4 Ekim 2024 Cuma

Özgür Gündem davası: Beraat kararının bozulması manidardır

Beraat kararının bozulmasının ardından yeniden görülen Özgür Gündem davasında söz alan TTB Başkanı Fincancı, seçimlerden sonra sosyal medyada hedef gösterilmesinin ardından kararın bozulduğuna dikkat çekti. Fincancı, kararı tanımadığını kaydetti. 

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak amacıyla başlatılan "Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği" kampanyasına katıldıkları için yargılanan ve haklarında verilen beraat kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozulan Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ve gazeteci-yazar Ahmet Nesin'in yeniden yargılanmalarına başlandı.

Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davaya yargılanan Şebnem Korur Fincancı ve Erol Önderoğlu ile avukatları hazır bulundu. Yazar Ahmet Nesin ise yurtdışında olmasından kaynaklı duruşmaya katılamadı. Davayı ayrıca sivil toplum örgütleri, siyasi parti temsilcileri ile RSF Almanya ve Fransa temsilcileri de takip etti.

'BU ARGÜMANIN GELİŞTİRİLMESİNİ MANİDAR BULUYOR, KATILMIYORUM'
Duruşma, kimlik tespiti ile başladı. İlk olarak savunması alınan Erol Önderoğlu, verilen beraat kararını önemsediklerini belirterek, İstinaf Mahkemesi'nin kararı bozmasının niyete aykırı olduğunu söyledi. Erol, İstinaf Mahkemesi'nin eksik inceleme sebebiyle usul yönünden yerel mahkemenin verdiği kararı bozmasına tepki göstererek, "O dönem 100 kişiden 30'u ile ilgili kovuşturma yürütüldü. İlk defa böyle bir argümanla karar bozuldu. Bu argümanın geliştirilmesini manidar buluyorum karara katılmıyorum" dedi.

Daha sonra söz alan Önderoğlu'nun avukatı da İstinaf Mahkemesi'nin verdiği bozma kararını kabul etmediklerini ifade ederek, "İstanbul Bölge 3. Ceza Mahkemesi'nden hukuki karar beklemek imkansız hale geldi" diye belirtti.

'HAGB GİBİ SUÇU KABULLENME DAVRANIŞIN KABUL ETMİYORUM'
Şebnem Korur Fincancı da bu davanın hukukun üstünlüğünün tamamen ortadan kaldırıldığı bir dava olduğunun altını çizdi. Fincancı, "Özgür Gündem gazetesi de örneklerden biri. Dayanışma ve ifade özgürlüğü yurttaş olma sorumluluğudur. Yurttaş olarak sorunluluğumuzu yerine getirdik. Bunu yapınca da hak ihlaline maruz kaldık. Ayrıca beraat kararından 1 yıl sonra bozulma kararının verilmesi manidardır. Kararın verildiği dönem TTB Merkez Konseyi Başkanı adayıydım. Ve salgına karşı mücadele ediyorduk. Kararın bu tarihe denk gelmesi de manidardır. İfade özgürlüğü temel hakkımızdır. Bunun için mücadele etmeye devam edeceğiz. İfade özgürlüğü ve dayanışma suç değildir. Beratımı istiyorum. Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması (HAGB) gibi suçu kabullenme davranışını kabul etmiyorum" ifadelerini kullandı.

'MÜVEKKİL HEDEF GÖSTERİLDİKTEN SONRA BERAAT KARARI BOZULDU'
Fincancı'nın avukatı Meriç Eyiboğlu yaptığı savunmada müvekkilinin TTB başkanlık seçimlerinden sonra siyasi iktidar tarafından hedef gösterildiğini hatırlattı. Eyüpoğlu, "Manidar olan TTB seçimi hemen sonrasında kendisi siyasi iktidar tarafından hedef gösterilmiş olması değil. Dosyada karar verilip verilmediğine ilişkin bakanlık tarafından çok sık şekilde sorulmaktadır. Müvekkilimin TTB Başkanı seçilmesinden sonra bakanlığın soruları arttı. Ekim ayında üç kere soruyor. Bu yüzden bu karar manidar. Hepimiz hukukun siyasallaşmasından şikayetçiyiz. Müvekkil hedef olarak gösterildikten sonra beraat kararı bozuldu. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi bozma kararı verirken politik ifadeler kullandı. Gazete ile dayanışma denmiş hukuki dil kullanılmamıştır. Ceza dairesi politik bir tutum kullanmış. Hukuka uygun değerlendirilmesini talep ediyoruz. Suç oluşmamış. Bozma kararının içeriğine bakınca bozulma kararını gerektirecek bir şey yoktur. Kararda direnilmesini talep ediyor, bozma kararını kabul etmiyoruz" şeklinde savunma yaptı.

DURUŞMA ERTELENDİ
Kararını açıklayan mahkeme heyeti duruşmayı 23'üncü Ağır Ceza Mahkemesi dosyası ile 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi arasında hukuki fiili irtibat bulunduğundan mahkeme ile birleştirme hususunda görüşülmesine karar vererek duruşmayı 6 Mayıs'a erteledi.