruz. Onlar da k�ymetli ama di�er taraf� görmüyoruz" ifadelerini kulland�.

'TECR�T KIRILMADAN YEN� ANAYASA TARTI�MASI MÜMKÜN MÜ'
Halklar�n E�itlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekili Çiçek Otlu ve TJA aktivisti Bedia Akkaya'n�n moderatörlü�ünde "Siyasetin Misyonu" ba�l�� alt�nda "Kad�n siyasi mahpuslar�n savunuculu�unda siyasetçilerin rolü ve misyonu" tart��ld�. Atölyede sunumunda kad�n tutsaklar�n tecrit, izolasyon, i�kence ve tacize kar�� iki ayd�r açl�k grevinde oldu�una dikkat çeken Bedia, "Açl�k grevine yer b�rakmayacak düzeyde bir mücadele nas�l ortaya ç�kar, bunu konu�abiliriz. �u an bir anayasa tart��mas� var, 2'nci yüzy�l anayasas�nda varl�k ve kimlikler yok mu say�lacak yoksa görünür olacak m�? Bizim bu konuda bir �üphemiz var. Çünkü ilk yüzy�l inkar anayasas�yla geçti, bugün de cezaevlerinde bir tecrit rejimi var. Tecrit k�r�lmadan yeni anayasa tart��mas� me�ru mudur? Bir torba yasayla infaz yasas� ç�kar�l�yor, siyasiler dikkat etmiyor, içeri�e çok bak�lm�yor. Toplumsal olarak da bir bilinçlendirme olmad�� için bu yasa kolayl�kla geçti. Sonuçlar� cezaevlerine, ailelerimize ve topluma dönüyor" dedi.

'D�REN�� GELENE��M�Z�N ÇOK DAHA GÜÇLÜ ANLATILMASI GEREK'
"�lk tutukland��mda örgütsüz bir gençtim. �lk i�kencede 'Burada Allah yoktur' yaz�yordu ama orada insanl�k da yoktu" diyen DEM Parti Milletvekili Çiçek Otlu da, "HDP'den belediye e�ba�kanlar�m�z ve vekillerimiz tutuklan�nca herkesin gözü birden hapishanelere döndü ve orada insanlar�n oldu�u gerçe�i hat�rland�. �çeride ve d��ar�da tecrit oldu�u söylemi bence içerideki tecridi normalle�tiriyor. �mral�'daki tecrit di�er bütün cezaevlerine a��rla�t�r�lm�� tecrit olarak yans�d�. Renkler yasak, mektuplar geç gidiyor ve an� yakalayam�yorsunuz. �nsanlar� görmek için hastane, mahkemeye gitmeyi bekliyorsunuz. D��ar�da bir a��r bask�, zulüm var ama bunlar normalle�memeli. �nan�lmaz bir yoksulluk var. Adli tutuklular yoksulluktan dolay� do�um yapacakken geliyordu. �çeride de korkunç bir yoksulluk var. Aileler gelemesin diye ta di�er uçtaki �ehre yolluyor. Mektubun ücretsiz olmas� için talepte bulunulmal� mesela. Kitap s�n�rl�, 10 kitap veriliyor size birçok yerde. Önceden kütüphanemiz vard� ve birlikte ya�amay� daha uygun buluyorduk. Yemekle u�ra�m�yorsunuz, temiz su akmazd�, s�cak su akmazd�, su mücadelesi yüzünden infaz� yananlar oldu. Hapishaneler erkeklere göre kurulmu�. Temsilciler erkek, muhataplar erkek. 19 Aral�k katliam�nda kad�n arkada�lar� diri diri yakt�lar. Direni� gelene�imizin çok daha güçlü anlat�lmas� gerek" diye vurgulad�.

'TUTSAK A�LELER�N�N GREV�NE �LG� ÇOK AZ'
Otlu, �öyle devam etti: "'99 y�l�nda say�n Abdullah Öcalan �mral�'ya götürüldü�ünde F tiplerinin bize do�ru geldi�i fark edilemedi. Mutlak tecridin hapishanelerde nas�l a��rla�t�r�lm�� tecride dönece�i anla��lamad�. �lk infaz yakmalarda 'yatar�z biz' alg�s� olu�tu. Vekiller ve toplum olarak her gün i�lemeliyiz. Tutsak ailelerinin grevine ilgi o kadar az ki, ilk bunu k�rmal�y�z. Türkiye ve Kürdistan hapishanelerinde deneyimler çok güçlü. Uluslararas� bir dayan��ma a�� güçlenmeli. Ayd�nlardan çok uzakla�t�k, bu kanallar� olu�turup arkada�lara görev vermeliyiz. Avukat� olmad�� için asl�nda özgür kalabilecekken tutsak edilen öyle çok arkada��m�z var ki. Unutulmamak ve oradakilerin var oldu�unu bilmek bamba�ka bir direni� gücü kat�yor."

'DÜ�MAN CEZA HUKUKUYLA YAKLA�ILIYOR'
Avukat Elif Tirenç �pek Ula� ve Psikolog Jiyan Ay'�n moderatörlü�ünde "Hukuk ve Hak Savunuculu�u" ba�l�� alt�nda, "Kad�n siyasi mahpuslar�n savunuculu�unda hukuki yollar, hak savunuculu�u ve etkili stratejiler" tart��ld�. �lk söz alan Ula�, dü�man ceza hukuku ile yakla��ld��n� kaydetti ve ekldei: "Gözalt�nda ç�plak aramalar, cinsel, fiziksel ve psikolojik �iddet çok yayg�n. Tutukland�ktan sonra hak ihlalleri esas orada ba�l�yor. Tekrar ç�plak arama, ko�u� yönlendirmesi var, tecrit alt�na al�nma, sa�l�k, e�itim, haberle�me hakk�na eri�imi k�s�tlan�yor. Bir ki�i tutuklu bile olsa maddi ve manevi varl��n� geli�tirme durumu yasada mevcut ama devlet manevi varl�� geli�tirmeyi engelliyor. �nfaz yakma mevzular� da çok gündemde, infaz�n� dolduran kad�n mahpuslar sudan sebeplerle uzat�l�yor. Kad�n siyasi mahpuslar iyi halden indirimi de art�k uygulanm�yor. Bütün her �ey cezaevi gözlem kurullar�n�n insaf�na b�rak�lm�� durumda" dedi.

'KADINLAR B�RÇOK �HT�YACINI KAR�ILAYAMIYOR'
Psikolog Jiyan Ay da cezaevlerinde bulunan 292 bin ki�iden 12 bin 62'sinin kad�n oldu�unu kaydetti. Ay, Türkiye'de annesiyle birlikte kalan çocuk say�s�n�n 383 oldu�u verisini payla��rken, �unlar� dile getirdi: "Hapishanede kalan kad�nlar�n ya� ortalamas� 18-43 aras�. ��kence ve kötü muamele de birinci s�rada. Tecrit konusunda �u anda vurgu yapmam�z gereken en önemli �ey S ve Y tipleri. Gittikçe say�lar� art�yor. Türkiye'de var olan görüntülü görü�me hakk� siyasi mahpuslara uygulanm�yor. Çal��ma haklar� yok, hayatlar�n�n sonuna kadar hapishanede kal�yorlar. Bazen iki haftada bir ç�kar�l�yorlar. Görü�e giden ailelerin de ç�plak aramaya maruz kalmas� gibi sorunlar var. Tecride yönelik de çok �ikayetler var. Kad�nlar birçok ihtiyac�n� dahi kar��layam�yor, bir ped dahi almakta zorland�klar� zaman oluyor. Kelepçeli muayene ve a��z içi arama dayat�l�yor. Kurumlara yapt��m�z insan haklar� ba�vurular�na yan�t çok dü�ük 2012'den kalan emsal kararlar mevcut. �ç hukuk sürelerinin tamamlanmas� gerekiyor ki A�HM'e ta��ns�n."

'HERKES�N B�R GÜN BU BO� SAYFALARA �HT�YACI VAR'
Ressam Sevinç Altan ve sanatç� Fato� �rwen'in moderatörlü�ünde "Sanat�n Gücü" ba�l�� alt�nda "Kad�n siyasi mahpuslar�n mücadelesini yarat�c� yollarla görünür k�lmada sanat�n gücü" konu�uldu. Atölyede ilk olarak konu�an �rwen, "Direni� formlar�n� geli�tirmeyi unutuyoruz. Sahip oldu�umuz beden sonsuz bir direni� alan�na dönü�üyor. Hakikaten bir sava� alan�d�r. Daha çok cezaevi tecrübelerim hep böyle yaratmak direnmek ve ya�am üzerinden ilerlemeye çal��yorum. Kendime odakl� beden odakl� çevremdeki her materyali yaratarak çal��t�m. Bunlar�n içine arkada�lar�m�n saçlar�yd�, bir ku�un yumurtas�yd�. Her sabah spor yaparken avluda yeni bir �ey ile kar��la��rd�k. Kütüphanedeki kitaplar�n bo� sayfalar�n� kopararak desenler yap�n dedim. �imdi hangi yay�nevinde gidersem, 'Her kitapta daha fazla bo� sayfa yap�n' diyorum. Herkesin bir gün bu bo� sayfalara ihtiyac� var" diye ifade etti.

'SANAT VE POL�T�K ALANI B�RB�R�YLE NASIL OLU�TURAB�L�R�Z'
Devam�nda söz alan Sevinç Altan ise kolektif çal��man�n önemine dikkat çekerek, "�çerideki insanlar�n sesini d��ar�dakilerle bulu�turan imkanlar nelerdir? Bunun olmas� gerekti�ini dü�ünüyorum. En basit malzemeyle en az �eyle bir �ey söylemeye çal��yorum. Sanat ve politik alan� birbiri ile nas�l olu�turabiliriz. Politik alanda inan�lmaz yarat�c� i�ler yap�l�yor ama ayn� zamanda iktidar alan�nda da yarat�c�l�k var. Yarat�c�l�k art�k endüstriyel alana dönmü� durumda. Küçük küçük dü�ünmek, sözünün netli�i, ele ele vermek ve büyük büyük konu�madan bunu yapmam�z gerekir" dedi.

'KADINLARIN TUTSAK OLMASININ SEBEB� POL�T�KT�R'
"Siyasi kad�n mahpus deneyim ve mücadeleleri" ba�l�kl� oturumun moderatörlü�ünü Ay�e Düzkan üstlendi. Hapishanede olan her kad�n�n politik bir tutsak oldu�unun alt�n� çizen Düzkan, "Kendilerine eziyet eden erkeklerden kurtulmak için onlar� öldürmek zorunda kald�klar� için cezaevindeler. Bunun sebebi politiktir. Bu kad�nlar�n birço�unun hiçbir meslekleri olmad�� için fakl� nedenlerle cezaevine giriyor. Bunlar politik gerekçeler. Mücadele eden bütün politik tutsaklar� selaml�yorum" diyerek, 1989 y�l�ndaki cezaevi deneyimini ve dayat�lan "tek tip elbise" uygulamas�na kar�� mücadele pratiklerini payla�t�.

'KÜRTLERE SELAM OLSUN GAZZE'DEK� HALKIMIZA ÖZGÜRLÜK'
Konferans�n ikinci oturumunda ilk söz alan Filistinli aktivist Kifah Afifi, "Filistinli kad�n siyasi tutsaklar�n deneyim ve mücadeleleri" ba�l�kl� konuya dair konu�tu. Sözlerini tutsaklar� selamlayarak ba�layan Kifah, geçmi� y�llarda Filistin'den göç etmek zorunda kald��n� belirtti. Mülteci oldu�unu ifade eden Afifi, sava��n ard�ndan karde�lerinin cenazelerine dahi ula�amad��n� belirtti. Yurtseverli�in anlam ve önemine vurgu yapan Afifi, mültecili�in zorluklar�na dikkat çekti. Afifi, 12 ya��ndayken tecavüzle tehdit edildi�ini, sistematik i�kenceye maruz kald��n� aktard�. �u anda Filistin'de en az 76 kad�n tutsak oldu�unu belirten Afifi, kald�klar� hapishanenin "ölüm hapishanesi" oldu�unu söyledi. Afifi, "Ke�ke bedenimi size gösterebilseydim" diyerek maruz kald�� i�kencelere dikkat çekti. Tutsakl��n mücadelenin ba�lang�c� oldu�unu aktaran Afifi, "Kad�nlar�n cezaevlerinde neler ya�ad��n� anl�yorum. Ayn� ac�lar� ya��yoruz. Hapishanede bizler isimlerimizle de�il bize verilen numaralarla sesleniyorlard�. Cezaevinden ç�kt��m�zda isimlerimizi unutmu�tuk. Amaçlar� bize isimlerimizi unutturmakt�. Bunlara kar�� tek vücut direnmeliyiz. Kürtlere selam olsun. Gazze'deki halk�m�za özgürlük diliyorum" diye konu�tu.

'GÜNDE BE� DEFA NAMAZ SAATLER�NDE DÖVÜYORLARDI'
Ard�ndan söz alan �ranl� aktivist Ghanbar Pour Bashkendi "�ran'daki kad�n siyasi mahpuslar�n deneyim ve mücadeleleri" ba�l�kl�� alt�nda konu�tu. Deneyimlerinden bahseden Bashkendi, hapishanedeki i�kencelere dikkat çekti. Tek iste�inin �ran'�n güzelle�mesi oldu�una vurgu yapan Bashkendi, "Tek ba��ma bir hücrede tutuldum. Kimseyle ileti�imim yoktu ve sadece yemek verildi�inde kap�m aç�l�yordu. Arada imamlar gelip bana 'pi�man m�s�n' diye soruyorlard�. Bütün zindanlar� sorguya ald�lar. Bize 'münaf�k' dedirtmeye çal��yorlard�. Kendilerine itiraz eden ve namaz k�lmak istemeyen erkekleri idam ediyorlard�, kad�nlar� ise günde 5 defa namaz saatlerinde dövüyorlard�. �ran ve Kurdistan'�n birçok kentinde 'Jin, jiyan, azadi' slogan� için birçok kad�n� gözalt�na ald�lar" diyerek Sanandaj'da 15 ya��nda katledilen ve cenazesi ailesine teslim edilmeyen bir çocu�u anlatt�. Kürt kad�n hasta tutsak Zeynep Celaliyan'a dikkat çeken Bashkendi, "Zeynep 16 y�ld�r cezaevinde bir hasta tutsak. Ama hastaneye götürülmüyor" diye hat�rlatt�. Kad�nlar�n çe�itli i�kence ve tecavüze maruz kald��n� kaydeden Bashkendi, �ran'da hala idam�n var oldu�unu vurgulad�. Tutukland��nda Marksist oldu�unu kaydeden Bashkendi, �ran için sosyalizm istediklerini ifade etti.

'AYAKTA KALAB�LMEK VE POL�T�K OLMAK GEREK�YOR'
Sonras�nda, "Baskl� kad�n siyasi mahpuslar�n deneyim ve mücadeleleri" ba�l��yla aktivist Itziar Martinez söz ald�. Hapishane direni�ine dikkat çeken Itziar, "Özgürlük hareketleri olarak ortak bir yolda yürüyoruz. Biz hepimiz bask�c� rejimlerin neler yapt��n�, hangi yol ve yöntemlere ba�vurdu�unu biliyoruz. Ancak bunlar�n farkl� süreçlerde farkl� �ekiller ald��n� da biliyoruz. Hepimizin kamu politikalar�n�n ortaya ç�kard�� politikalar� aç��a ç�karmak zorunday�z. Bar�� sürecine dikkat çekmek istiyorum" diyerek �spanyollar�n bar�� sürecine vurgu yapt�. Bask mücadelesine de de�inen Martinez, "Bizleri cezaevlerinde politik rehine olarak tutuyorlar" diyerek tutsak kad�nlar�n ya�ad�klar� i�kence yöntemlerine vurgu yapt�. Ayakta kalabilmek ve politik olabilmek gerekiyor. Umar�m bar�� ve adalet süreçlerinde rol oynayabiliriz" dedi.

'BAAS REJ�M� KÜRTLERE ��KENCE ED�YOR'
Oturumun son konu�mas�n� "Güney Kürdistan'daki Kürt kad�n siyasi mahpuslar�n deneyim ve mücadeleleri" ba�l��yla aktivist Mihreban Ali gerçekle�tirdi. Baas rejiminin Kürtlere yönelik i�kencelerine dikkat çeken Ali, Kürdistan'�n kimyasal silahlarla vurulmas�n� hat�rlatt�. Kad�nlar�n sava� sürecinde maruz kald�klar� i�kenceye de�inen Ali, tutsak kad�nlara vurgu yapt�.

'Z�NC�RLER� KIRMAMIZ GEREK�YOR'
�rlanda önceki dönem milletvekili Martina Anderson, "Kürt özgür kad�n hareketi, enternasyonal mücadelenin parças�d�r" dedi. Anderson, "Ataerkilli�i do�uran, sürdüren ve �iddet üreten ideoloji ile yüzle�iyorsunuz. Demokratik bir toplum için mücadele ediyorsunuz. Do�du�umda �rlanda'n�n bölünmü� kuzeyinde temel yurtta�l�k hakk� talep ediliyordu. Onlara kar�� ayr�mc�l�k yapmak için devletin �iddetini kulland�lar ama cumhuriyetçiler yozla�m�� 6 devlete meydan okudular ve �rlanda'y� tekrardan birle�tirmek için sava�t�lar. Muhafazakar �rlanda'da kad�nlar�n rolü oldu�u dü�ünülmüyordu. Toplumsal normlara kar�� ç�kmak için cumhuriyetçi kad�nlar olarak bu cüreti göstermemiz, cezaland�rmam�z anlam�na geliyordu. 1985'te 4 yolda�la komplo kurmakla suçland�k ve tutukland�k. Londra'da tutuklu 600 erkek ve 2 kad�n yolda��mla beraber tutuklu kald�k. 13 y�ll�k tutukluk sürecinde cinsel taciz ve benzer �ekilde mahremiyetimize sald�r�lar ya�ad�k. Daha sonra bin erke�in kald�� yere sürgün edildik. Baz�lar� bunlara sessiz kalmam�z� söylüyordu ama zincirleri k�rmam�z gerekiyor. Daha sonra �rlanda 'Hay�rl� Cuma' anla�mas� imzalad�. Siyasi mahkumlar�n serbest b�rak�lmas� öngörüldü ve biz de serbest b�rak�ld�k. Serbest b�rak�ld�ktan sonra belirli ülkelere giri�imiz yasakland�" ifadelerini kulland�.

30 YIL TUTSAKLI�IN ARDINDAN TAHL�YE ED�LEN KADINLAR KONFERANSTAYDI
30 y�l tutsakl��n ard�ndan tahliye olan kad�nlar �adiye Manap, Emine Y�ld�r�m, Emine �pek, Mevlüde Acar sahneye ç�karak kat�l�mc�lar� selamlad�. Sahneye ç�kan kad�nlar için alk��lar ve z�lg�tlar çal�nd�. �adiye Manap, "Bugün burada sizinle olmak tarihi ve çok güzel bir duygu. Ya�am�m�zda gördük, insan�n yönü ayd�nl��a do�ruysa kendi hedefine ula��r. Binlerce arkada� içeride, gözleri bizde. Hep var olun" dedi. Sonras�nda söz alan 30 y�ll�k tutsaklar da kad�nlar� bir arada görmenin kendilerine güç verdi�ini ve bu kalabal��n emeklerinin kar��l�k buldu�unun somut göstergesi oldu�unu dile getirdi. Kad�nlar�n konu�ma gerçekle�tirdi�i s�rada s�k s�k "Jin, jîyan, azadî" slogan� at�larak, z�lg�tlar çekildi.

'HAP�SHANELERDE BÜYÜK D�REN�� VARDI'
"Günümüz Türkiye mahpushanelerine bir bak��" gündemiyle konferans devam etti. Oturumun moderatörlü�ünü yapan Gülseren Yoleri hapishanede ya�anan hak ihlallerine dikkat çekti. �lk oturumda 1971 y�l�nda tutuklanan ve 68 ku�a��ndan olan �lkay Demir, 1970 ve 1980'li y�llarda hapishanelerdeki i�kencelere de�indi. Demir, "O dönemler de cezaevlerinde ciddi bask� ve i�kence vard�. Fakat d��ar�da da büyük direni� vard�. Diyebiliriz ki tecrit içeriden d��ar�ya yay�l�yor, d��ar�daki özgürlük mücadelesi tecridi yok ediyor. Duyurmak ve te�hir etmek için elimizden geleni yapmal�y�z" dedi.

Daha sonra söz alan TJA aktivisti ve Avukat Ru�en Seydao�lu, "Mahpushanelerden Topluma Yay�lan Tecrit Sistemi" ba�l�kl� sunumunda mevcut süreçte toplumsal mücadelenin büyüdü�ünü ancak hapishaneler ile toplum aras�ndaki mesafenin de aç�lmaya çal��ld��n� ifade etti.

'HASTA TUTSAKLARIN TAHL�YE ED�LMEMES� YA�AMLARINI Y�T�RMELER�NE NEDEN OLUYOR'
Ard�ndan konu�an Türk Tabipleri Birli�i Merkez Konseyi Ba�kan� Prof. Dr. �ebnem Korur Fincanc� da "Kad�n Siyasi Mahpuslara Yönelik Sa�l�k Hakk� �hlalleri ve Mücadeleleri" ba�l�� alt�nda sunumunu gerçekle�tirdi. �nsan haklar�n�n kavramsalla�mas�n�n, i�kencenin kabulünün annelerin mücadeleleri ile oldu�unu söyleyen Fincanc�, günümüzde bu mücadelenin geriye dü�tü�üne dikkat çekti. ��kencenin uygulanabilirli�i konusunda toplumda i�kencenin alk��lanabildi�inin alt�n� çizen Fincanc�, bunun tecrit politikalar�ndan ba��ms�z olmad��n� belirtti. Sunumunda i�kencenin tan�m�na de�inen Fincanc�, devlet ad�na görev yapanlar�n bir ki�iye sa�l��n�n bozulmas�na yol açacak bir tak�m davran��larda bulunmas�n�n "i�kence" oldu�unu kaydetti. �nfazlar�n zaman�nda uygulanmad�� dönemde adli tutsak kad�nlar�n itiraz dahi edemedi�ini vurgulayan Fincanc�, "Kad�nlar 3 ö�ün yemek yiyebiliyor. S�cak ortamda olabiliyor. S�cak suya ihtiyaç duyuyor diye içeride kalmay� ye�leyebiliyor. Bizim siyasi mahpuslarda oldu�u gibi adli mahpuslar içinde d��ar�da da güvende kalaca��n� belirtmemizde fayda var. Tecrit politikalar�yla ya�anan sa�l�k sorunlar� var. Yaln�zla�t�rma davran�� toplumda benzer süreci izlememize neden oluyor" dedi. A��r hasta tutsaklar�n durumuna da i�aret eden Fincanc�, a��r hasta tutsaklar�n tahliye edilmemesinin ya�amlar�n� yitirmelerine neden oldu�unu dile getirdi.

'S�YASETÇ�LER Z�NDANA G�RMEDEN, Z�NDANLAR GÜNDEM OLMUYOR'
Devam�nda söz alan TJA aktivsti Ça�lar Demirel, "Türkiye'deki Kürt Kad�n Siyasi Mahpuslar�n Deneyim ve Mücadeleleri" ba�l�kl� sunumu yapt�. Kürt kad�n hareketi olarak sadece kad�n kimli�i için de�il, ulusal kimlikleri için de mücadele ettiklerini söyleyen Demirel, "Bizlerin terörist olmad��n� halk kabul etti ama devlet kabul etmedi. Kürt halk önderi say�n Abdullah Öcalan'�n üzerindeki tecride son verilmesi için 2012 y�l�nda gerçekle�tirilen açl�k grevlerine dahil oldum ve herkes açl�k grevine girmek için yar��t�. 68 günlük açl�k grevi sonucunda müzakere süreci ba�lad�. Bu süreç direni�in bir kazan�m�yd�. Kürt halk önderi say�n Abdullah Öcalan 'Kad�n hareketi bu müzakerede olmazsa bu müzakere yürüyemez' dedi. Bir arkada��m�z müzakerede yer ald�. Bu �ekilde kad�n mücadelesinin ne kadar önemli oldu�unu devlete anlatmaya çal��t�. Biz yarg�lama süreçlerinin, rehin alma süreçlerinin iktidar�n politikas� oldu�unu biliyoruz. D��ar�da bask� ne kadar artarsa zindanda daha a��r� ya�an�yor. 2016 sürecinde siyasetçilerin tutuklanmas�n�n ard�ndan zindanlar daha fazla gündem olmaya ba�lad�. Biz siyasetçiler zindanlara girmeden zindanlar bu kadar gündem olmuyordu. Bu da biz Kürt kad�nlar�n özele�tiresidir."

'TUTSAKLARIN ÖZGÜRLÜ�ÜNÜ SA�LAMAK ZORUNDAYIZ'
Atölyelerin ard�ndan "Birlikte nas�l ilerleyebiliriz" ba�l�kl� bir kapan�� forumu gerçekle�tirildi. Akademisyen ve aktivist Prof. Dr. Shahrzad Mojab "Diyalogdan eyleme: Kad�n siyasi mahpuslar için i�birli�i stratejileri geli�tirmek, somut ve ölçülebilir planlar olu�turmak" ba�l��nda alt�nda ZOOM ile konferansa kat�ld�. �ran'da herkesin içinde oldu�u bir ayr�mc�l��n söz konusu oldu�unu ifade eden Mojab, �ran hapishanelerinde cinsel �iddetin i�kence olarak kullan�ld��n� ifade etti. Mojab, sessizlik zincirinin muhakkak k�r�lmas� gerekti�inin alt�n� çizdi. Emperyalizm taraf�ndan tüm ya�am mekanlar�n�n art�k kullan�lmaz haline geldi�ine dikkat çeken Mojab, "Sadece Gazze'den bahsetmiyorum Kürtlerin Türkiye'deki ya�am�ndan ve Suriye'den de bahsediyorum. Kad�nlar Körfez ülkelerinde seks i�çisi olarak sat�l�yor ve tecavüz ediliyorlar. Orta Do�u'daki insanlar�n ço�unlu�u ya�amlar�ndan ediliyor. Bu politikalar tahakküme hizmet ediyor ve insanlar�n üzerinde de etkisini gösteriyor. Avrupa emperyalizmine kar�� durmak gerekiyor. Orta Do�u'daki halklar�n�n gasp edilmesi üzerine oynanan oyunlar bunlar. Buna kar�� uluslararas� dayan��man�n eksikli�ini de görüyoruz. Suriye'de iç sava��n sonucu olarak Bin 118 bin birey tutukland�, zorla kaybedildi ve korkunç ya�ama mahkum edildi. M�s�r'da yakla��k 60 bin siyasi tutsak var. �ran'da 168 bin tutuklu var ve 'jin, jîyan, azadî' protestolar�nda inan�lmaz bask� uyguland�. Siyasi tutsaklar�n içerisinde Kürtlerin oran� çok yüksek. �dam cezas� en çok 2022 y�l�nda verildi. Zeynep Celladiyen �ran'da en uzun tutuklu kalm�� siyasi tutuklu kendisi suçu da PJAK'a üye olmak. Uluslararas� dayan��may� kurmak istiyorsak tüm tutsaklar�n özgürlü�ünü istemeliyiz. Bu talep sadece hapishanenin ortadan kald�r�lmas�yla ilgili de�il ayn� zamanda otoriter rejimlerinde ortadan kald�r�lmas� ile ilgili. 'Jin, jîyan, azadî' slogan�nda içeri�i bence tam olarak bu" dedi.

'ATE�TEN GÖMLE�� B�LE B�LE G�YD�K'
TJA aktivisti Gülbahar Alpsoy kapan�� konu�mas� gerçekle�tirildi. Konferans�n yeni çal��malarn� ba�lang�c� oldu�unu dile getrien Alpsoy, "Bu tart��malar birlikte ele ele mücadele yürütece�imiz anlam�na geliyor. S�n�rlar� biz koymad�k egemenler koydu s�n�rlar� koyanlar dillere, renklere, inançlara göre insanlar� ay�rd� ve insanlar� birbirine yabanc�la�t�rd�. Bu politika hiçbir zaman kad�n politikas� olmad� kad�n politikas� bunlar�n tam tersidir. Kad�nlar�n politikas� birle�tiricidir. Yeniden in�a politikas�n� da biz kad�nlar yürütece�iz. Sava�� egemenler, devletler ba�lat�r ama ac� çekeni kad�nlar ve çocuklar olur. �uan Rojava'ya yönelik sald�r�lar var bu Kürt kazan�mlar�na müdahaledir. Sava�a, i�gallere dur diyecek olan kad�nlar�n kendisidir. Konferans�m�z zindanlarda uygulanan i�kence, hak ihlalleri ve tecrit politikalar�na dönük gerçekle�ti. Zindanlarda, toplumda var olan sald�r�lar� k�racaksak ve yöntemlerini ar�yorsak �mral�'da say�n Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi iyi anlamak ve bu tecridi k�rmaya dönük örgütlülü�ü aç��a ç�kartmak gerekiyor. Tecrit her geçen gün derinle�iyor orada uygulanan tecrit ya�am�n tüm alanlar�n� etkiliyor. Toplumun �uan nefes almaya ihtiyac� var bu nefes almada �mral�'daki tecridin k�r�lmas�yla gerçekle�ecek. Biz Kürt kad�n hareketi olarak hakikatten kaçmad�k hakikat için mücadele ettik. Ortaça�daki cad�lar bugünün teröristi oldular. Ate�ten gömle�i bile bile giydik çünkü toplumun ayd�nl�k içinde ya�amaya ihtiyac� var. Var olan zincirleri k�racak olan kad�nlard�r. Kad�nlar el ele verirse bunu ba�arabilir.

'Sessizlik zinciri' konferans�: Ate�ten gömle�i bile bile giydik

�lgili Haberler