Pandemide ikinci dalga ve devrimci görevler
Komünistler, işçilerin ve ezilenlerin en acil sorunlarından ve taleplerinden hareketle, politik İslamcı faşist sömürgeci saltanatı yıkma mücadelesini, ezilenlerin birleşik direnişini örgütlemekle yükümlüdür. Yani, sağlık sektörü ve diğer yaşamsal sektörler dışında çalışmanın durdurulması, tüm işçiler için ücretli izin hakkı ve iş güvencesi, yoksullar için asgari geçim geliri, ev içi emek için ücret, bütün tutuklu ve hükümlülerin serbest bırakılması, kadına yönelik şiddetteki tırmanışa karşı İstanbul Sözleşmesi önlemlerinin uygulanması, savaşa ve diyanete değil sağlığa bütçe ayrılması, parasız sağlık hakkı, herkese test, tedavi ve aşı imkanı, güncel planda, politik ajitasyonun ve eylemin somut konuları, devrimci-demokratik mücadelenin somut şiarlarıdır.
Halk sağlığını tekelci ekonomi çarkını döndürme amacına kurban eden pervasızlık, hasta sayısı ile vaka sayısını ayrıştırıp salgın gerçeğini gizleyen düzenbazlık, milyonlarca işçiyi açlık ve sefalet girdabı ya da virüsten ölüm riski ikilemiyle fabrikalara ve işyerlerine tıkmayı sürdüren zorbalık, sağlık emekçilerinin yığınsal düzeyde enfekte olmalarına göz yuman umursamazlık, Türk Tabipleri Birliği'ni hedef alan faşist saldırganlık uğraklarından geçerek, koronavirüs krizinde yeni dalganın korkunç bir hızla kabardığı bugünkü noktaya geldik. Şimdi yine, tek çare diye ambalajlanan yeni kısıtlama ve yasak kararları, faşist şef Erdoğan'ın iki dudağı arasında.
Emekçi sol hareket ise pandemide ikinci sınav dönemiyle yüz yüze. EMEP ve Sol Parti örneklerinde, "tam kapanma" gereğini tekrarlamanın pek ötesine geçmeyen söylemlerde, bir kez daha, sınıf mücadelesi pratiğini adeta karantinaya alma yaklaşımı göze çarpıyor. "Hayat eve sığar" ibaresinde simgelenen ideolojik salgına, fiziksel mesafe yerine "sosyal mesafe" alan bilinç körelmesine soldan şuursuzca tempo tutma hevesine kapılmanın bu gibi örnekleri elbette ciddi bir eleştiriyi hak ediyor. Buna karşılık, komünist öncü, yürümeyi aylar önce başarıyla deneyimlediği yolu, bu defa daha güçlü, daha ustaca ve daha etkili adımlamaya soyunuyor.
Pandeminin bu ikinci dalgasında, bir yandan yeni karantina ve kısıtlama tedbirlerinde, yayılması muhtemel sokağa çıkma ve şehirler arası seyahat etme yasaklarında, diğer yandan toplumsal psikolojinin halihazırdaki değişim halinde, işçilerin ve ezilenlerin çaresizlik içindeki tepki ve beklentilerinde somutlaşan güncel koşullar, komünist öncüyü, siyasal-örgütsel çalışmalarını bu defa da değişen duruma hızla adapte etmeye çağırıyor.
Pandeminin ilk dalgasında olduğu gibi, partinin bu değişen duruma siyasal-örgütsel adaptasyon yeteneğini yine konuşturacağına şüphe yok. Çünkü o, işçi sınıfı ve ezilenlerin en bilinçli ve en fedakar bölüğü olarak, baştan sona politik sınıf savaşımında ete kemiğe büründürdüğü devrimci amaçlarına tam bir bağlılıkla, mücadelenin en ön mevzilerinde konumlanıyor. Özgücüne güveniyor, hem birleştiricilik hem de sürükleyicilik misyonunu taşıyor, en zorlu ve en alışılmadık koşullarda bile çaresizlik diye bir şey tanımıyor.
Komünist öncünün ikinci dalga pandemi koşullarından farklı biçimlerde etkilenen her mücadele cephesi ve her örgütü, mutlaka ki, siyasal-örgütsel çalışmalarını yeni duruma kendi özgünlüğünde uyarlayacaktır. Bir bütün olarak fiili meşru mücadele cephesi ise, özellikle pandeminin ilk dalgası boyunca biriktirmiş olduğu çalışma deneyimleri ve edinmiş olduğu siyasal-örgütsel başarılarla, bugünkü ikinci dalga koşullarının belirlediği mücadele görevlerini hakkınca omuzlayacaktır.
Söz konusu deneyimler, "örgütsel mesafe" açılmasına izin vermemenin, örgütlü güçlerle teması tazeleyip sürdürmenin, örgütsel ilişki ağını derhal yeni durumun gereklerine göre yapılandırmanın öncelikli görev olduğuna yeterli açıklıkla işaret ediyor. Örgütsel ilişkinin, bu özgün durumda, hem dijital iletişim teknolojisini etkin kullanmayı, ama hem de mümkün olan her anda bir araya gelmekte ısrarcı davranmayı gerektirdiği de gayet iyi biliniyor. Örgütsel ilişkilerde süreklilik, en başta, değişen durumda da düzgün örgüt işleyişinin fiziki imkanlarını temin etmeyi ve bununla beraber, her kolektif birimin bir siyasal-örgütsel inisiyatif merkezi olma rolünü üstlenmesini şart koşuyor.
Yüksek risk grubunda bulunmasından dolayı özel tedbir uygulanması gerekebilecek her bir yoldaşın kendi bireysel kararıyla değil de kolektif kararla belirlenmesi, söz konusu yoldaşların atıl kalmalarının gerek bireysel ve kolektif eğitim planları gerekse somut pratik görevler yoluyla muhakkak engellenmesi dolaysız önderliğin görev alanındadır. Keza, özellikle sokağa çıkma yasağı koşullarında önemi daha da artan yaşam alanı komünlerini, bileşimlerini, günlük yaşam kurallarını, tartışma konularını, eğitim ve üretim önceliklerini, siyasal-örgütsel çalışma biçimlerini, bireysel ve kolektif raporlarla denetimlerini somutlaştırıp yeniden kurmak da dolaysız önderliğin önemli bir görevidir. Bilhassa eğitim çalışmalarında önceki karantina döneminde yakalanan başarılar daha da geliştirilmeli ve genelleştirilmeli, okuma ilgisizliğini yenilgiye uğratmada, Marksizm Leninizm'in başlıca ilkelerini, parti çizgisini ve terminolojisini, temel parti görüşlerini kavrayıştaki yüzeysellikleri aşmada, devrimci nitelik biriktirmede hem kolektif hem de bireysel düzlemlerde yeni adımlar atılmalıdır. Bu kapsamda, örgütçülük niteliğini, örgütleme pratiğini ve örgüt işleyişi normlarını konu edinen eğitim çalışmalarının, komünist öncünün en büyük güncel ihtiyaçlarından birine, kitle içindeki örgütleyici çalışmalarını güçlendirmeye ciddi bir katkısı olacağı unutulmamalıdır.
Tam da burada, dolaysız önderliğin ikinci dalga pandemi koşullarındaki örgütsel başarısını tayin edecek esas halkaya gelmiş oluyoruz: kuvvet seferberliğinde "öncünün öncüsü" çerçevesinin ötesine geçmek! Fiili meşru mücadele cephesinde birinci dalga koşullarındaki siyasal-örgütsel başarı, çok büyük ölçüde, partinin en örgütlü kuvvetinin, adeta omurgasını meydana getiren kadroların hareketine dayanmıştı. Bu kez başarı çıtasını yükseltmenin, parti gövdesinin daha yaygın hareket etmesini sağlamanın, öncünün politik kitle ajitasyonu ve eylemini gerçekleştiren aktif kuvvetin niceliğini artırmanın zamanıdır. Bu özgün eşiği geçmek, her şeyden önce, kolektif örgütsel işleyişi günlük yönetim komitelerinin ötesinde de fiziken devam ettirmenin, fiili engeli olmayan her örgütü kendi sorumluluk sahasındaki bütün ilişkileri sürdürmeye yöneltmenin, kısıtlamalara ve yasaklara rağmen sokakta mücadele görevlerini omuzlama motivasyonunu yayıp kitleselleştirmenin imkanlarını kesin bir devrimci iradeyle değerlendirmek demektir. Açık ki, hazır ve potansiyel kuvvetinin politik ajitasyon ve eyleme seferber edebildiği bölümünün genişlemesiyle, ancak bu sayede, komünist öncünün işçi sınıfı ve ezilenlerin ileri kesimleriyle temas noktaları çoğalabilir, antifaşist kitleler içindeki örgütleyici çalışmaları güçlenebilir.
Merkezi açıklamalar ve genelgeler, özellikle politik çalışmalardaki devrimci irade ve yön birliği açısından birer kılavuz niteliğindedir. Her düzeyden örgüt veya örgütsel sorumlu, herhangi bir özel hatırlatma beklemeksizin, böylesi açıklamaları ve genelgeleri gündemleştirmekle, kendi alanında somut hareket planlarına dönüştürmekle yükümlüdür. Politik kitle çalışmasının birçok araç ve biçimi birinci dalga pandemi süresince devreye sokulmuş, komünist öncünün deneyim cephaneliğine başarıyla kaydolmuştur. Politik savaşım pratiği, hiç kuşkusuz, bunlara yenilerini ekleyecektir. Başlıca politik ajitasyon aracı olan gazetemizi kitlelerle buluşturmanın kanalları açık tutulacak, pankartlar, duvar gazeteleri ve yazılamaları emekçi mahallelerinden ve işçi havzalarından eksik olmayacak, dijital ajitasyon-propaganda mecralarında etkinlik çıtası yükseltilecektir.
Sokağa çıkma yasağı mı var, yerel düzeyde politik ajitasyon ve örgütleme çalışmalarında ısrar bu yasağı delecektir. Faşist şeflik rejimi gözaltı terörü ve para cezasıyla karşı saldırıya mı geçiyor, emekçi semtlerinde, sanayi sitelerinde, işyeri girişlerinde, merkezi toplu taşıma duraklarında, devlet kurumlarının önlerinde politik ajitasyonun ve eylemin diliyle konuşmakta tam bir cüret ve kararlılık sergilemekle bu saldırı göğüslenecektir. Şehirler arası seyahat kısıtlaması mı uygulanıyor, dijital platformlar aracılığıyla düzenli görüşme ve toplantı yapmak kadar, bu kısıtlamayı fiilen aşmanın ve yerinde görüşmenin olanaklarına da bakılacaktır. Politik İslamcı faşist şef emekçileri çaresizlik ve muhtaçlık duygusunun dipsiz kuyusuna mı atmak istiyor, halk dayanışmasının örgütlenmesinde öncü inisiyatif sergilenecek ama dayanışma ağlarının apolitik tutuma sürüklenmesine ya da CHP'li belediyelere yamanmasına kesinkes karşı durulacaktır.
Birinci dalga pandemi dönemi, komünist öncünün özgücüne dayalı eylemselliğinin emekçi sol hareketin bütününe politik alan açan, devrimci-demokratik mücadelenin birleşik kulvarlarını ileri iten sonuçlarını en çarpıcı şekilde gözler önüne sermişti. Bugün, koronavirüs krizinin bu ikinci dalgası koşullarında, siyasal-örgütsel hazırlığı ve iddiasıyla komünist öncü, özgücüne dayalı mücadeleler ile birleşik mücadelelerin devrimci kaynaşımını yeniden ve yeniden üretme sorumluluğunu daha da fazla taşıyor. Fiili meşru mücadele cephesinde, hem birleşik demokratik cephe karakterindeki HDP ve HDK'nin mevcudiyeti, hem de Tüm Çalışanlar İçin Sağlık Platformu, Birleşik Gençlik Meclisleri ve Kadınlar Birlikte Güçlü gibi ortak zeminlerin varlığı, söz konusu birleşik mücadele kulvarları yelpazesinin genişliğine ve çok boyutluluğuna, yani bir bakıma önemli bir devrimci imkana ve avantaja işaret ediyor. Devrimci iradenin, bu imkanı ve avantajı değerlendirmek için, yeni durumda bütün bu kulvarların politik açıdan daha etkin hareket etmeleri yönünde kendini ortaya koymak zorunda olduğuna şüphe yok. Böyle bir sürükleyici ve birleştirici politik duruş, bu ikinci dalga pandemi koşullarında politik sürekliliğini yitirmeyecek olan güçlerden başlayarak, emekçi sol hareketin çeşitli bileşenleriyle ilişkileri antifaşist cephenin genişletilmesi doğrultusuna da kanalize etmiş olacaktır.
Koronavirüs krizinin bu ikinci baskısı, "kapitalizm öldürür, sosyalizm yaşatır" sözünün tarihsel ve güncel gerçekliğini, inandırıcılığını ve ikna ediciliğini emekçi insanlık nezdinde tekrar ve misliyle artırıyor. Bütün basın-yayın araçları, filmler, şarkılar ve kitaplar, afişler ve sloganlar, tartışmalar ve eğitimler, şimdi sosyalizm propagandasını en kuvvetli biçimlerde yapmanın kürsüleridir.
Bununla birlikte, komünistler, tabii ki, işçilerin ve ezilenlerin en acil sorunlarından ve taleplerinden hareketle, politik İslamcı faşist sömürgeci saltanatı yıkma mücadelesini, ezilenlerin birleşik direnişini örgütlemekle yükümlüdür. Yani, sağlık sektörü ve diğer yaşamsal sektörler dışında çalışmanın durdurulması, tüm işçiler için ücretli izin hakkı ve iş güvencesi, yoksullar için asgari geçim geliri, ev içi emek için ücret, bütün tutuklu ve hükümlülerin serbest bırakılması, kadına yönelik şiddetteki tırmanışa karşı İstanbul Sözleşmesi önlemlerinin uygulanması, savaşa ve diyanete değil sağlığa bütçe ayrılması, parasız sağlık hakkı, herkese test, tedavi ve aşı imkanı, güncel planda, politik ajitasyonun ve eylemin somut konuları, devrimci-demokratik mücadelenin somut şiarlarıdır.
Geride bıraktığımız aylarda, partinin hanesinde, 1 Mayıs, Suruç katliamı yıldönümü, İstanbul Sözleşmesi ve 25 Kasım muharebelerini kazanan devrimci irade, faşist gözaltı ve tutuklama terörüne meydan okuyan devrimci kararlılık yazılıdır. Demektir ki, ikinci dalga pandemi koşullarında oluşan yeni durum, fiili meşru mücadelede, komünist öncünün özellikle işçi cephesinin, gençlik cephesinin ve kadın cephesinin şimdi bir adım daha öne çıkmasını istemektedir.
* Atılım Gazetesi'nin 4 Aralık tarihli 455. sayı başyazısı.