Patronlar patlamanın suçunu yöneticilere ve işçilere attı
Hendek'teki fabrikanın patronları Ali Rıza Ergenç Coşkun ve Yaşar Coşkun, sorumluluğu yöneticilere ve işçilere yıktı. Kendilerini savunan patronlar, "Cenazeyi almadan tazminat peşine düştüler" iddiasında bulundu.
Sakarya'nın Hendek ilçesindeki havai fişek fabrikasında meydana gelen patlama nedeniyle gözaltına alınan fabrika sahiplerinden Ali Rıza Ergenç Coşkun adli kontrol şartıyla salıverildi, oğlu Yaşar Coşkun ise tutuklandı. Patronlar, savcılıkta verdikleri ifadelerde patlamanın sorumluluğunu fabrika yöneticilerine yıkmaya çalıştı, işçileri suçladı.
Yaşar Coşkun, "Cenazeyi almadan tazminat peşine düştüler" dedi. Yaşar Coşkun, ifadesinde patlamaya barutun stok yapılmasının neden olduğu yönündeki açıklamalara değinerek "Barutu stoklama şansımız yoktur. Kanuni sınırlaması vardır. Stok yapma durumumuz söz konusu değildir" dedi.
Koronavirüs sürecinde faaliyete devam ettiklerini belirten Coşkun, "Üretim durmadı. Ancak üretim düştü. Devletimizin, milletimizin yanında olmak için zor şartlar içerisinde üretime devam ettik. Ürünler depolara konuldu. Bu süreçte üretilen malzemenin hangi depoya konulduğunu depocular bilir. Hangi depoda ne kadar iyi mal, malzeme vardı, bunu ben bilmiyorum. Ne kadar ürün stoklandığını da bilmiyorum. Ancak çok aşırı bir yığılma olmamıştır" diye konuştu.
AVUKATLARIN İŞİ
Müştekilerin ve iş güvenli uzmanı Aslı Bozkurt'un, işçilerin daha fazla üretim yapması için baskı yapıldığı yönündeki beyanlarına da değinen Coşkun, "İşçilere baskı yapılmaz. Herkesin üreteceği mal standarttır. Bu iddialar, medyanın veya müştekilere tazminat davalarında vekillik etmek isteyen avukatların ve sigorta şirketlerinin yönlendirmesi sonucu verdikleri ifadelerdir. Kulağımıza vefat eden Ramazan Kor'un ailesinin daha cenazeyi almadan tazminat peşine düştüğü duyumları geldi" iddiasında bulundu.
'ÇOK YOĞUNUM'
Çalışan işçilerin yanlarında mevzuat gereği bulundurması gerektiği kadar malzeme bulundurduklarını öne süren Coşkun özetle şunları söyledi: "Bunun, belirlenmesinin sorumluları ise kimya mühendisleri ve iş güvenliği uzmanıdır. Uyarılara rağmen işçiler fazla malzeme getirmeye devam ediyorsa işçiler de sorumludur. Bunun kontrolü ve sorumluluğu bende değildir. Bu hususta iş güvenliği ve sorumlu müdür deftere yazmış ise de bana iletmemiştir. Ayrıca defter önüme gelmemiştir. Gelseydi zaten imzam olurdu. Yapılan iş güvenliği toplantısına en son 4-5 sene kadar önce katılmıştım. Bundan sonra toplantılara katılmadım çünkü fabrikanın işveren vekili Asiye Hanım'dır. İmza yetkisi ondadır. MÜSİAD Başkanı olduğum için çok yoğunum. Yaklaşık 3-4 yıldır fabrikaya nadiren gelirim. İş güvenliği uzmanı Aslı Bozkurt'un tespitleri varsa çalışmaya neden devam etti ya da neden durumu deftere yazmadı. Çalıştığı sürece de bana herhangi bir eksiklik bildirmemiştir. Ayrıca fabrikada yılda 3-4 denetim yapılırdı. Kesinlikle bize denetimden önce haber gelmezdi."
'BİLGİM OLMADAN BASKI YAPILMAZ'
Ali Rıza Ergenç Coşkun ise ifadesinde, "İşçilere daha fazla malzeme üretmeleri için baskı yapılmaz" iddiasında bulundu. Kendisinin bilgisi ve talimatı olmadan işçilere baskı yapılamayacağını vurgulayan Coşkun, "Ben asla böyle bir talimat vermedim" diye kendini savundu.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre Coşkun, "Bugüne kadar işçilerin yanlarında bulundurdukları malzeme nedeniyle sıkıntı yaşamadım. Toplantılara iş güvenliği uzmanları katılır. Evrakı ise Yaşar Coşkun'a imzalatırlar. Denetimleri önceden haber almamız söz konusu değildir. Denetimlerde eksiklerle ilgili para cezası kesildiğini kesinlikle hatırlamıyorum. Birkaç kez meydana gelen iş kazalarından dolayı bir iki gün işyerinin kapatıldığı olmuştur" şeklinde konuştu.