12 Kasım 2024 Salı

Sağlık emekçilerinin mücadelesi sürüyor

Sağlık emekçilerinin mücadelesi sürüyor. İstanbul'da sağlık sisteminin öldüğünün altını çizen sağlık emekçileri, hastalarına daha uzun zaman ayırabilmek için iş bıraktıklarını kaydetti. Antalya'da ise "vergide adalet" eyleminin taleplerini yineleyen sağlık emekçileri mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı. 

İstanbul ve Antalya'da sağlık emekçileri eylemlerini sürdürdü. Sağlığın ticarileşmesine karşı mücadeleyi sürdüreceklerini belirten sağlık emekçileri, hastalarına daha fazla zaman ayırmak için eylemde olduklarını kaydetti.

İSTANBUL
İstanbul'da aile hekimleri sistemin öldüğünü belirtti lokma dağıttı. 5-7 Kasım tarihlerinde Sağlık Bakanlığı'nın Aile Hekimliği Yönetmeliği'ne karşı iş bırakma eylemi yapan aile hekimleri, grevin ikinci gününde Kadıköy İskele meydanında bir araya geldi.

"Eziyet yönetmeliğini istemiyoruz" pankartı taşıyan sağlık emekçileri, yeni düzenlemeyi aile hekimliği sistemine zarar vereceğine dikkat çekti. Eylemde, "Özellere kıyak ASM'ye dayak", "Yaşamak yaşatmak istiyoruz", "Ebe hekim el ele hep beraber greve" ve "Bakan istifa" gibi taleplerini içeren sloganlar yükseldi. Sağlık emekçileri, haklarını alana kadar mücadeleye devam edeceklerini belirtti. 

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası (BDS), Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-İş) gibi pek çok sağlık meslek örgütünün çağrıcısı olduğu eyleme onlarca sağlık emekçisi katıldı.

TTB Aile Hekimliği Kolu'ndan Emrah Kırımlı, "Bakanın bizden hasta bakmamızı istediği süre kadar konuşacağım" diyerek başladığı konuşmasında, Türkiye'nin tüm yerinde aile sağlığı merkezlerinin (ASM) kapalı olduğunu, çalışmadıklarını kaydetti. Kırımlı, "Herkes ne dediğimizi, kimin için istediğimizi biliyor. Biz hastalarımızın sağlığı için kendi emeklerimizin gasp edilmemesi için buradayız. Devam edeceğiz o bakan gidecek daha öncekiler gibi biz buradayız" ifadelerini kullandı.

Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası'ndan Ahmet Erdem Uğurlu, Sağlık Bakanlığı'nın yönetmeliğine karşı mücadelenin süreceğini belirtti. Uğurlu, "Bakanlık sesimizi duymazsa eylemlerimiz devam edecek ve daha da büyüyecek" diyerek kararlılık mesajı verdi. "Biz haklıyız ve kazanacağız" sözleriyle de hak taleplerinden vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Uğurlu, sağlık çalışanlarının mesleki haklarının korunması gerektiğine dikkat çekti.

Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası (BDS) İstanbul İl Temsilcisi Melike Sigeze, "Bizler ASM'lerde koruyucu sağlık hizmeti vermek istiyoruz. Bu yeni yönetmeliği yapan bakan, ticarileşme zihniyetiyle hareket ediyor. Ne biz ticarethaneyiz, ne de hastalarımız müşteri" dedi. Sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesine karşı olduklarını söyleyen Sigeze, bakanlığın toplum sağlığını tehdit eden aşı karşıtlarına karşı hiçbir yaptırım uygulamadığını belirtirken, aşı yaptırmayan aileler yüzünden sağlık çalışanlarının maaşlarının kesildiğini söyledi. Ebe ve hemşirelerin yoksulluk sınırının altında maaş aldığını belirten Sigeze, yeni yönetmeliğin bu ücretleri daha da düşüreceğini dile getirdi.

Hekim Birliği Sendikası İstanbul Şube Başkanı Janet Düzgün, "Yaşamak ve yaşatmak için tüm olumsuzluklara karşı yan yanayız" dedi. Sağlık çalışanlarının, halkın sağlığını ve özlük haklarını savunmak için sahaya inmeye zorlandığını dile getiren Düzgün, sağlık hizmetlerinin ticarileştirilmesine karşı duracaklarını belirtti.

İstanbul Aile Hekimliği Derneği Başkan Yardımcısı Ali Köme, hastalarına grev nedeniyle bir süre çalışmayacağını önceden bildirdiğini anlattı.Köme, "Hastalarımla cuma günü vedalaştım, üç gün olmayacağımı söyledim. Neden diye sordular. 'Sana ayırmam gereken zamanı artırmak için iş bırakıyorum' dedim. Ne mutlu bana ki hepsi arkamızda olduğumuzu söylediler" diyerek destek gördüğünü belirtti. Köme, sağlık çalışanlarının bu meydanlara vatandaşların hak ettikleri sağlık hizmeti süresini savunmak için geldiklerini vurguladı.

SES İstanbul şubeleri adına konuşan Anadolu Şube Başkanı Hatice Yayla ise, sağlıkta dönüşüm politikalarının halkın sağlık hakkını giderek zorlaştırdığını dile getirdi. Yayla, "Biz sağlıktaki dönüşüm sisteminin ölüm getireceğini yıllardır söylüyoruz. Devlet, sağlıkta dönüşümle halkın sağlık alma hakkını tamamen ortadan kaldırdı. Bir de ASM'lerde sağlık hizmetine erişim daha da zorlaştı" diyerek halkın sağlık hakkını savunma mücadelesine katılması gerektiğini ifade etti. Yayla, mevcut yönetmeliğin sağlık hizmetlerini ticarileştirdiğini ve vatandaşların da bu mücadelede yanlarında olması gerektiğini belirtti. Sağlık emekçileri, açıklamanın ardından aile hekimliği sisteminin yeni yönetmelikle öldüğünü ilan ederek vatandaşlara lokma dağıttı. Eylem halaylarla, sloganlarla devam etti.

ANTALYA
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya Şubesi 1 Kasım 2024 günü yürürlüğe giren Aile Hekimliği Yönetmeliğinin geri çekilmesi ve Vergide Adalet talebiyle eylem yaptı. Muratpaşa İlçe Sağlık Müdürlüğü önünde toplanan SES üyeleri sloganlarla hem yönetmeliği protesto etti hem de vergide adalet istedi. Yapılan eylemde yayınlanan yönetmelik çöpe atıldı.

SES Antalya Şube Eşbaşkanı Kaan Taşer yaptı. Taşer, şu talepleri hatırlattı: "Kamusal bir hizmet olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin fiziki ve tıbbı donanımı ve aile sağlığı merkezleri kamu tarafından sağlanmalıdır. Halkımıza nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmemiz için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır. Koruyucu sağlık hizmetleri önemsenmeli, hekim başına düşen sayı 2.000 aşmayacak şekilde artırılmalıdır. Kadrolu ve güvenceli istihdam modeli ile yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmeli, aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir. Kadrosuz, güvencesiz bir şekilde çalışan emekçiler kadroya geçirilmelidir. Aile hekimlerine ve tüm sağlık emekçilerine emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, insanca yaşamaya yetecek düzeyde, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş ödenmelidir. Yüzde 35 vergi kesintilerinden vazgeçilip her ay sabit kalmak koşuluyla en fazla yüzde 15 vergi kesintisini hayata geçirilmelidir."

Taşer, mücadelenin süreceğinin altını çizdi.