18 Eylül 2024 Çarşamba

Şekerin özelleştirilmesi, Cargill'in ihyası

AKP Hükümeti emperyalist tekellerin emrine amade olduğunu son özelleştirme hamlesiyle bir kez daha gösterdi. Cargill tarzı üretim, pancar üreticisini, şeker fabrikalarında çalışanları işsiz bıraktığı gibi halk sağlığına da öldürücü bir darbe vuracak.
Şeker üretimine yapılan son Amerikan müdahalesiyle şeker fabrikaları özelleştirilecek, sektör nişasta bazlı zehre bağımlı kılınacak, tekeller ihya edilecek. 2009’da Danıştay’ın iptal kararı, 2012’de muhalefet nedeniyle gerçekleştirilemeyen özelleştirme, yoğun gündem arasında sessizce geçirilmek isteniyor.
 
Neredeyse iktidara geldiği günden beri Cargill şirketini kollamak adına pancar üreticisini yıkıma uğratan AKP hükümeti, şeker fabrikalarını kapatarak zincirin son halkasını tamamlamayı planlıyor. Daha önce NBŞ kotasını kademeli olarak artıran AKP, önündeki engelleri tümüyle kaldırmayı amaçlıyor. Pancara dayalı şeker sektörünü tamamıyla nişasta bazlı şeker üretimine dönüştürmenin planı çoktan yapılmış.
 
Tüm dünyayı şeker ve tatlandırıcı konusunda kendisine bağımlı hale getirmeyi misyon edinmiş Amerikan tekeli Cargill, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na sunduğu raporda özetle nişasta bazlı üretimin hakim kılınması için bir nevi direktif verdi. Bu tarzda yapılacak üretimin daha az maliyetle ve daha az su tüketerek gerçekleşeceğini savunan şirket, şeker pancarından yapılan üretimin kârlı olmadığını, dolayısıyla şeker fabrikalarının zarar ettiğini belirtti. Sunulan rapordaki çarpıcı ifadeler dikkat çekiyor. ‘Ulusal Şeker Piyasası ve Düzenleyici Reform Arayışları’ ve ‘Şeker Piyasası Mevcut Durum ve Değerlendirme Raporu’ isimli sunumlarda, mısırın pancara kıyasla daha fazla katma değer yaratacağından söz ediliyor. Uzun yıllardır kendi ürettiği genetiği değiştirilmiş mısır tohumlarını az gelişmiş ülkelere dayatan Cargill, şeker üretimini de kendi programına dahil ediyor. Pancarın depolanma koşullarından yola çıkarak 'gizli işsizlik sorunu' yarattığından dem vuran şirket, şimdi pancar sektöründe çalışan on binlerce işçi ve çiftçinin işsiz kalmasına neden olacak.
 
'DAHA AZ SU HARCIYOR' DEYİP SULARI ZEHİRLEMEK
 
“Yüksek bir verim için mısırın gelişim döneminde yaklaşık 480 mm su isteği bulunmakta iken şeker pancarının su tüketimi yaklaşık 900 mm’dir” tespitiyle kafaları karıştıran, Cargill 1997 yılında Bursa İznik'te 213 dönüm, birinci derecede tarım arazisi aldı ve burada kuracağı fabrikada İznik Gölü'nü besleyen suları zehirli atıklarıyla bozdu. Açılan davaların ardından dönemin ABD başkanı George W. Bush ile Erdoğan arasında yapılan görüşmenin ardından "Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu" değiştirilerek söz konusu arazi, 'özel endüstri bölgesi' ilan edilmişti. ABD'nin bu yöndeki baskısından söz etmişken bugünkü özelleştirme girişiminin ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'un ziyaretinin akabinde gerçekleştiğini de not etmek gerekir.
 
Üretici açısından bakıldığında, tatlandırıcı piyasasının gayretlerinin sonucunda, kısa sürede şu tablo ortaya çıktı: 1998 yılında 22 milyon ton olan şeker pancarı üretimi 2014 yılında 17 milyon tona gerilerken, çiftçi sayısı da 450 binden 130 binlere düştü ve hızla düşmeye devam ediyor. Özelleştirme saldırısıyla bu rakamlar dibe vuracak.
 
İNSANA VE ÇEVREYE KALICI HASAR VERİYOR
 
GDO'lu mısırdan elde edilen nişasta bazlı şekerin vereceği zararın iki yönü var. İlki ekonomik ikincisi ise insan ve çevre sağlığıyla ilgili. Nişasta bazlı şekerlerin, pancar şekerine göre kalp krizi, felç, kanser, Alzheimer ve şeker hastalığının oluşmasında 10 kat daha fazla etkili olduğu araştırmacılar tarafından belirtiliyor. Ayrıca bu şekerin üretiminde ortaya çıkan zehirli atıklar toprağı öldürürken, üstünde yaşayan tüm canlıları dolaysız şekilde etkiliyor. Bu şeker ve tatlandırıcıları kullanan Ülker gibi yerli tekellerin de işine geldiği için hükümetin bu yönde adım atması şaşırtıcı değil. Öte yandan hayvan yemi sektöründe söz sahibi olan şirket, GDO'ları bu şekilde de tükettiriyor. Yani kaçış yok!
 
Afyon, Alpullu, Bor, Burdur, Çorum, Elbistan, Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu, Kırşehir, Muş, Turhal ve Yozgat şeker fabrikalarının özelleştirilme kapsamına alınmasının ardından ileriki tarihlerde bu işletmelerin kapanacağı ve sektöre bağlı üretici köylü ve işçilerin işsiz kalacağını öngörülüyor.
 
Diğer yandan şeker üretimi tekelci zihniyetle yeniden inşa edildikten sonra yeni nesillere çok daha fazla glukoz ve fruktoz zehri yedirilecek-içirilecek. Market zincirlerinin rengarenk rafları da zaten şeker bağımlısı haline gelmiş iştahlı çocukları bekliyor...
 
Çok geç olmadan tehlike hakkında farkındalık yaratmak, konuyu çok yönlü ele alıp bu oyuna dur deme vaktidir.