22 Eylül 2024 Pazar

Şengal katliama terk edildi, direnişle özgürleşti

Katliam, tarih boyunca katliamlarla yüz yüze gelen Êzidîlerin söylencesiyle "73. Ferman" oldu. Êzidîler, katliamlar yoluyla yok edilmeye ve topraklarını terk etmeye zorlandı. Üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen Şengal kentinin önemli bir bölümü, hala bu kanlı katliamın izlerini taşıyor. Yıkık kent Şengal gibi, Êzidî halkının yaraları hala ilk günkü gibi kanıyor. DAİŞ, dünyanın tüm ezilen halklarının yüreğine büyük bir acı salan Êzidî katliamı sonrasında, Şengal'i tam 15 ay boyunca işgal altında tuttu. Şengal ve çevresi, yaşanan katliamlar kadar direnişin de merkezine dönüştü. Katliamın ardından başlatılan özgürleştirme hamlesinde büyük direnişler sergilendi.

3 Ağustos 2014 tarihi, DAİŞ çetesinin Şengal'de 5 binden fazla Êzidî'yi katlettiği, binlercesini rehin aldığı katliamın başlangıcıydı.

Aralarında kadınlar, çocuklar ve yaşlıların da bulunduğu binlerce kişi kurşuna dizildi, toplu mezarlara konuldu. Binlerce kadın seks kölesi olarak esir alındı, satıldı. Halen haber alınamayan binlerce kadın var.

Katliam, tarih boyunca katliamlarla yüz yüze gelen Êzidîlerin söylencesiyle "73. Ferman" oldu. Êzidîler, katliamlar yoluyla yok edilmeye ve topraklarını terk etmeye zorlandı.

Üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen Şengal kentinin önemli bir bölümü, hala bu kanlı katliamın izlerini taşıyor. Yıkık kent Şengal gibi, Êzidî halkının yaraları hala ilk günkü gibi kanıyor.

Halk bir yandan kendi yaralarını sarmaya çalışırken, Saddam diktatörlüğünün başlattığı Şengal'i Êzidîsizleştirme politikası, sömürgeci Türk devleti, işbirlikçi KDP ve Irak hükümeti tarafından sürdürülüyor.

ŞENGAL KATLİAMINA GİDEN SÜREÇ
Musul'u 10 Haziran'da hiçbir direnişle karşılaşmadan ele geçiren DAİŞ çetesi, burada büyük oranda ağır silahlar edindi. 15 Haziran'da Şii nüfusunun yaşadığı Telafer ilçesini ele geçirdi. Musul ve Telafer, Şengal ile aynı yol üzerinde birbirlerine yakan mesafedeki yerleşim yerleriydi. Telafer'den kaçabilen Şii Türkmenlerin bir bölümü de Şengal'e sığındı. Daha sonra Hewlêr üzerinden Necef, Kerbela ve Bağdat'a kadar gönderildiler.

DAİŞ, Şengal'e saldırmadan bir ay kadar önce kentin güneyindeki ovaya kadar geldi ve saldırı hazırlıklarına başladı. Zaman zaman Êzidî köylerine havan saldırısı da gerçekleştirdi.

3 Ağustos'a yakın günlerde, bölgede Müslümanların yaşadığı tüm köyler DAİŞ'in denetimine girdi, Êzîdî köyleri çembere alındı.

Şengalli Êzîdîler, kendilerini savunmak için tedbir almaya başladı. Kontrol noktaları kurdu, nöbet tutmaya başladı. Ama hazırlıklara katılım sınırlı oldu. DAİŞ'in katliamları duyuldukça bölgeden ayrılmak isteyenler de KDP peşmergeleri tarafından "Biz sizi koruyacağız" denilerek engellendi. Şengallilerin silah talebi de benzer gerekçelerle reddedildi. 

DAİŞ çetesi, Şengal'in çevresindeki Sünni Arap yerleşim yerleri Bilec, Beac, Telafer ve Zumar'ı ele geçirdi. Rabia bölgesi, Şengal bakımından oldukça önemliydi. Doğusu YPG'nin denetiminde, batısı ise DAİŞ'in işgalindeydi.

KDP, saldırmadan önce Til Koçer ve Cezaa üzerinden Şengal'i kuşatmaya çalışan DAİŞ'e karşı hiçbir şey yapmadı. DAİŞ'in bu planlarını YPG bozdu.

DAİŞ'in Şengal'e yönelik işgal saldırısı, 2 Ağustos'u 3 Ağustos'a bağlayan gece başladı. Kent merkezine ulaşmadan önce çevresi ağır silahlarla vuruldu. Elinde silah olan Şengalliler cephaneleri bitene kadar kentlerini savunmaya çalıştı. Êzîdîlere her fırsatta can güvenliği sözü veren KDP peşmergeleri, sabah erken saatlerden itibaren bölgeyi boşaltmaya başladı.

Sabaha kadar DAİŞ'e karşı savaşan Êzîdîler, Şengal Dağına sığınarak hayatta kalmaya çalıştı. DAİŞ kent merkezine girdiğinde ilk yaptığı, Êzidîlerin kutsal mekanlarından biri olan Sitî Zeynep'i havaya uçurmak oldu.

KDP'nin Şengal'i hiç savunmadan DAİŞ'e teslim etmesinin, bölgedeki Sünni devletler ile yaptığı anlaşmaların sonucu olduğu ortaya çıktı. Barzanilerin hesabına göre; Kerkük alınmış, Şengal verilmişti.

DAİŞ, işgal ettiği alanlarda Müslüman olmayan halklara yaptığı zulüm ve vahşeti, dünyaya korku salmak ve ‘yenilmezliğini' göstermek için propaganda olarak kullandı.

ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇILARI ŞENGAL'DE
KDP'nin terk edeceği anlaşılan Şengal'e yönelik tehditler üzerine bölgeye giden sınırlı sayıdaki HPG ve YJA Star gerilası, halkı korumak için silah başına geçti. KDP elinde ağır silahlar olmasına rağmen kaçarken, gerilla güçleri Şengal Dağı'nda kurdukları savunma hattı ile halkı bölgeden sağ çıkarmayı başardı.

5 Ağustos'tan itibaren katliamdan kaçarak Şengal Dağına sığınan Êzidîlerin dahil olduğu yerel özsavunma güçleri oluşturuldu. Halkın güvenliği sağlanmış, dağda mevziler oluşturulmuştu.

Ancak, açlık ve susuzlukla karşı karşıya kalan Şengallilerin Rojava'ya doğru tahliye edilmesi gerekiyordu. Ama Rabia kapısı henüz DAİŞ'in elindeydi. Şengal'e doğru ilerleyen YPG ve YPJ güçleri, burada muazzam bir direniş gösterdi. Ve nihayet 8 Ağustos'ta Şengal ile Rojava arasında bir güvenlik koridoru oluşturuldu. YPG ve YPJ savaşçılarıyla birlikte HPG, YJA-Star ve MLKP savaşçıları, ilk başta Şengal Dağı'na sığınan 120 binden fazla Êzidînin tahliyesini sağladı.

Şengal kent merkezinde DAİŞ tarafından katledilen, Şengal Dağına ulaşamayan, yola düştükten sonra çölde susuzluk ve açlık nedeniyle binlerce Êzidînin yaşamını yitirmesinden sorumlusu DAİŞ kadar KDP de oldu.

DAİŞ, dünyanın tüm ezilen halklarının yüreğine büyük bir acı salan Êzidî katliamı sonrasında, Şengal'i tam 15 ay boyunca işgal altında tuttu.

Şengal ve çevresi, yaşanan katliamlar kadar direnişin de merkezine dönüştü. Katliamın ardından başlatılan özgürleştirme hamlesinde büyük direnişler sergilendi.

ÊZİDÎLER ÖZSAVUNMA BİRLİKLERİNİ KURDU
Şengal halkı kendi ve topraklarını savunmak için örgütlendi, silahlandı. Özsavunmalarını güçlendirmek için Şengal Direniş Birlikleri (YBŞ) ve Şengal Kadın Birlikleri'ni (YJŞ) kurdu.

YBŞ ve YJŞ güçleri, Rojava ve Medya Savunma Alanları'ndan gelen özgürlük savaşçıları ile topraklarını DAİŞ işgalinden kurtarmak için büyük bir savaş verdi. HPG, YJA-Star ve MLKP savaşçıları ile Şengal halkı büyük bedeller sonucu DAİŞ barbarlığı ve destekçisi gerici bölge devletlerine büyük bir yenilgi yaşattı.

Şengal'de zafer, fedai bir ruhla direnerek ölümsüzleşen yüzlerce savaşçının öncülüğünde kazanıldı. Êzidî halkının özgürlüğü için Şengal'de yaralanan pek çok savaşçı, bedenlerindeki yaraları özgürlük ve onur nişanesi saydı.

Şengal halkının yiğit evlatlarının yanı sıra Mam Zeki Şengali, Agit Civyan, Nazê ve Berivan gibi sayısız kahraman bu zaferin yapıcıları oldu.

MLKP GÜÇLERİ DE ŞENGAL'DEYDİ
Türkiye ve Kürdistan devriminin zaferi için mücadele eden MLKP güçleri de, Türk devletinin Güney Kürdistan topraklarına yönelik iygal saldırısına karşı Şengal'deki direnişte yer aldı. "Kürdistan'ın her parçasını savunmak varlık koşulumuzun doğal eylemi" diyen MLKP Kürdistan güçleri, o dönem yaptıkları bir röportajda, "Burada Êzidî halkına yönelik çok özel bir saldırı ve bilinçli bir katliam vardı. İnsanlık onurunun mücadelesi yürütüldü burada. Şengal özgürleşene kadar en ön saflarda yerlerimizi almaya devam edeceğiz" demişti.

ŞENGAL HALKI ÖZERKLİK STATÜSÜ İSTİYOR
Şengal halkı, tarih boyunca karşılaştıkları fermanlardan çıkardıkları dersler sonucu, özsavunma örgütlerini kurdu. Meclis ve komün sistemine dayalı Şengal Özerk Yönetimi'ni inşa etti.

"Örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez" sözü, bir kez daha Şengal'de doğrulandı. Êzidîler, Şengal kent merkezini kurtardıktan sonra, direniş tüm ovaya yayıldı ve DAİŞ çetesi bölgeden sökülüp atılıncaya kadar devam etti.

Şengal özgürleştirildikten sonra, bölgede katledilen binlerce Êzidîye ait toplu mezarlar bulundu. Bunların bazıları halen yeni açılıyor ve kimlik tespitleri yapılıyor. DAİŞ'in kaçırdığı binlerce kadın ve çocuktan ise halen haber alınamayanlar var.

DAİŞ kırımından kurtulan Şengal halkı, kendi kendini yönetmeye başladı. Ancak sömürgeci Türk devleti, işbirlikçi KDP ve Irak hükümeti, özerk yönetimin tasfiyesi üzerine anlaştı ve pek çok saldırı gerçekleştirdi. Şengal halkı, başta Ezidxan Asayişi olmak üzere özsavunma örgütlerini dağıtmayacağını açıkladı, özerklik statüsünün kabul edilmesi için mücadele etti.