22 Kasım 2024 Cuma

Otlu'dan 'yenidoğan çetesi'ne ilişkin Meclis Araştırması istemi 

İstanbul'da 12 bebeğin katledildiği "yenidoğan çetesi" ve çete üyelerinin faaliyetlerini sürdürdüğü hastanelerin Sağlık Bakanlığı'nın denetiminden kolaylıkla geçtiğine dikkat çeken DEM Parti İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu; sorumluluğu ve ihmali bulunan kişilerin belirlenmesi, bu sürecin hızlı, şeffaf ve etkili bir şekilde yürütülmesi, herkesin eşit, ulaşılabilir, ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmeti alabilmesinin sağlanması için Meclis Araştırması açılmasını istedi. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, 12 bebeğin "yenidoğan çetesi" tarafından  katledilmesine ilişkin Meclis Araştırması açılmasını istedi. "Yenidoğan çetesi"nin toplumda yarattığı infiale dikkat çeken Otlu,"Bebek çetesi bir annenin CİMER'e yaptığı ihbar sonucu incelemeye alınmıştır. 22'si tutuklu 47 şüpheli hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, suça konu 197 eylem ve bu eylemlere ilişkin, şüphelilerin kan donduran telefon konuşmalarını içeren tape kayıtları ve bunlarla ilgili değerlendirmeler yer almaktadır" dedi.

'BU HASTANELER SAĞLIK BAKANLIĞI'NIN DENETİMİNDEN KOLAYLIKLA GEÇTİ'
Pek çok doktor, hemşire ve ambulans şoförlerinin de içinde bulunduğu "yenidoğan çete" üyelerinin, yoğun bakım ihtiyacı olan ve olmayan bebekleri, anlaşmalı hastanelere yönlendirdiğini, bebeklerin sağlık durumlarını olduğundan daha ağır gösterilerek daha uzun süre yatışlarının sağlandığını, bu şekilde her bebek için günlük 7 veya 8 bin lira ücret aldıklarını belirten Otlu, "Çetenin sistemi Sosyal Güvenlik Kurumu'nu ve aileleri dolandırmak üzere kurulmuştur. Enfeksiyona açık bir ortam olan yenidoğan ünitelerine yatırılan bebeklerden bazıları, normalden daha uzun süre yatırıldıkları veya hiç gereksinim yokken bu bölüme yönlendirildikleri için hayatını kaybetmiştir. İddianamede 6 aylık bir bebeğin, çocuk yoğun bakım ünitesi yerine doktoru olmayan yenidoğan ünitesine gönderildiği, doktordan habersiz bir hemşirenin bebeğe müdahalede bulunduğu, olayın örtbas edilmesi için hayatını kaybeden bebeğin ölüm saatinin değiştirilip epikriz yazdırıldığı belirtilmektedir. Çete üyeleri usulsüz bir şekilde hastanedeki ilaçları satarak maddi kazanç da elde etmişlerdir. İddianamede çete üyelerinin 12 bebeğin ölümüne neden olduğu belirtilmesine karşın çetenin işleyişine bakıldığında bu sayının daha fazla olduğu düşünülmektedir. Yıllardır faaliyette bulunan bu hastanelerin Sağlık Bakanlığı'nın denetiminden kolaylıkla geçmeleri de düşündürücüdür" ifadelerini kullandı. 

'SAĞLIK BAKANI MÜEZZİNOĞLU'NA AİT'
İddianamede bahsi geçen hastanelere işaret eden Otlu, "Akabe Sağlık Tesisleri AŞ'ye ait özel Avcılar Hospital Hastanesi, Özel İstanbul Şafak Sağlık Hizmetleri AŞ'ye ait Özel Avrupa Şafak Hastanesi ve Özel İstanbul Şafak Hastanesi, Medilife Sağlık Hizmetleri ve Yonca Sağlık Hizmetlerine bağlı Özel Bağcılar Medilife Hastanesi ve Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Refik Arslan AŞ'ye bağlı Özel Bağcılar Şafak Hastanesi, Beymed AŞ'ye ait Özel Birinci Hastanesi, Doğamed AŞ'ye ait Özel Doğa Hospital Hastanesi, Reyap AŞ'ye ait Özel Reyap İstanbul Hastanesi ve Çorlu Reyap Hastanesi, Ekip Sağlık AŞ'ye ait Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Esenler Güney Hastanesi ve Silivri Kolan Hastanesidir. Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü 18 Eylül 2024 tarihli onay ile soruşturmada adı geçen Özel Avcılar Hospital, Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Özel Birinci Hastanesi, Özel Güney Hastanesi, Özel Bağcılar Medilife Hastanesi, Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Özel Reyap İstanbul Hastanesi, Özel Şafak Hastanesi Bağcılar ve Özel Silivri Kolan Hospital'ın ruhsatlarını iptal etmiştir. İstanbul'da yaşanan skandalın benzeri olarak; Niğde, Sakarya, Kocaeli ve Antalya'da faaliyet gösteren bazı özel hastanelerin yoğun bakım ünitelerinde bazı bebeklerin sahte epikriz raporu düzenlenerek fazla süre yatırıldığı, SGK'dan haksız kazanç sağlandığı ve bu bebekler arasında şüpheli şekilde yaşamlarını yitirenler olduğu iddia edilmektedir. Özel Avcılar Hospital Hastanesi'nin eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'na ait olması skandalın boyutunu göstermektedir. İstanbul Tabip Odası konu ile ilgili yaptığı değerlendirmede; meselenin yalnızca hukuki ve idari bir suçla sınırlı olmadığını, bu olayın aynı zamanda sağlık sisteminin iflas ettiğini gösterdiğini, amacın yalnızca kar etmek ve bunu maksimize etmek olan bir sağlık piyasası içinde, etik ve kanun dışı işlemlerin daha sık görülür hale geldiği ifadelerini kullanmıştır. Adana Tabip Odası ise yenidoğan skandalının, sağlıkta ticarileşmenin korkunç bir sonucu olduğunu, herkesin eşit, ulaşılabilir, ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmeti alabileceği 'Kamucu Sağlık Sistemi' gerektiğini belirtmiştir" dedi. 

Tüm bu sebeplerden dolayı Meclis Araştırması açılması gerektiğini vurgulayan DEM Parti İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, sorumluluğu ve ihmali bulunan kişilerin belirlenmesi, bu sürecin hızlı, şeffaf ve etkili bir şekilde yürütülmesi, herkesin eşit, ulaşılabilir, ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmeti alabilmesinin sağlanmasını istedi.