20 Eylül 2024 Cuma

Serdaroğlu: Tek adam rejimi krizi derinleştirdi

"Ekonomik kriz ve işçi sınıfı" seminerin açılışında konuşan Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, "Vaat edilenin aksine Türkiye'deki rejim değişikliği, tek adam rejimine geçiş, krizi yatıştırmamış, aksine derinleştirmiştir" diyerek, çözümüm işçi sınıfının elinde olduğunu söyledi.
DİSK bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası, Taksim'de bulunan Elite Word Otel'de "Ekonomik kriz ve işçi sınıfı" başlığıyla seminer düzenliyor.
 
Seminerin açılış konuşmasını Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu yaptı. Küresel finansal krizin, bu yıl 10. yılını doldurduğunu söyleyen Serdaroğlu, "Kriz ilk olarak 2008-2009'da ABD'de etkisini göstermişti. İkinci aşama, Avrupa'da 2010-2012 arasında yaşandı. Üçüncü aşama ise 2013 sonrasında 'yükselen piyasa ekonomileri' olarak kategorize edilen ülkelerde yansıdı. Günümüzde, Türkiye ve Arjantin'de kriz boyutuna varan; Hindistan, Güney Afrika ve Endonezya'da etkileri hızlanarak görülen ekonomik zorluklar, birbirinden bağımsız değil, küresel krizin aşamasının parçalarıdır" diye belirtti. 
 
'NEO-LİBARALİZMİ SÜRDÜRMEKTEN YANA OLDU'
 
"10. yılda da görülüyor ki izlenen ekonomi politikalarının doğrultusu, bizzat yeni krizler yaratma üzerine belirleniyor" diyen Serdaroğlu, "Neo-liberal model 2007-2008 finansal kriziyle birlikte iflas bayrağını çektiğinde, bu modelin artık normal koşullarda sürdürülemez olduğunu, eşitsizliği ve yoksulluğu daha da derinleştirdiğini, bu model terk edilmezse dünyanın derin toplumsal çatışmalara ve savaşlara sürükleneceğini kapitalist karar vericiler dahil herkes biliyordu, tartışıyordu. Ne var ki sermaye iktidarlarının tercihi şaşırtıcı olmayan bir biçimde neo-libaralizmi sürdürmekten yana oldu. Çünkü ne sermayenin yeni bir modeli var ne de işçi sınıfının örgütlülük düzeyi bu sermaye saldırganlığını engelleyebilecek düzeyde. Sonuç olarak, 10 yıldır ekonomi politikalarının doğrultusu daha fazla neo-liberalizm oldu" dedi.
 
'İZLENEN POLİTİKALAR BULUNMAKTADIR'
 
Sendikasızlaşma ve güvencesizleşmenin arttığını dile getiren Serdaroğlu, "Enflasyon, muhtemel ortaya çıkacak olan kemer sıkma politikaları ve işsizlik; çalışanlar, işsizler ve yoksullar üzerinde hayalet gibi dolaşıyor" diye kaydetti. Kapitalizmin bütün dünyayı kriz, çatışma ve savaş sarmalına sürüklediğini sözlerine ekleyen Serdaroğlu, "Krizin bugün Türkiye'deki yansıması tehlikeli bir döviz krizi olarak yaşanıyor" diye belirtti. Serdaroğlu, "Bu krizi sadece ABD ile Türkiye arasındaki kimi gerilimlerle açıklamak işin kolayı ve taraftar dominosudur. Türkiye'nin bugünkü sorununun temelinde, ülkeyi yönetenlerin yıllar boyunca izledikleri neo-liberal ekonomi politikaları bulunmaktadır" dedi.
 
'TEK ADAM REJİMİ KRİZİ DERİNLEŞTİRMİŞTİR'
 
"Vaat edilenin aksine Türkiye'deki rejim değişikliği, tek adam rejimine geçiş, krizi yatıştırmamış, aksine derinleştirmiştir" diyen Serdaroğlu, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "Yasama, yürütme ve yargı erklerinin tek bir kişide toplandığı; hukukun yerini keyfiyetin aldığı; denetimi pranga, demokratik katılım mekanizmalarının işletilmesini vakit kaybı olarak gören yeni rejim, ülkemizi iddiaların aksine güçlendirmemiş zayıflatmıştır. Bugün dünyadaki tüm güçler, tek bir kişinin bir biçimde 'ikna' edilmesiyle, Türkiye'ye istediklerini dayatabileceklerinin farkındadır."
 
Düşük ücretler nedeniyle ancak borçla yaşayabilen ve banka kredilerine bağımlı bir işçi sınıfı, Türkiye'yi yönetenlerin uluslararası finans kapitale en büyük hediyesi olduğunu söyleyen Serdaroğlu, "Türkiye'nin emperyalizme, uluslararası finans kapitale bağımlılığına son verecek tek güç de bu bağımlılıktan hiçbir çıkarı olmayan yine işçi sınıfıdır. Biz, tüm emek güçleriyle beraber saldırılara karşı mücadelenin yükseltilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ve bu konuda bir yol haritası belirlenmesi doğrultusunda işçi sınıfı dostlarının deneyim ve birikimlerinizden yararlanmak istiyoruz" diye belirtti.
 
'AVRUPA 2013 YILINDAN BU YANA BİR TOPARLAMADA'
 
Ardından konuşan IndustriAll-Avrupa Genel Sekreter Vekili Luis Colunga, Avrupa'da yaşanan ekonomik krizin son yıllarda yansımalarından bahseti. Bu krizin Avrupa'da ciddi anlamda iş kaybına neden olduğunu söyleyen Colunga, Avrupa Birliği'nin bu krize nasıl tepki gösterdiğinden söz ederek, "Önce fazla harcamalar yaptı, sonra ciddi kemer sıkma politikaları yürüttü. Daha sonraki işi ise bankaları kurtarmak oldu. Hiçbir bankacı zarar görmedi" diyerek İspanya'dan örnek verdi. Colunga, İspanya'da 55 bölgesel bankanın olduğunu ancak şuan itibarıyla u sayının 5'e düştüğünden söz ederek, ekonomik krizin İspanya'ya yansımalarından söz etti. Kriz nedeniyle oluşan politikalardan bahseden Colunga, "Yoksul insan sayısı arttı, çok sayıda insan işsiz kaldı. İşçi sınıfında kutuplaşma oldu" diye konuştu. Colunga, "2013 yılında bu yana ekonomik toparlamanın 6. yılına girdik. Avrupa 2013 yılından bu yana bir toparlama içerisindedir" diyerek yeni dönemde beklenen ekonomik krizlere değinerek önümüzdeki yıllarda ekonomik krizin baş göstermesinin kaçınılmaz olduğunu ifade etti.
 
OTURUMLARA GEÇİLDİ
 
Açılış konuşmalarının andından ilk oturuma geçildi. İlk oturumun başkanlığını Kadir Has Üniversitesi-Çalışma ve Toplum Yayın Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ali Güzel yaptı. "Küresel Kapitalizmin Büyük Durgunluk Dönemeci ve Beklentiler" başlığını tartışmaya açan Prof. Dr. A. Erinç Yeldan, "Çözüm bu döngünün kırılması. İktisadi anlamda 'yapısal reformlar' bunun çözümü değil, çözüm işçi sınıfının elinde" dedi.
 
"Ekonomik Kriz ve İş Yasalarına Etkileri" başlığını tartışmaya açan Çalışma ve Toplum Yayın Kurulu Üyesi avukat  Dr. Murat Özveri, "Eknomik krize baktığımızda istihdam azalıyor ve ücretler azalıyor" dedi.