5 Ekim 2024 Cumartesi

Ordu'nun güzellikleri HES tehdidi altında

ORÇEV Başkanı Gönül, son yıllarda maden ocakları ve HES şirketlerinin hedefinde olan Ordu'da yaşanan tahribatları anlattı. 

Yaylaları ve derelerinin güzelliğinden dolayı bugüne kadar adına birçok türkü yazılan Ordu, son yıllarda maden ocakları ve Hidroelektrik Santrali (HES) şirketlerinin hedefinde. Kentte şu an aktif 17 HES bulunuyor. Yapım ve proje aşamasındaki HES'lerin tamamlanmasıyla birlikte bu sayı 34'e çıkacak. Bunun yanı sıra kentte onlarca maden ve taş ocağı işletmesi bulunuyor. HES ve ocaklardan kaynaklı kentin vadilerinde büyük tahribatlar yaşanırken, tarihi milattan öncesine dayanan kalıntılar da tehdit altında.

Ordu Çevre Derneği (ORÇEV) Başkanı Ertuğrul Gazi Gönül, Mezopotamya Ajansı'ndan Tolga Güney'e HES ve ocaklardan kaynaklı yaşanan tahribatı anlattı.

'KOORDİNAT ÇALIŞMALARI YAPILIYOR'
Madenler yüzünden doğası tahrip edilen ilçelerin başında Fatsa geldiğini aktaran Gönül, ÇED raporu bulunmayan altın madeni şirketinin sahasını genişletmeye çalıştığını kaydetti. Söz konusu şirketin ruhsat süresinin 3 ay önce bittiğini belirten Gönül, buna rağmen Orman Müdürlüğü'nün ağaç kesimi yapmaya çalıştığını ifade etti. ÇED yönetmeliğine göre bu durumun suç olduğunu söyleyen Gönül, hem orman müdürlüğü hem de maden şirketi hakkında şikayetçi olacaklarını paylaştı. Fatsa dışında kentte 9 bölgenin daha maden sahası ilan edildiğine dikkati çeken Gönül, "Şu anda herhangi bir sondaj çalışması yapılmadı ama Gürgentepe ve Mesudiye'de koordinat çalışmaları yapılıyor" diye belirtti.

'BİRÇOK TARİHİ YAPI YOK OLACAK'
Gölköy ve Korgan ilçelerinde daha önce yapılamayan HES projelerinin yeniden hayata geçirilmek istendiğini belirten Gönül, kimi yerlerde ise yeni taş ocaklarının açılmak istendiğini ifade etti. Kentte tarihi 2000-3000 yıla dayanan yaşam alanlarının bulunduğunu ve buraların zarar gördüğünü söyleyen Gönül, HES'in devam etmesi halinde Asar Kayaları'nın da aralarında bulunduğu birçok tarihi yapının yok olacağı uyarısında bulundu.

'1. VE 2. DERECEDEN ARKEOLOJİK KAZI ALANLARI BULUNUYOR'
Asar Kayaları'na yakın bir yerde bulunan Kurul Kalesi'nde 8 yıldır devam eden arkeolojik çalışmalarına değinen Gönül, bu bölgenin hemen altında taş ocağı bulunduğunu ve arkeolojik alanın daraltılmasının istendiğini dile getirdi. Benzer durumların Fatsa ve Ünye ilçelerinde de bulunduğuna işaret eden Gönül, "Fatsa'da altın madeninin bulunduğu alanda 1'inci ve 2'inci dereceden arkeolojik kazı alanları bulunuyor. Samsun Anıtlar Kurulu tarafından tescil edildiği için maden şirketi bölgeyi alan dışında bıraktı" dedi.

Karadeniz'deki tarihi yerlerin birçok kez define arayan kişilerin hedefi haline geldiğine dikkati çeken Gönül, arkeolojik çalışmalarda da bölgenin her zaman ikinci plana atıldığını dile getirdi. "HES, taş ocakları ve madenlerin bulunduğu alanlar ile arkeolojik yaşam alanlarının bulunduğu bölgeler iç içe girmiş durumda" diyen Gönül, tarihi alanlara sahip çıkılması gerektiğinin altını çizdi. Tarihi alanların kimi şirketlere feda ettiğini belirten Gönül, "Çeşitliliğin olduğu ülkemizde talan olmadan çok daha refah içinde yaşayabiliriz. Fakat bu cenneti cehenneme çevirmek, kişilere peşkeş çekmek isteyen bir iktidar var. O yüzden sözün bittiği yerdeyiz. Bütün bunlara karşın yorulduk deme hakkına sahip değiliz. Başka yere gitmeyeceğiz, bu ülkenin her karış toprağına suyuna sahip çıkacağız" şeklinde konuştu.

'BURADAKİ SUYU YOK EDİP MARS'TA SU ARAMAK HANGİ AKLIN İŞİ'
İnsan odaklı değil doğa odaklı hareket edecekleri vurgulayan Gönül, şöyle devam etti: "Bir insan ile bir kedi ve yılanın hiçbir farkı yok. Bu ekoloji içerisinde insanın varlığı yüzde 1'dir. İnsan odaklı yaşarsak doğayı yok etmeye başlıyoruz. Bu varlığı da yok ettiğimizde insanın da varlığı yok oluyor. Şimdi Mars'ta su olup olmadığı tartışılıyor. Buradaki suyu yok edip orada su aramak hangi aklın işidir. Elimizdekine sahip çıkacağız."