26 Kasım 2024 Salı

Sağlık emekçileri: Artık yeter

"Evet, başarıyorsunuz. Pandemiyle, depremle, genelgelerle, şiddetle ölüyoruz" diyen sağlık emekçileri, pandemide de, depremde de iktidarın emekçilerin yaşamını dikkate almadığını belirtti. Sağlık emekçileri, "Artık yeter" dedi.

Sağlık Bakanlığı'nın genelgesi ile sağlıkçıların yaşam hakkının yok sayıldığını belirten SES İstanbul Şubeleri, meslek hastalığı taleplerinin yok sayılarak ölüme terk edildiklerini söyledi. 
 
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İstanbul Şubeleri, pandemi sürecinde sağlık çalışanların yaşadığı sorunlara dikkat çekmek için İstanbul İl sağlık Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı.

"Pandemiyle, depremle, genelgelerle, şiddetle ölüyoruz" pankartının açıldığı eylemde, "Atamalar yapılsın ihraçlar geri dönsün", "Çocuk izni ebeveynin iznidir" ve "Sağlıkta yaşanan sorunların sorumlusu sağlık çalışanları değildir" dövizleri taşındı. Sağlık emekçileri, "Artık yeter tükeniyoruz" ve "Yaşamak, yaşatmak istiyoruz" sloganlarını attı.

Basın açıklamasını SES Anadolu Şube Eşbaşkanı Nurdan Gürer, yaptı. Pandeminin yaklaşık bir yıldır sürdüğünü, İzmir'de yaşanan depremin ardından yaşananların da ülkenin salgın ve doğal afetlere ne kadar hazırlıksız olduğunu gözler önüne serdiğini söyledi. Gürer, "Ülkeyi yönetenler, deprem, sel gibi afetlere karşı ekolojiye uygun, uygun zemin etüdü ve inşası yapılması gereken yapıların denetimlerini yapmak yerine bu alanları da rant kapısına dönüştürerek denetimsiz, keyfi uygulamalarla binlerce insanın yaşam hakkını yok saymıştır" dedi. 

Depremin hemen ardından, Meclis'te deprem yerine emekçilerin kıdem tazminatlarını, emeklilik haklarını ortadan kaldıran yasanın görüşüldüğünü hatırlatan Gürer, Gölçük depreminin hemen ardından da emeklilik yaşının yukarı çekildiği  "Mezarda emeklilik" yasasının yasalaştığını hatırlattı. 

'PANDEMİYLE, DEPREMLE, ŞİDDETLE BİZİ ÖLDÜRÜYORSUNUZ'
Pandeminin başından beri 132 sağlık emekçisinin yaşamını yitirdiğini anımsatan Gürer, 40 bin emekçinin ise efekte olduğunu söyledi. Gürer, "Artık yeter, tükeniyoruz, ölüyoruz" diyen sağlık emekçilerinin haykırışlarının duyulmadığı gibi 27 Ekim'de çıkarılan genelgeyle de yıllık izin ve emeklilik haklarının gasp edildiğini söyledi. 

Sağlık emekçilerinin, koronanın meslek hastalığı sayılması talebinin de görülmediğini kaydeden Gürer, şunları söyledi: "Buna rağmen, izolasyon süremiz bitmeden, test sonucumuz hala pozitifken, teste ve grip aşısına ulaşamazken çalıştık. Pandeminin gittikçe arttığı bu dönemde yıllık izinleri kaldırarak, valilik genelgesiyle 'tüm kamu kurumlarında' diye başlayan yazıda yine sağlık emekçileri hariç diyerek bize ölün diyorsunuz. Evet, başarıyorsunuz. Pandemiyle, depremle, genelgelerle, şiddetle ölüyoruz."

Gürer, sağlık emekçilerinin taleplerini şöyle sıraladı:

-Atama bekleyen sağlık emekçilerinin kadrolu, güvenceli ataması yapılmalı.

-Haksız hukuksuz olarak ihraç edilen sağlık emekçileri işlerine dönmeli.

-Güvenlik soruşturması sebebiyle işe başlatılmayan sağlık emekçilerinin işlerine başlamasını istiyoruz.

-Pandemi yönetiminde sağlık alanındaki emek ve meslek örgütlerinin sürece dahil edilmeli.

-Covid 19'un meslek hastalığı kapsamına alınması gerekir.

-PCR testlerinin sağlık emekçilerine haftada bir yapılması lazım.

-Grip aşısı tüm sağlık emekçilerine bir an önce yapılmalı.

-İzin ve dinlenme hakkı, emeklilik hakkı gibi kazanılmış haklarımıza hiçbir koşul altında dokunulmamalı.

-Kamu kurumunda çalışanlara sağlık çalışanları da dahildir. Sağlık çalışanlarının tamamını kapsayan ,dönüşümlü çalışma, hamilelerin, kronik hastalığı bulunanlarının idari izinli sayılmasını, çocuklu çalışanlardan talep eden ebeveynin idari izinli sayılmasını istiyoruz. 

-Sağlıkta şiddetin önlenmesini, bütün sağlık emekçilerinin temel ücretlerinin yoksulluk sınırının üzerinde olacak şekilde düzenlenmesini istiyoruz."