23 Kasım 2024 Cumartesi

Özak Tekstil direnişi İstanbul'a taşınıyor

Özak Tekstil'in bulunduğu OSB'nin dışına sürüldüklerini ve bu haliyle direnişi sürdürmenin bir anlamı olmadığını kaydeden BİRTEK-SEN Genel Başkanı Türkmen, direnişi İstanbul Özak Holding önüne taşıyacaklarını duyurdu. Zaman içerisinde 300'den fazla işçi kıdem ve ihbar tazminatlarını aldığını, Özak Tekstil'in bugüne kadar işten attığı işçilerin hakkını gasp ettiği için bunun büyük bir kazanım olduğuna dikkat çeken Türkmen, on gönüllü işçiyle İstanbul'daki direnişi sürdüreceklerini belirtti.

Özak Tekstil işçilerinin sendika seçme özgürlüğü başta olmak üzere fabrikadaki çalışma koşullarına ve baskıya karşı başlattıkları direniş, 52. günü geride bıraktı. Önceki gün yapılan arabulucu görüşmesi sonrası BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen, sendika yöneticileri ve direnişteki işçilerle toplantı yaptı.

Toplantı sonrası Evrensel'e konuşan BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen arabuluculuk görüşmesinde patronun kıdem, ihbar ve senelik izin gibi tazminatların ödenmesini, işe iade talepleri kabul edilmeyen işçilerin dışarıda geçen günlerinin ücretinin ödenmesini önerdiğini, kendilerine açılan "yasa dışı" grev davasından vazgeçilmesini istediğini, patronun da bu talebi kabul etmediğini belirtti.

'PATRONUN TAZMİNAT ÖDEMEYİ KABUL ETMESİ ÖNEMLİ BİR KAZANIM'
İşçilerin kıdem, ihbar tazminatlarının, içeride kalmış alacaklarının, senelik izin gibi alacaklarını verilmesinin önemli bir kazanım olduğuna dikkat çeken Türkmen, "Bu fabrika kurulduğundan beri bir tek işçiyi kıdem ve ihbar tazminatını vererek çıkarmış değil ya çok eksik veriyorlar ya hiç vermiyorlar. Ayrıca direnişteki işçilerin tamamı yasa dışı grev gerekçesiyle tazminatsız atıldı ama şimdi bütün işçilerin kıdem ve ihbar tazminatlarını vermeleri bile önemli bir kazanım" dedi. "Bizim derdimiz sadece tazminat değil, biz asıl işçilerin işe geri dönmesini ve sendikalı bir biçimde orada çalışmaya devam etmesini talep ediyoruz" diyen Türkmen, "Bunun için bizim mücadelemiz devam edecek. 80'e yakın işçi ile bir toplantı yaptık, direnişi bu haliyle Urfa'da sürdürmemizin imkanı yok, çünkü bu direnişin asıl sürmesi gereken yer fabrikanın önü ancak bizi yasaklarla, jandarma ve kolluk baskısı ile fabrikanın önünden sürdüler. Sonrasında en azından fabrikanın 200 metre ilerisindeydik orada da fabrikadaki üretimi, içerideki işçileri etkileyebiliyorduk şimdi bizi tamamen organizenin dışına ittiler ve şu anda fabrikanın bir buçuk kilometre ötesinde, organizenin bile dışındayız. Bu direnişin üretimi, fabrikadaki işçileri, fabrikayı etkileme şansı fiilen ortadan kalkmış durumda. Bununla da yetinmeyip hukuksuz bir karar çıkarttılar fabrika çevresinde eylem yasağı getirdiler" dedi. Direnişin 450 işçi ile başladığına, 2 aya yaklaştığına ve asgari ücretle geçimini sağlayan işçilerin 3 gün çalışmazsa aç kalacaklarına vurgu yapan Türkmen, "Biz de bağımsız bir sendikayız, olanaklarımız çok sınırlı ve dayanışmayla direnişteki işçilerin ulaşım, yemek gibi ihtiyaçlarını karşılayabildik. İşçiler ev geçindiriyor, kiraları var, çocuklarının ihtiyaçları, faturalar var ve bu yüzden anlaşıp tazminatını alan işçiler oldu. 300'den fazla işçi kıdem ve ihbar tazminatlarını aldı" dedi.

'GÖNÜLLÜ 10 İŞÇİ İLE İSTANBUL'DA OLACAĞIZ'
Tüm bunların sonucunda da işçilerle birlikte direnişi bu haliyle sonlandırma kararı aldıklarını ifade eden Türkmen şöyle devam etti: "İşe geri dönme ve geri kalan haklarımızı alarak taleplerimizi kabul ettirmek için mücadelemizi sürdüreceğiz. Toplantıdan şöyle bir karar çıktı, madem Urfa'da bizi organizeye bile sokmuyorlar, bu kadar yasak, engel, saldırı var biz de bu direnişi Özak Tekstil merkezine önüne taşımaya karar verdik. Direnişçi işçiler içerisinden 10 tane gönüllü işçi ile birlikte önümüzdeki haftadan itibaren direnişi İstanbul'da bulunan Özak Holding önüne taşıyacağız. Ayrıca hak ihlallerinden asıl sorumlu tuttuğumuz uluslararası markaların -başta Levi's ve Zara olmak üzere, Urfa'da mağazaları bile yok- mağazalarının önünde eylemler yapma ve Özak'ın önünde eylemler yapma, dayanışmayla, destekle markalara ilişkin kampanyamızı daha güçlü bir şekilde sürdürme hem de direnişi orada sürdürme kararı aldık. Bu aslında bizim tercih ettiğimiz bir eylem biçimi değil, ancak jandarmanın, askerin barikatları organizenin dışına kadar hâlâ duruyor, bir de hukuksuz mahkeme kararıyla direnişi fabrikanın yakınına bile yaklaştırmama tutumu karşısında biz de direnişi İstanbul'a taşıma kararı aldık" dedi.