4 Ekim 2024 Cuma

Selami Kuran'ın Boğaziçi'ne dekan atanmasına tepki

Barış Bildirisi İmzacısı Hukukçular, Boğaziçi Üniversitesi yeni açılan Hukuk Fakültesi'ne dekan olarak atanan Kuran'ın, Marmara Üniversitesi'nde barış bildirisini imzalayan akademisyenlerin ihraç edilmesi için yürüttüğü çalışmayı hatırlattı. Kuran'ın temsil ettiği değerlerin demokrasi, hukuk, bilim gibi kavramlarla ilgili olmadığının altını çizen hukukçular, temel hak ve özgürlüklere riayeti esas alan bir hukuk eğitiminin hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı. 

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla gece yarısı Boğaziçi Üniversitesi'ne Melih Bulu'nun kayyum rektör atanmasının ardından bu kez de yeni açılan Hukuk Fakültesi'ne, barış bildirisi imzacısı akademisyenleri hedef almasıyla bilinen Prof. Dr. Selami Kuran dekan olarak atandı. 

Konuya ilişkin açıklama yapan Barış Bildirisi İmzacısı Hukukçular, Kuran'ın isminin üniversite özerkliği ile üniversitenin kapasite ve ihtiyaçlarının hiçe sayılarak keyfi bir şekilde kurulmasına karar veren hukuk fakültesiyle yan yana gelmesinin hiç şaşırtıcı olmadığını kaydetti. 

'KURAN, AKADEMİSYENLERİN İHRACI YÖNÜNDE OY KULLANDI'
Kuran'ın, Marmara Üniversitesi'nden barış bildirisini imzaladıkları için hukukun bilinen bütün ilkelerine aykırı olarak OHAL KHK'larıyla ihraç edilen akademisyenler hakkında açılan disiplin soruşturmasını yürüten beş komite üyesinden biri olduğu hatırlatılan açıklamada, şu ifadeler yer aldı: "Kuran, bu komitede imzacıların ihraç edilmesi yönünde oy kullanan üyeler arasında yer aldı ve sonuç olarak komite, İdare Hukuku Anabilim Dalı Başkanı heyet üyesinin aleyhte görüşüne rağmen, 1'e karşı 4 oyla bildiri imzacısı akademisyenlerin kamu görevinden çıkarılması yönünde görüş bildirdi. 

Bu dört hukukçu üye, kararda barış bildirisine imza atan akademisyenlerin ifade özgürlüğünün sınırlarını nasıl aşmış olabileceklerine ilişkin tek bir hukuki gerekçe dahi gösteremediler. OHAL rejiminin hukuksuzluklarından yararlanan Rektörlük, imzacıları  KHK'larla ihraç listelerine eklerken, Kuran'ın da içinde bulunduğu hukukçular tarafından yürütülen bu soruşturmaya işaret etmişti. 

'KURAN'IN SİMGELEDİĞİ ŞEY DEMOKRASİ GİBİ KAVRAMLARLA İLGİLİ DEĞİL'
Selami Kuran, daha sonra Anayasa Mahkemesi'nin ifade özgürlüğünün korunması altında olduğunu tespit ettiği eylemin ağır bir şekilde cezalandırılmasını isteyen, sonuçları bugün hala ortadan kaldırılmamış bir kararın altında imzası bulunan bir akademisyendir. Şimdi de antidemokratik şekilde rektör ataması yapılan, anayasal haklarını kullanan öğrencilere polis şiddeti ve yargı taciziyle cevap verilen, gelenekleri yok edilmeye çalışılan bir üniversitenin gece yarısında açılmış hukuk fakültesine dekan olarak atanmıştır. Kuran'ın dekanlığının simgelediği şeyin demokrasi, hukuk, akademik özgürlük, üniversite özerkliği, bilim gibi kavramlarla bir ilgisinin olmadığı açıktır. 

'TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERE RİAYETİ ESAS ALAN HUKUK EĞİTİMİNE İHTİYACIMIZ VAR'
Ağır hasar almış yargıya ve hukuka duyulan güvenin yeniden tesisi için bir binadan ibaret hukuk fakültelerinin açılmasına ve içlerinin de siyasal iktidar tarafından doldurulmasına değil, zaten var olan hukuk fakültelerinde eleştirel düşünceyi ve temel hak ve özgürlüklere riayeti esas alan bir hukuk eğitimini hayata geçirmeye ihtiyacımız var."