'Sağlık Bakanlığı bütçesi pandemi koşullarına uygun hale getirilmeli'
Sağlık alanındaki emek ve meslek örgütleri 2021 yılı sağlık bütçesine ilişkin ortak açıklama yaparak, bütçenin Covid-19 pandeminin ihtiyacını gözetecek şekilde düzenlenmesini istedi.
Türk Tabipleri Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Türk Diş Hekimleri Birliği, Türk Eczacılar Birliği, Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası, Türk Hemşireler Derneği, Türk Medikal Radyoteknoloji Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği ile Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği ortak açıklama yaparak, 2021 bütçesinin "yerelden katılımcı" olmadığına vurgu yaptı.
Kasım ayında Meclise getirilen 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nde pandemi koşullarının gözetilmediğini kaydeden sağlık emek ve meslek örgütleri, emekçilerin sağlıksız koşullarda uzun saatler çalışmaya ve açlık ücretine mahkum edildiğini belirtti. Yoksulluk içinde yaşamak zorunda kalan işçi ve emekçilerin pandemi koşullarında yüksek enflasyon nedeniyle "güvenli olmayan gıda, eksik beslenme, kötü barınma koşullarıyla birlikte daha sık ve kolay hastalan"dığına dikkat çeken sağlık emek ve meslek örgütleri, "Bu kesimler Covid-19'u daha ağır geçirmektedir" dedi.
Toplum sağlığının Sağlık Bakanlığı'nın, bütçeden yeterli kaynak ayırarak insanların refah düzeyini artırmanın da diğer bakanlıkların sorumluluğunda olduğunu söyleyen sağlık emek ve meslek örgütleri, açıklamada şunları kaydetti: "Bu bütçe, Covid-19 salgınına karşı mücadele ile geçecek önümüzdeki 2 yıla dair kamusal mücadele programı içermemektedir. Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere salgınla ilişkili diğer bakanlıklar (Ekonomi, Çalışma ve Sosyal Politikalar ve Milli Eğitim gibi) ödeneklerinin dağılımı böyle bir sorunun siyasal iktidarca yeterince görülmediğini ortaya koymaktadır."
Tedavi Edici Sağlık Hizmetlerinin içinde Covid-19 pandemisine sadece bilgi sistemi altyapısı ve teknolojisinin geliştirilmesi olarak yer verilmesini eleştiren sağlık emek ve meslek örgütleri, pandemi için ayrı bir bütçe oluşturulmamasının bütçedeki en büyük eksiklik olduğunu kaydetti.
Personel giderlerinin Sağlık Bakanlığı bütçesinden çıkarılmasını öneren sağlık emek ve meslek örgütleri, yatırım ödeneklerinin de pandemi süreci göz önüne alındığında halkın nitelikli sağlık hizmeti almak için yeterli olmadığını kaydetti.
SAĞLIK EMEK VE MESLEK ÖRGÜTLERİNİN TALEPLERİ
Sağlık alanında örgütlü emek ve meslek örgütleri Sağlık Bakanlığı bütçesine ilişkin taleplerini de sıraladı:
■ Sağlık Bakanlığı bütçesi pandemi koşullarına uygun hale getirilmelidir. Tedavi edici değil, koruyucu sağlık hizmetlerinin payı artırılmalıdır.
■ Sağlık Bakanlığı bütçesi genel bütçenin en az yüzde 10'unun üzerinde olmalıdır.
■ Genel bütçe gelirleri içinde gelir vergisinin payı zenginlerden ve kurumlardan olacak şekilde artırılmalıdır. Özellikle önümüzdeki yıllar için servet vergisi uygulaması düşünülmelidir. Dolaylı vergiler, temel gıda, elektrik, su, ulaşım gibi ihtiyaçlar üzerinden kaldırılmalı ya da azaltılmalı. Asgari ücret üzerinden gelir vergisi alınmamalıdır.
■ Şehir/şirket hastaneleri statüsünden vazgeçilerek kamuya bağlı devlet hastanelerine dönüştürülmeli, dolar üzerinden ödenen fahiş kiralardan vazgeçilmelidir.
■ Son yıllarda giderek azalan genel bütçe yıl sonu ödeneğinin Gayri Safi Yurtiçi Gelir içindeki payı yeniden artırılmalı, yüzde 40'ın altında olmamalıdır.
■ Bütçeden personel giderleri çıkarılarak, sağlık hizmetlerine aktarılmalıdır.
■ Sağlık hizmetleri harcamalarında merkezi devlet harcamalarının payı artırılmalı, SGK ve hane halkları harcamalarının payı azaltılmalı, SGK'ye genel bütçeden aktarılan pay artırılmalıdır. SGK'nın özel hastanelere yaptığı ödemeler azaltılmalıdır. SGK'nin özel hastanelerden hizmet satın alması hizmet başına (fee-for-services) ve vaka başına (case payment) ödeme ile değil, toptan bütçeleme (global butgetting) ile olmalıdır. Katkı-katılım, ilave ücret gibi hiçbir ad altında halktan sağlık hizmetleri için ücret alınmamalıdır.
■ Ekonomideki krizi aşmak için çözüm olarak "acı reçete" çıkışının yerine resmi kurumlara alınan araç filolarından, kiralanan konutlardan, "itibar" denilen aşırı ve lüks tüketimden vazgeçilmelidir.
■ Sağlık emekçileri sayısı OECD ortalamasına güvenceli ve kadrolu istihdamla çıkarılmalıdır. Görevlerinden uzaklaştırılan ve hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan sağlık emekçileri derhal işe başlatılmalıdır.
■ Sağlık emekçilerine ek ödeme, döner sermaye vb. adlarla yapılan, ekip anlayışını bozan, rekabet oluşturan ve çalışma barışını bozan ödeme yöntemi yerine yoksulluk sınırının üzerinde, tek kalemde, tamamı emekliliğe yansıyacak şekilde maaş ödenmesi yapılmalıdır.
■ Özel sağlık kurumlarına aktarılan her türlü pay kaldırılmalıdır. Kamu sağlık kurumları ve sağlık eğitimleri için bütçeden ayrılan pay yükseltilmelidir.
■ Covid-19 pandemisinde gördüğümüz gibi tüm ülkelerde sağlık sistemi çökme aşamasına gelmiştir. Mevcut kapitalist sistemin doğaya orantısız müdahalesi nedeniyle yeni pandemilerin devamı olacağı da öngörülmektedir. Bu nedenle toplum sağlığı için Sağlık Bakanlığı'nın politikalarının kentleşmeden tarıma, çevre temizliğinden üretim ilişkilerine kadar müdahil olacak bir yapıya büründürülmesi gerekmektedir. Ayrıca yaşanması muhtemel yeni salgınlara karşı da bütçe kalemi oluşturulmalıdır.
■ Sağlık hizmetlerinin üretilmesi planlanması ve sunulmasının tüm aşamalarında sağlık emekçileri ve örgütlerini ve halkı karar alma süreçlerine dahil edecek mekanizmalar oluşturulmalıdır.