Ortadoğu kadın hareketleri deneyimlerini paylaştı
Kadın Hareketleri Deneyimleri uluslararası konferansı ondan fazla ülkeden 80 delegenin katılımıyla Beyrut'ta gerçekleşti.
Kadın Hareketleri Deneyimleri uluslararası konferansı Beyrut'ta gerçekleşti. "Jiyan, jiyan, azadinin izinde" şiarıyla örgütlenen konferansa Lübnan, Tunus, Ürdün, Irak, Sudan, Türkiye, Filistin, Mısır, Suriye, İran, Şengal ile Kuzey ve Doğu Suriye'deki kadın kurumları temsilcilerinden
oluşan 80 delege katıldı.
Saygı duruşuyla başlayan konferansta "Hegemon-global sistemin bölge kadınlarına müdahalesinin etkileri", "Bölgedeki krizlerde kadın deneyimleri" ve "Kadın yoldaşı aydın Abdullah Öcalan'ın kadın özgürlüğü yolculuğun hakkındaki görüşleri" konuları ele alındı.
İlk oturumda konuşma yapan Kadın Faaliyetleri Eşitliği Dernek Başkanı Dr. Marî Dibis, Arap halkının ayaklanmalarını ve Ortadoğu'da süren savaşın Arap kadınları üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Dibis, savaş politikasının en çok kadınlar yaşamlarını etkilediğini vurguladı.
Kadın Yaşam Derneği Başkan Yardımcısı Büşra Ali ise, Türk devletinin desteğiyle kadına yönelik şiddet vakalarında çok ciddi bir artış olduğunu kaydetti.
Mısır Kadın Haklarını Koruma ve Kadınların Ulusal Cephesi adına konuşan Kerime El Hefnawî ise bölgesel krizlerin en çok Afrika'daki kadınlara zarar verdiğini söyledi. Afrikalı kadınlara yönelik ırkçı saldırılar ile fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddet suçları yaşandığını belirten Kerime El Hefnawi, Afrika ülkelerinin çoğunda kadınları şiddetten koruyacak yasaların olmadığını vurguladı.
KADINLARIN DENEYİMLERİ TARTIŞILDI
"Bölgedeki krizlerde kadın deneyimleri" başlıklı ikinci oturumda konuşan Neslihan Acar, eşbaşkanlık sisteminin siyasetteki önemine dikkat çekti. Neslihan Acar, dünyada belediye ve parlamentolarda kadın temsilinin yüzde 18 civarında olduğunu ancak Bakurê Kürdistan ve Türkiye'de bu oranın yakalanamadığı bilgisini verdi.
Şengal'de faaliyet yürüten Êzidî Kadın Özgürlük Hareketi'nden (TAJÊ) Siham Reşo, DAİŞ çetelerinin saldırılarına uğrayan kadınların yaşamlarına ve mücadelelerine ilişkin sunum yaptı.
Rojhilatê Kürdistan Özgür Kadın Derneği (KJAR) Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Rozerin Kemanger de Jîna Mahsa Amînî'nin katledilmesinin ardından kadınların öncülüğünde gerçekleşen "Jin, jiyan, azadî" ayaklanmasının deneyimlerini aktardı. Rozerin Kemanger, "Molla rejimi İran'ı biz yönetiriz, hiçbir güç karışamaz diyor. Ama devrimden sonra gördük ki toplum kendi kendini yönetebilir" dedi.
Oturumda söz alan Suriye Demokratik Meclisi (MSD) Yürütme Kurulu Başkanı İlham Ehmed Rojava kadın devrimi deneyimlerini aktardı. İlham Ehmed, "Bir kartopu gibi başlayan ve büyüyen kadın devrimi, kadının enerjisini ortaya çıkaran ve kadını özgürleştirmek için hizmet geliştirilen bir devrimidir" ifadelerini kullandı.
İlham Ehmed, kadın özsavunmasının önemine dikkat çekti ve devrimdeki kadın kazanımlarını anlattı. İlham Ehmed şunları dile getirdi: "Kadınların savunma alanında örgütlenmesi hayati ihtiyaçlardan biridir. Kadınları savunma görevinin, egemen erkek tarafından yönetilen güvenlik kurumlarına bırakılması kabul edilemez. Savaş tecrübemiz DAİŞ'e karşı savaşımızda savunma alanında ortaya çıktı. Kadın Savunma Birlikleri'nin (YPJ) kurulması zorunluydu."
SONUÇ BİLDİRGESİ
"Jin, jiyan, azadî izinde" sloganıyla düzenlenen Uluslararası Kadın Hareketleri Deneyimleri Kongresi sonuç bildirgesiyle tamamlandı. Kongrede bölgesel anlamda kadın mücadelesinin güçlendirilmesi, kadın kongreleri yapılması ve PKK lideri Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için kampanya kararları alındı.
Hazırlık Komitesi üyesi Dîlan Hesen tarafından okunan sonuç bildirgesinde şu ifadeler yer aldı: "18-19 Ağustos tarihlerinde Lübnan, Filistin, Suriye, Irak, Mısır, Tunus, Ürdün, Yemen, Sudan, Türkiye ve İran'dan 100'den fazla kadın olarak Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta toplandık ve bölgedeki çatışmalar üzerine Uluslararası kadın Hareketleri Deneyimleri Konferansı'nı düzenledik.
"Konferans, ‘Jin, jiyan, azadî' sloganıyla düzenlendi. Ağustos ayında toplanıp konferansımızı gerçekleştirmemiz tesadüfi bir durum değil. Ancak, ‘Jin, jiyan,
azadî' sloganına ve felsefesine olan bağlılığımız ile soykırım planlarına karşı Şengalli Êzidî kadınlara ve Afganistanlı kadınlara destek olmak için düzenledik. Bu konferans, KJK tarafından duyurulan dünyadaki kadın eylemlerine katılım için önemli bir çağrıdır. Aynı zamanda yeni yılına girmesine sayılı günler kalan İran halklarının kadınlar öncülüğünde ‘Jin, jiyan, azadî' sloganıyla başlattığı ayaklanmaya destek içindir. Bu vesileyle tüm dünyada direnen ve mücadele eden kadınları; Êzidî, Afgan, İranlı, Kürt ve Arap kadınları selamlıyoruz.
"Konferansımızda Ortadoğu ve Afrika'nın farlı ülkelerindeki kadınların sorunlarını ele aldık ve büyük dünya güçleri ile bölgedeki egemen sistemlerin hür türlü savaşın önünü açtığı kanaatine vardık. Bu savaş, ‘herkese karşı topyekun savaş' politikası kapsamında yürütülmekte. Ayrıca bölgedeki toplumsal, kültürel, ulusal, dinsel, etnik ve dini kimliklerin yeniden tanımlanması politikası çerçevesinde, egemen güçlerin çıkarlarını gerçekleştirebilmesi için birbirlerine karşı yapılmaktadır. Bu politikaların sonucunda işgal, silahlı çatışma, zorunlu toplu göç uygulanmakta. Demografik yapının değiştirilmesi, katliam, baskı, insan ticareti, kadına yönelik şiddet, kadın ve çocuk ticareti ile öncülerin hedef alınması yaşandı. Bunun üzerine bu felaketler için genel bir çözümün başlatılmasına ihtiyaç vardı. Yaşamın her alanında ve her düzeyde yapılan kadın katliamlarına ve politikalarına karşı olduğumuzu söyleyebiliriz.
"Konferansta, Kürdistan'ın dört parçasında Kürt kadınlarının deneyimleri, bölgelerimiz içindeki bu deneyimlerden ve tarihi mirasın ruhundan nasıl yararlanacağı ele alındı. İster Bakurê Kurdistan'daki eşbaşkanlık örgütlenmesinin deneyimi olsun, isterse Şengalli Êzidî kadınlarının öz savunma deneyimi ya da Rojava, Kuzey ve Doğu Suriye'deki öncü kadınların deneyimi ve Kürt kadınların öncülüğünde Rojhilatê Kürdistan'da, ‘Jin, jiyan, azadî' sloganıyla İran'daki ayaklanmanın deneyimi olsun. Kürt kadınlarının deneyimlerinin ilham kaynaklarına, entelektüel ve felsefi arka planına dikkat çektik ve gördük ki, uluslararası Kürt düşünürü Abdullah Öcalan'a yönelik medya haberlerinde gerçeklerin karalanması ve şiddet var. Öcalan, dönemin felsefesine karşı, yaklaşık 25 yıldır Türkiye'de İmralı Adası;nda tek hücreli cezaevinde tutulmaktadır. Bugün tüm uluslararası insan hakları norm ve standartlarına aykırı olarak uygulanan zihinsel işkence ve mutlak tecrit politikasına karşı direnmektedir. Resmi hukuk geleneklerinin özel kanunları bağlamında da ‘umut hakkı'ndan mahrumdur. Adil bir insanlık davası ve insan vicdanı davası temsil ettiği için serbest bırakılması gerektiğini teyit ettik.
KARARLAR
"Ona göre halklar ve kimlikler arasında gönüllü, doğal ve ortak bir yaşamın olduğu, tanrıçaların beşiği olarak bilinen bu kadim kutsal topraklarda kadınlarız ve kadınların birlikte mücadelesinin dinamik olduğuna inanıyoruz. Pratik birliğin, adaletin, gerçek demokrasinin ve kalıcı barışın olduğu güvenli ve istikrarlı bir sosyal yaşam kurumunu yeniden tesis etme gücü ve güvencesi için aşağıdaki kararlar üzerinde anlaştık:
🔹Kadınları hedef alan karanlık güçlere karşı Êzidî, Afgan, İranlı, Kürt ve Filistinli kadınların ve tüm bölgedeki kadın savaşçı ve direnişçilerin direnişine destek olunmalıdır.
🔹Kürt kadınlarının tüm bölge kadınları ve halkları için model olan eş başkanlık örgütlenmesinin deneyiminden faydalanmak gerekiyor.
🔹Kadınların ortak mücadelesini güçlendirmek, kadın kaynaklarını birleştirerek ataerkil zihniyete karşı tüm kurum ve donanımıyla bir özsavunma aracı haline getirmek, politika ve eylemlerini netleştirmek için uluslararası bir kadın kongresi düzenlenmelidir.
🔹Yaygın kadın bakış açısıyla yeniden tanımlanabilmesi, jineolojiden yararlanılabilmesi ve dağılımı konusunda çalışılabilmesi için ortak bir yerel kadın masası oluşturulmalı ve ana kavramlar yeniden irdelenmelidir.
🔹Uluslararası Kürt düşünürü, özgür düşünür ve kadın özgürlük dostu sayın Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması için hukuk komiteleri kurulmalı, bölgesel stratejik kampanyalar başlatılmalıdır.
🔹Halklarının sesini, ruhunu ve kimliğini temsil ettikleri için başta sayın Abdullah Öcalan olmak üzere tüm tutukluların, siyasetçilerin korunması için bölgesel bir ağ kurulmalıdır.
🔹Her türlü dinci köktendinciliğe ve ‘kadının yok edilmesi' politikasına, kadın düşmanı tüm baskıcı ve otoriter politika ve uygulamalara karşı mücadele edilmelidir."