5 Ekim 2024 Cumartesi

Saray rejimi sözleşmeden neden çekildiğini açıklama derdinde!

AKP Genel Başkan Danışmanı'ndan İçişleri Bakanı'na Saray rejiminin erkekleri, İstanbul Sözleşmesi'nden neden çekildiklerini açıklama derdine düştü.

Saray rejimi, kadınların direnişi nedeniyle ertelemek zorunda kaldığı, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme planını, yoğun siyasi gündem içinde gece yarısı çıkardığı kararname ile hayata geçirdi. Kadınlar gece yarısı kararnamesine karşı, "Kararı geri çek, İstanbul Sözleşmesi bizimdir" diyerek dün sokaklara çıktı. Söz konusu kararın geri alınması ve sözleşmenin uygulanması önümüzdeki dönemde kadın mücadelesinin temel gündemi olacak.

Dünden bu yana Saray'ın temsilciliğini yapan çeşitli isimler açıklamalar ile İstanbul Sözleşmesi'nden neden çekildiklerini izah etme çabasında.

İlk açıklama AKP Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay'dan geldi. Açıklamasında, iktidarın İstanbul Sözleşmesi'ni hedef haline getirirken kullandığı "Sözleşme eşcinselliği normalleştiriyor" yalanına sarıldı. Aktay İstanbul Sözleşmesi'nin "eşcinselliğin normalleştirildiği yönünde bir toplumsal algı oluşması nedeniyle" kaldırıldığını savundu. Aktay sözleşmeye dair kendi kişisel düşüncesinin ise bu yönde olmadığını iddia etti.

Saray'ın Adalet Bakanı Abdülhamit Gül de, sözleşmeyi fesih yetkisinin yürütmede olduğunu ileri sürdü. Ancak hukukçular, iktidarın bu görüşünü paylaşmıyor. Sözleşme, Meclis'te kabul edilerek uygulamaya girdiği için kanun hükmünde kararname ile ortadan kaldırılamaz. Gül, katledilen kadınlar ve cezasız bırakılan erkekler gerçekliğine karşı "koruma halkası güçleniyor" iddiasında da bulundu. Gül, kadına yönelik şiddeti iktidar olarak nasıl algıladıklarını da şu sözlerle özetledi: "Bu anlayışla tüm kurumlarımızla birlikte insanımızın onurunu, aileyi ve toplumsal dokumuzu korumaya kararlılıkla devam ediyoruz."

Sözleşmenin gasp edilmesinin ardından konuşan AKP'li erkeklerden biri de Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı Fahrettin Altun oldu. O da, "eğitim ve seçilme hakkı olmak üzere birçok konuda çifte standart olmaması için devrim niteliğinde yeniliklere imza attıklarını", kadınların önündeki "tüm engelleri kaldırdıklarını" öne sürdü, geleneksel devlet propagandasına sarıldı. Aktay, "İstanbul Sözleşmesi yaşatır" diyenleri "terör örgütleri ile aranıza mesafe koyun" diyerek yine hedef gösterdi.

Saray'ın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da, daha önceki açıklamalarında olduğu gibi bir kez daha Türkiye'de kadın katliamlarının sayısının azaldığını öne sürdü.

AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan'dan ise itiraf niteliğinde bir açıklama geldi. AKP'nin sözleşmenin gereklerini yerine getirmediğini itiraf eden Turan, "Sözleşme 10 yıldır yürürlükte. Çok istifade edildi ancak kadın cinayetleri durdu mu? Durmadı. Demek sadece bu sözleşmeye taraf olmak veya olmamak, bir konunun yok olmasını veya var olmasını sağlamaz. Biz kendimiz o sözleşme olmasa da ihtiyacımız olan mevzuatı hazırlarız" dedi.

AKP tarafından konuşan İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin iki kadın söz kurdu. AKP Genel Başkan Yardımcısı Fatma Betül Sayan Kaya, katıldığı bir televizyon programında feshedilen İstanbul Sözleşmesi'nin yerine Ankara Sözleşmesi'ni hazırladıklarını açıkladı. "Farklı polemiklerin gündeme gelmesiyle İstanbul Sözleşmesi'nin yerine farklı bir sözleşmenin gelmesi zorunlu olmuştur. Ankara Sözleşmesi hazırlıyoruz" ifadelerini kullandı.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ise, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararının ardından "Güçlü Kadın Güçlü Türkiye" etiketiyle paylaşım yaptı. Selçuk, 'Erdoğan'ın liderliğinde 2002'den bu yana Türkiye'deki tüm kadınların siyasi, ekonomik ve sosyal hayata katılımını desteklemek için önemli düzenlemeleri hayata geçirdiklerini' savundu. Kadın katliamlarını teşvik eden açıklamaları görmezden gelen AKP'li kadın bakan, "Şiddetle mücadelemizi dün olduğu gibi bugün de yarın da 'sıfır tolerans' ilkesi ile kararlılıkla sürdüreceğiz" diyerek kadın katliamlarının devam edeceğinin sinyallerini verdi.