20 Eylül 2024 Cuma

Özak işçileri: Bizden güç alın, gücümüze güç katın

10 gündür direnişte olan Özak Tekstilin kadın işçileri, direnişte güçlü olmayı ve birlik olduklarında kimsenin işçileri yenemeyeceğini öğrendiklerini kaydetti. Kadın işçiler şu çağrıyı yaptı: "Sesimizi herkes duysun. Bizi görürken güç alsınlar. Gücümüze güç katsınlar."

Özak Tekstil direnişçileri 10 gündür sermaye ve patronun tüm saldırılarına karşı direnişi sürdürüyor. Ağır ve uzun çalışma saatleri, zorunlu mesai, hakaret, tehdit ve aşağılanmaya maruz kalan Özak Tekstil işçileri, üye oldukları sarı sendika Öz İplik-İş'in patronla işbirliğine karşı çıkmak için BİRTEK-SEN'e üye oldu. Sendika seçme haklarını kullanan işçilere yönelik baskılar bundan sonra daha da arttı. Özak yönetimi ve Öz İplik-İş'in işyeri temsilcisi Gülbahar Kaya tarafından sorgu odalarına çekilen işçiler tüm hakları gasp edilerek işten atılmayla tehdit edildi, kadın işçiler üzerinde ise özel hayatıyla baskı kurmaya çalışıldı.

İŞÇİLER BİRBİRİNE VE SENDİKALARINA SAHİP ÇIKTI
Ancak tüm baskılara karşı 450 işçi Öz İplik-İş'ten istifa ederek BİRTEK-SEN'e geçti. Örgütlenme çalışmalarını yürüten bir kadın işçinin işten çıkarılmasının ardından, yüzlerce işçi fabrikada iş durdurdu. Açıklama yapan işçiler sendikaları BİRTEK-SEN'e de işten atılan arkadaşlarına da sahip çıkacaklarının altını çizdi.

PATRON JANDARMA ELİYLE GREV KIRICILIK YAPMAYA ÇALIŞTI
İşçilerin direnişini kıramayan patronun talimatıyla Urfa Valiliği kentte eylem ve etkinlik yasağı getirdi. Yasak 4 Aralık'ta sona erdi ancak bu kez de fiili yasak uygulandı. Direnen işçilerin fabrika önüne gelmesini engellemek için sokağa asker yığıldı, sokak başı barikatlarla kapatıldı. Patronun emir eri gibi davranan jandarma eline tutuşturulan listede ismi yazan grev kırıcı işçileri fabrikaya aldı. Duruma tepki gösteren direnişçi işçiler ise barikat önünde oturma eylemi yaptı. İşçilere jandarma saldırdı, darp etti, sendika temsilcilerini gözaltına aldı. Ancak işçiler kararlı duruşlarından vazgeçmeyerek direnişi sürdürdü.

LEVİ'S'A KARŞI HAREKETE GEÇME ÇAĞRISI
BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen, firmanın tedarikçisi Levi's'a defalarca mail atarak yaşanan hukuksuzlukları anlattıklarını ancak Levi's'ın sessiz kaldığını kaydetti. Türkmen, Türkiye ve dünya kamuoyunu Levi's'a karşı harekete çağırdı.

Fabrikada tüm işçilere baskı uygulansa da kadın işçiler daha fazla hak gasbına uğradı. Kadın işçiler neden BİRTEK-SEN'e geçtiklerini, sonrasında yaşadıklarını, bu direnişin öğrettiklerini Özgür Tv'den Arzu Demir'e anlattı.

'ÖZ İPLİK-İŞ BİZİM DEĞİL PATRONUN YANINDAYDI'
Bir kadın işçi, "Öz İplik-İş bizim yanımızda durmadı. Hakkını alamadan, tazminatsız işten çıkarılan çok arkadaşımız oldu. Sendika hakarete uğrayanın yanında değil patronun yanında oldu buna dur demek için BİRTEK-SEN'e geçtik" dedi.

'BAZEN FABRİKADA UYUYORDUK'
Bir diğer kadın işçi ise çalışma koşullarını şöyle aktardı: "Sürekli baskı altındaydık. Sabah 06.00'da içeri giriyorduk, çıkışımız belli değildi. Gece yarısı 01.00-02.00'lere kadar mesaiye kalıyorduk, bazen arkadaşlarımızın fabrikada uyuduğu oluyordu. Sabah tekrar iş başı yapıyorduk. Cumartesi, pazar da çalışıyorduk. Mesailer zorunluydu. Yemeklerde kurt, kıl, taş çıkıyordu. Servis evimize kadar bırakmıyordu."

'450 İŞÇİ BDİRENİŞTEYİZ'
BİRTEK-SEN'e üye olduktan sonra vazgeçmeleri için daha çok baskı gördüklerini aktaran bir başka işçi ise, "Patron, müdür, yöneticiler hatta mühendisler bile BİRTEK-SEN'den vazgeç diye baskı yaptı. Vazgeçmezsiniz tazminatsız çıkış vereceğiz dediler. Biz bu sorunlara karşı birleştik, 450 işçi on gündür direnişteyiz" dedi.

'ÖZ İPLİK-İŞ TEMSİLCİSİ ÖZEL HAYATIMIZI ANLATMAKLA TEHDİT ETTİ'
Sözü alan bir işçi ise direnişlerini şöyle anlattı: "Öz İplik-İş Sendika Temsilcisi Gülbahar Kaya, bütün kızlara 'eğer siz sendikaya geçmezseniz bütün özel hayatınızı hem fabrikaya hem ailenize anlatacağız' dedi. Bantta çalışan arkadaşlarımızın üzerine yürüyerek 'başınızı ezerim' gibi cümleler kullandı. Tuttuğumuz oruçtan, kıldığımız namaza, türbana, aldığımız maaşa kadar hakaret ettiler. İlk günler sıkıntı olmadan direniş yaptık. Patronun emriyle vali karar aldı. Sendika başkanımız ve iki temsilcimizi gözaltına aldılar. Jandarma copla üzerimize saldırdı. Üç gün eylem yasağı vardı biz ona rağmen direndik. Eylem bittikten sonra jandarmalar belge göstermeden barikat kurdu. Hiçbir şekilde fabrikanın önüne geçemiyoruz. Sürekli patronun emri altında jandarmalar."

'PATRONUN KÖLESİ OLMAK İSTEMİYORUZ'
Direnmekte kararlı olan kadın işçiler, "Öncelikle işten çıkarılan arkadaşımızın geri alınmasını, sendikal hakkımızı kullanmak istiyoruz. Üzerimize sendika baskısı kurulmasın. Dışarıda geçirdiğimiz günlerin maddi ve manevi olarak iadesini istiyoruz. Tehditlerin, hakaretlerin, baskının son bulmasını istiyoruz. Dinen yargılamalarını istemiyoruz. Bizi insan yerine koysunlar. Özel hayatlarımızla tehdit etmesinler. Özetle, patronun kölesi olmak istemiyoruz" taleplerini yineledi.

'SESİMİZİ HERKES DUYSUN'
İşçiler son olarak kamuoyuna seslendi ve şunları söyledi: "Biz bu direnişte güçlü olmayı, direnmeyi kazandık. Birlik olunca bir şeyleri daha iyi yapacağımızı düşünüyoruz. Biz burada birlikte olduğumuz sürece bizi kimse yıkamaz. Sesimizi herkes duysun. Bizi görürken güç alsınlar. Gücümüze güç katsınlar."