26 Kasım 2024 Salı

Pressan işçileriyle dayanışma çağrısı

Pressan işçilerinin direnişi sürüyor. İşçilerin mücadelesini sahiplendiğini kaydeden İşçi Emekçi Birliği, kamuoyuna dayanışma çağrısı yaptı. 

İşçi Emekçi Birliği, direnişteki Pressan işçileriyle dayanışmak için basın toplantısı yaptı. "Pressan işçilerinin sendikası TOMİS'tir" yazılı pankartın asıldığı açıklama ilk sözü direnişçilerden Selçuk Çelik, aldı. 8 buçuk yıldır Pressan'da çalıştığını ve hakkını aradığında ise işten çıkarıldığını belirten Çellik, çalışma koşullarını, sendikalaşma süreci ve ardından baskı ve mobinge karşı komiteleşme deneyimlerini aktardı.

TOMİS'i, 2015'te Metal Fırtına'da göstermiş olduğu mücadeleden dolayı seçtiklerini ifade eden Çelik gelinen noktada patronun direnişe tahammülsüzlüğünü anlattı. Fabrikanın kameralarla çevrelendiğini, kapısına polis yığınağı yapıldığını, içeride baskının arttığını ve dirençle karşılaşan patronun yasal olmayan yollara başvurduğunu hatırlatan Çelik şöyle devam etti: "Çalışma Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ile ortak suç işlediler. Sermaye gücünü her yerde görüyoruz. Sermayenin bu çarkını kırmak için mücadelemizi sonuna kadar yürüttük. Devletin kurumları patrona TM ile masaya oturtup TOMİS'i tasfiye etmeye çalıştı. İşçilerden zorla e-devlet şifreleri toplanarak Türk Metal'e üye yapıldı. Bir günde Türk Metal'e yetki verildi. Bu suça ortak olmayacağız, kesinlikle mücadele edeceğiz. Bu olayın aydınlatılmasını istiyoruz. Biz direnişteki işçiler olarak mücadelemizi sonuna kadar yürüteceğiz."

TOMİS adına Dilbirin Acar söz aldı. 2022 yılı başlarında birçok işkolunda işçilerin açlığa, yoksulluğa karşı mücadele ettiğini hatırlatan Acar şunları ifade etti: "Pressan işçileri 2022 yılının başında sendikamızın kapısını çaldığında başta düşük ücretler olmak üzere, fabrikada yaşanan kölelik koşullarını değiştirmek istediklerini ifade ettiler, biz de kapımızı sonuna kadar açtık ve birlikte mücadeleye başladık. Karşımızda sadece Pressan patronu olmadığını biliyorduk, üyesi olduğu MESS'in karşımızda olduğunu biliyorduk."

MESS'i mücadele eden sendika yöneticilerine karşı baskılardan tanıdıklarını belirten Acar "Pressan'da yaşanan hukuksuzluklarda MESS de sorumlu" dedi. Fiili meşru mücadelenin yani sıra hukuki mücadeleyi de yürüttüklerini, gerekli başvuruları yaptıklarını aktaran Acar "Şikayetlerimize tek yanıt vermeyen devlet kurumları TM çetesinin yetki başvurusunu sadece 24 saatte onayladı" dedi. Acar şöyle devam etti: "Çünkü Pressan'da işçinin söz, yetki, karar hakkına sahip olmasını istemiyorlar. İşçilerin insanca çalışıp yaşayabilecekleri koşullara sahip olmasını istemiyorlar. Pressan işçilerinin karşısına 2. Patron olarak TM'i çıkarıyorlar. Biz TM'i tanıyoruz. 12 Eylül'ün ürünü TM, işçinn aidatlarından saltanat kuran ağa-bey takımıdır."

Söz alan Av. Mehmet Eroldu, Pressan fabrikasında yaşanan huzursuzlukların şaşırtıcı olmadığını, birçok iş yerinde benzer sorunların olduğunu, patron tarafından hayata geçirilen uygulamaların hukuksuz ve açık suç olduğunu ifade etti. Anayasal haklarını kullanan işçilere yönelik saldırılara karşı hukuki mücadele veren işçiler içini mahkemelerinin tiyatrodan öteye geçmediğini, kalıcı kazanımlar için işçi sınıfının hukukuna ihtiyaç olduğunu söyledi.

İşçi Emekçi Birliği adına söz alan Nurseli Gözüaçık, Pressan fabrikasında mücadele eden işçilerin mücadelesine ve taleplerine sahip çıktıklarını, sermayenin saldırılarına karşı işçi, emekçilerin birliğini savunduklarını ifade etti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından ülkedeki sendikal örgütlenmenin düşük olduğu yönündeki açıklamalara rağmen on binlerce işçinin sendikalı olduğu için işten çıkarıldığını söyledi. Pressan işçileri başta olmak üzere işçi, emekçilerin mücadelesini ileriye taşımak için birlikte mücadele çağrısı ile sonlandırdı.