22 Eylül 2024 Pazar

ÖHD'den tahliyesi engellenen 30 yıllık tutsak Akay için açıklama

Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olmamasına rağmen yıllardır tek kişilik hücrede tutulan kanser hastası 30 yıllık tutsak Soydan Akay'ın altı yıldır hapishane idaresi tarafından sistematik hak ihlaline maruz kaldığını kaydeden ÖHD İstanbul Şubesi, Silivri Hapishanesi hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti.

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi, İdare ve İnfaz Kurulu kararıyla tahliyesi 6 ay ertelenen 30 yıllık tutsak Soydan Akay'ın durumuna ilişkin basın toplantısı düzenledi.

BİLEN: CEZAEVİ İDARESİ HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILMASI GEREK
Dernek binasında gerçekleşen basın toplantısında Akay'ın avukatı ÖHD İstanbul Şube Başkanı Esra Bilen, Akay'ın müebbet hükümlüsü olmamasına rağmen  2018 yılının nisan ayından beridir tekli hücrede tutulduğunu kaydetti. Yine 2018 yılının nisan ayından beridir avukat görüşmelerinin "avukatları ile görüşmesinin kaydedilmesine ve görüşme esnasında konuşmaları duyacak şekilde bir görevlinin hazır bulundurulması" kararı ile kamera kaydına alınarak kısıtlandığını söyleyen Bilen, "Kısıtlama kararlarının 5 yıl boyunca aynı kopyala-yapıştır soyut gerekçelere dayandırılarak Soydan Akay'ın keyfi olarak sistematik olarak hak ihlaline maruz bırakılmasının yanı sıra Akay 5 yıldır cezaevi idaresinin yoğun gözetimi altındadır. Bu yoğun gözetime rağmen idare ve gözlem kurulu Soydan Akay hakkında düzenlediği raporda 'mahkumiyetine esas oluşturan terör örgütünden ayrılmadığına dair' karar vererek hukuka aykırı olmasının yanı sıra hayatın olağan akışına aykırı bir karar vermiştir. Zira 5 yıldır avukat görüşmeleri dahi kamera ile kayıt altına alınarak izlenen ve yine 5 yıldır tekli hücrede tutulan, cezaevinde başka hiçbir mahpusla görüştürülmeyen bir mahpusun örgütle bağının olduğu iddiası devlet egemenliği altında bulunan bir cezaevinin güvenlik açığı olması dışında hiçbir şekilde açıklanamayacak bir durumdur. Böylesi bir durumda da tüm cezaevi idaresi hakkında soruşturma açılması gerektirmektedir" dedi.

'ÖZGÜRLÜK HAKKI GERÇEK DIŞI İDDİALARLA ENGELLENİYOR'
Bilen, şöyle devam etti: "Cezaevi idaresi hakkında bir soruşturma açılmayıp 5 yıldır ağır tecrit altında tutulan bir mahpusun; Anayasal hak olan haberleşme hakkını kullanarak başka mahpuslarla yazışmasının 'örgüt üyeliğinden hüküm giyen hükümlüler ile mektuplaşıyor' denilerek kriminalize edilmeye çalışılması, cezaevi denetiminden geçirilerek kendisine verilen kitapların infaz ertelemeye gerekçe gösterilmesi, hakkında henüz kesinleşen bir mahkumiyet kararı olmamasına rağmen hakkında örgüt üyeliğinden kovuşturma yürütülen vasisinin kriminalize edilmeye çalışılarak bunun Soydan Akay'ın infazının ertelenmesine gerekçe yapılması, Soydan Akay hakkında 5 yıldır sistematik olarak verilen avukat kısıtlama kararının dayandırıldığı ve gerçekliği olmayan istihbari bilgiye karşı defalarca Anayasa Mahkemesine karşı başvurmamıza rağmen Akay hakkında bir karar verilmeyip bu istihbari bilginin aynı şekikde kopyala-yapıştır yapılarak infaz erteleme kararına gerekçe yapılması, idare ve gözlem kurulunun haklar bağlamından uzak hareket ederek 30 yıllık infazını tamamlamış bir mahpusun özgürlük hakkını gerçek dışı iddialarla elinden almaya çalıştığını göstermektedir."

'SİSTEMATİK HAK İHLALLERİNE MARUZ KALIYOR'
Açıklamayı ise Öhd Hapishane Komisyonu Sekreteryasından Berivan Bekçi okudu. Akay'ın yaklaşık altı yıldır tutsak edildiği hapishanede idare tarafından sistematik olarak çeşitli hak ihlallerine ve hukuka aykırı İdare ve Gözlem Kurulu kararlarına maruz kaldığını, mahkeme ve hakimliklerin adeta bu hukuka aykırılıkları onaylama merciii gibi davrandığını belirtti.

'SİYASİ MAHPUSLARDAN PİŞMANLIK BEYANI İSTENMEKTE'
Bekçi, "Şu anda birçok cezaevinde İdare ve Gözlem Kurulları mahpusların iyi halli olup olmadığına karar verirken soyut ve sübjektif yorumlarda bulunmakta ve hukuka aykırı bir dayatma olmasına rağmen siyasi mahpuslardan pişman olduklarına dair beyan istemektedirler. Bu kararlardan kaynaklı olarak yüzlerce siyasi mahpus denetimli serbestlik ve koşullu salıverilme haklarından mahrum bırakılmaktadır ve mahpusların özgürlükleri kendisini mahkeme yerine koyan kurullar tarafından ellerinden alınmaktadır. Bizler özgürlükçü hukukçular olarak mahpuslara karşı verilen her türlü keyfi, hukukilikten uzak ve hem mahpuslar hemde aileleri için bir eziyete dönüştürülen idare ve gözlem kurulu kararlarının hukuken takipçisi olduğumuzu, böylesine keyfi sebeplerle müvekkillerimizin özgürlüklerini elinden alan kararlara karşı her türlü hukuki yola başvuracağımızı bildiririz" dedi.